Kışlalardaki bozuk yemeklerden kaynaklanan toplu asker zehirlenmesi haberlerini yavaş yavaş kanıksamaya başladık. O yüzden olacak birkaç gün önceki at eti haberi de basında fazlaca yer bulmadı. Sezgin Tanrıkulu’nun gündeme getirip Savunma Bakanı Nurettin Canikli’nin açıkladığı at eti skandalında 4 ton kavurmanın bozulduğu kutular açılınca yayılan pis kokudan anlaşılmıştı. Yapılan tahlilde bunların at eti olduğu anlaşıldı. Atlar hastalıklı mıydı, o kadar at nereden bulundu gibi sorular havada kaldı.
Dün benzer bir haberle uyandık güne. Yeniçağ gazetesinden Orhan Uğuroğlu’nun haberine göre Milli Savunma Bakanlığı’nın açtığı bin 100 tonluk zeytinyağı ihalesini kazanan firmalar kışlalara zeytinyağı yerine hayvan küspesinde kullanılan yağ vermişler. Olay, kimi askerlerde rahatsızlık görüldükten sonra anlaşılmış. Askere yönelik bu skandallar böyle sürer gider. Çünkü tedarikçi firmalar genellikle “yandaş” olup doğru dürüst bir soruşturma açıldığını da duymuyoruz. Bu arada yemek duası değiştirildi “Tanrı” yerine “Allah” sözcüğün kondu. Bakın emekli Amiral Atilla Kıyat attığı tweette ne diyor:
“Sayın Bakanlar, yemek duası yerine askere verilen yemekle meşgul olsaydınız at eti skandalı yaşanmazdı. Ben 14 yaşında Tanrı’nın adıyla diyerek yemeğe başladım, 57 yaşında Tanrı’nın adıyla diyerek başladığım yemekten sonra emekli oldum. 43 yıl at eti yemedim.”
Ateistler...
Son yılların yükselen yıldızı Nevşah Fidan adlı bir nefes terapisti...
İnsanlara düzgün nefes almayı öğreterek onların hayatını düzene koyduğunu iddia ediyor. Yazın nefes kampları yapıyor, bir haftalık kampa adam başı 5 bin lira veriyorsunuz. Bu hanım geçenlerde televizyona çıktı. Sözün bir yerinde dedi ki:
- Benim seminerlerime çok koyu ateistler geliyor. Ateistlerin tamamının karın nefesleri çok iyi ama şu bölgede (gırtlağını gösteriyor) hiç nefesleri yok. Yüz binlerce deney yaptık. Nefes açıldıktan sonra katıla katıla ağlayarak ‘Nevşah Hanım ben ilk defa hayatımda Allah’ı hissettim’ deyip bambaşka bir moda giriyorlar.
Nevşah Hanım’a düşen.. Birkaç hidayete eren ateist bulup ekrana çıkartması... Aksi takdirde sosyal medyada ona yakıştırılan “şarlatan” sıfatı üzerinde kalacak...
AT
Belediye zabıtaları bir gün at eti konservesi yapan bir imalathaneyi basıyorlar. İmalatçı mahkemeye çıkarılıyor... Savcının suçlayıcı iddianamesine karşılık kendisini şöyle savunuyor:
- Biz at konservesi yapmıyoruz efendim, diyor, at ile bıldırcın etini karıştırıyor, lezzetli hale getiriyoruz... Buna at eti denemez...
Hakim soruyor:
- Kaç at, kaç bıldırcın koyuyorsunuz...
- Eşit sayıda efendim..
- Yani...
- Bir ata bir bıldırcın koyuyoruz efendim...
BAHİS
Profesör Yılmaz Esmer dostumuz mesaj geçmiş:
“Ülkemizde, dışarıdan ısmarladığınız bir adet mesleki kitaba bile gümrük vergisi alınıyor. Akademik konumla ilgili, üstelik kullanılmış bir kitaba 46 TL gümrük ödedim. Bu ülkede nasıl bilim yapılacak” diye soruyor.
Ülkeyi cahil bırakmak için ne gerekirse yapılıyor.
Bu da Prof. Yaman Akdeniz’in mesajı:
“İnternette bahis siteleri açık ama wikipedia hala yasaklı”
Tercümesi:
“Kumar siteleri serbest ama en önemli bilgi edinme sitesine giriş yasak”
İLBER
Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü’nü bu yıl alan altı isimden biri Prof. İlber Ortaylı. Mülkiye’den sınıf arkadaşımızdır İlber... Ve Türkiye’nin büyük şansı... Hem Osmanlı’yı hem Cumhuriyeti sağlam kaynak ve gerekçelerle savunur. Bütün kesimleri kucaklar. Tarihi genç nesillere sevdirdiği gibi Osmanlı ve Cumhuriyet düşmanlarının hezeyanlarını da müthiş bilgi birikimiyle göğüsler. İyi ki varsın sevgili profesör...