Genç kız yaptığı hataları tepkiyle telafiye çalışıyor. Ancak yaptığı tepki seçimlerinden her defasında kendi zararlı çıkıyor. Cabbar, Vakkas, Rezzak malı götürdüler. Asiye ise şimdilerde perişanları oynuyor...Asiye şu günlerde yeni bir seçim arifesinde... Bakalım kendisini kurtarabilecek bir seçim yapabilecek mi? Mümkün değil mi? Ama neden? Asiye saf, masum, güzel ama fakir bir kızcağızdı. Evlilik çağına gelince üçkâğıtçı Cabbarın yalan vaatlerine kandı. Onunla kaçtı. Ama umduğunu bulamadı. Üç beş yıl sonra sırf Cabbara tepki olsun diye Vakkasla evlendi. Vakkas da itin biriydi. Kızı sömürdü de sömürdü. Asiye çalıştı o yedi. Sonunda Asiye, Vakkası bıraktı, ona tepki olsun diye Rezzakla evlendi... Onu bir süre de Rezzak sömürdü, sokağa attı... Öyle zamanlar öyle ülkeler vardır ki, orada namuslu adama kalan tek yer hapishanedir. Motivasyon... Öfke, mantığın yerini alırsa insanın hata yapması kolaylaşır. Futbol sporu, başka hesaplaşmaların aracı durumuna indirgenirse oyun ruhu bozulur. Son alınan sonuçlar tesadüf değil gibi geliyor bize... Fatih Terimin geçen dönemde hedefi takımının oynadığı futbolun standardını yükseltmekti. Amaç "sportif" idi. Bu defa kişisel hedef ön plana çıktı: "Avrupa ile (özelde İtalya ile) hesaplaşmak..." Çiller imajları... Aktrist, öfke, mağlup, çelişki, gidici, inatçı, hırslı, dokuz canlı, güzel, oportünist, Makyevelist, kurnaz, sarışın, sempatik, şişman, tiyatrocu, oldubittici, cesur, güzel, topuk, pragmatik, ABD, para, servet, yalı, Özer... Araştırma 1998de yapılmış, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Nuran Yıldızın piyasaya yeni çıkan "Liderler, İmajlar, Medya" adlı kitabında yer alıyor. Deneklerden, Tansu Çilleri üç sözcükle tanımlamaları istenmiş, ağızlardan şu sözcükler dökülmüş: Demokrasi dediğin... CHPli Ertuğrul Günay da aynı yönde bir hatırlatmada bulundu dün:- Milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmayan biri (Tayyip Erdoğan) kendi partisinin 550 milletvekilinin belirlenmesinde etkili oldu. Böyle demokrasi olabilir mi? Tarhan Erdem, arkadaşımız Derya Sazakla yaptığı konuşmada, milletvekilliği yasaklanan AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğanın adının seçim listelerinde yer aldığını, bu durumun itiraz halinde seçimin iptaline kadar gidebileceğini söyledi... Yeni Çankaya... Peki neden Sezer değil de İldem? Sorunun yanıtını bir diplomat dostumuzdan aldık:- Elizabeth Jones, elbette ki Cumhurbaşkanımız ile görüşmek isterdi. Nitekim ABD Ankara Büyükelçiliği aracılığıyla bu yönde bir nabız yoklaması da yaptırdı. Ancak Köşkten gelen yanıt, protokol kuralları açısından bir bakan yardımcısının Cumhurbaşkanımız tarafından kabulü uygun değildir, şeklinde olunca Tacan İldemle görüşmeyi kabul etmek zorunda kaldı... - Çankayanın bu protokol titizliği geçmişte de böyle miydi? - Örneği yine Elizabeth Jonestan vereyim. Bu bayan daha önce ABD Dışışleri Bakanlığı Hazar Bölgesi Danışmanıydı. Yani statüsü bugüne oranla daha aşağılardaydı. Buna karşın o yıllarda Ankaraya gelişinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirelle görüşmüştü. Hatırlarsınız... Daha önceleri IMFnin sıradan memurları ya da kıytırık Amerikalı işadamları bile istekte bulur bulunmaz soluğu Cumhurbaşkanının makamında alırdı. Şimdi durum değişti. Ahmet Necdet Sezerle birlikte Çankaya Köşkü yeniden Cumhuriyet ve devlet onurunu temsil eden bir mekân niteliği kazandı... Irak saldırısına inandırıcı gerekçe bulamayan, bu nedenle dünya ülkelerinin desteğini almakta zorlanan ABD, Türkiyenin tam ve açık desteğini sağlamak için çabalıyor. Bu amaçla ülkemize Dışişleri Bakan Yardımcısı Elizabeth Jonesu gönderdiler. Bayan Jones, Ankarada bir dizi temas yaptı... Bu arada Çankaya Köşküne de çıktı... Ama ilginçtir... Görüşmeyi Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerle değil, Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü Tacan İldemle yaptı. Son satır Meğer ne kadar çalışkanmış...***TBMMnin önceki günkü oturumu tarihi bir oturumdu. Çünkü kimi liderler ve partiler tarihe karıştı... Mesut Yılmaz, TBMMnin tatile girmesine karşı çıktı. Mesut Bey için "tembeldir" diyorlardı... m.asik@milliyet.com.tr