Melih AŞIK
Ankara Büromuzdan
Mete Belovacıklı'nın
Turgut Özal'a anıtmezar yapılmasına ilişkin haberini gazetemizde görmüşsünüzdür. Habere göre.. Tarım Bakanı
Mustafa Taşar'ın Anayol hükümeti döneminde başlattığı çabalar nihayet meyvesini vermiş ve YPK'dan anıtmezar projesine izin çıkmış. İnşaatın muhteremin 5'inci ölüm yıldönümü olan 17 Nisan 1998 tarihine kadar bitirilmesi planlanıyormuş.
Eh, bir devlet büyüğüne anıtkabir yapılır da, üzerinde o büyüğün hayattayken ettiği büyük laflardan birine yer verilmez mi? Verilir tabii...Ama muhteremin tarihe geçecek o kadar çok "büyük" lafı var ki! Mesele bunlardan birini seçmek... Peki, hangisini?.. İşi gücü düşünmek olan
"Düşünür gazeteci" Fahrettin Fidan, bu sorunu düşünmemezlik edemezdi, nitekim etmedi de... Öneriler arkadaşımızdan, takdir şimdiki büyüklerimizden...
Benim memurum işini bilir!
Anayasayı bir defacık delmekten ne çıkar?
Ben zengini severim
Onlar Küçük Turgut'la ilgilensin!
Kıçüstü oturdular.
N'olucak işte, boyu uzun aklı kısa...
Demiryolu komünist işidir!
Hele bir 70 milyon olalım, siz o zaman gününüzü görürsünüz.
Senden büyük Allah var be!
Koy bir kaset de neş'emizi bulalım Semra!
Ateş olsan cirmin kadar yer yakarsın be!
Solcuların suratında meymenet yoktur!
Jaguarı geri ver Zeynep!
Basınımızın kendine özgü bir dili vardır. Örneğin...
- Mayolar
"nefes keser"
- Kürkler "
büyüler"
- Fiyatlar
"el yakar"
- Bütün trafik kazaları
"feci" dir
- Bütün cinayetler
"hunharca" işlenir
- Gözler
"faltaşı" gibi açılır
- Polis genellikle
"operasyon" yapar
- Sis ve yağmur hayatı
"felce" uğratır
- Defile
"göz kamaştırır"
- İnsanlar
"şeklinde" konuşur
- Bazı kişiler
"görüşlerini savunur"
- Hastalık
"ciddiyetini" korur
- Piyasa
"şok" geçirir
- Ekonomiye
"taze kan" verilir
- Fiyatlar
"çıldırır"
- Ev ve insanlar
"cayır cayır" yanar
- Canı sıkılan
"tavır koyar"
- Başbakan
"sert" çıkar, politikacılar
"ateş püskürür"
- Vergi memurunu
"bir anda" karşısında gören esnaf
"şaşkına" döner
- Kazalar
"gerçekleşir"
- Ekonominin
"freni patlar"
- Polis olaya
"el koyar"
- Faciadan
"kıl payı" kurtulunur
- Trafik gene
"can alır"
- Körfez
"alevler içinde" dir
- Ege'de genellikle
"gerginlik" vardır
- Ortadoğu
"barut fıçısı" dır
- Meclis'te
"yumruklar" konuşur.
- Yakışıklı jön
" uzatmalı " sevgilisiyle objektiflere yakalanır.
(Bu satırlar bu sütunda 10 küsur yıl önce yayınlandı. Değişen birşey yok.)
TÜSİAD ve TİSK üyesi 300 kadar işverenin başlattığı İstanbul - Ankara yürüyüşünün 2. gününde çıkan olaylarda 29 işveren çeşitli yerlerinden hafif şekilde yaralandı. İşçiler üzerindeki vergi yükünü sıfıra indirip işverenlere ek vergiler getiren yeni reform paketini protesto amacıyla düzenlenen yürüyüşün sorumlusu
Halit Narin, çıkan olaylardan polisi suçlayarak şunları söyledi:
"Sürekli tahrik, sürekli hakaret, sürekli kaba muamele...Yok efendim, şimdiye kadar biz gülmüşüz de, bundan sonra emekçiler gülecekmiş! Yok efendim, emekçi - polis elele, devrimci cephede'ymiş...Kahrolsun sermaye, yaşasın emekçilerin birliğiymiş... Artık sabrımız taşmak üzeredir, daha vahim olayların çıkması istenmiyorsa, polis bu tahriklerinden vazgeçmelidir."
***
İzmir - Van arasını 4 saatte alacak hızlı trenin ilk seferi fiyaskoyla sonuçlandı. Trenin, tünellere girişini 12 saniye önce müzikli sinyalle haber veren sistemin tam iki kez 1'er saniye gecikmesi başta Cumhurbaşkanı
Demirel olmak üzere sefere katılan bütün konuklar tarafından protesto edildi. Seferi Kayseri'de terkeden Cumhurbaşkanı
Demirel, Ulaştırma Bakanı
Necdet Menzir'in derhal istifa etmesi gerektiğini söyledi.
***
Hakkari 1'inci amatör küme takımlarından Strazburgspor ile Oslo İdmanocağı'nın önceki gün yaptıkları maçta çıkan olaylar üzerine olağanüstü toplanan Futbol Federasyonu, olaya karışan iki takımdan toplam 5 oyuncuya 1'er yıl hak mahrumiyeti cezası verdi. Futbol Federasyonu Başkanı
Seydo Baran, Strazburgspor'dan
Simeone, Maurice ve
Dugroq ile Oslo İdmanocağı'ndan
Petersonn ve
Andersonn'un cezalarının derhal yürürlüğe girdiğini belirterek şöyle konuştu:
"
Bu kişilere verilen cezalar bununla kalmayacak. Hiç kimsenin Türkiye'yi kendi ülkesine benzetmeye ve bu ülkede yaşayan milyonlarca göçmen işçimizi ilkel yaratıklarmış gibi göstermeye hakkı yoktur."
***
Fırıncıların direnişini kıramayan hükümet, ekmek fiyatlarına bu yılın ikinci zammını da kabul etti. Böylece bu yılın başında 7 lira olan bir ekmeğin fiyatı son zamla birlikte 7 lira 25 kuruşa yükselmiş oldu. Zammı protesto eden vatandaşlara,
"Ekmek pahalı geliyorsa siz de pasta yiyin" diyen Devlet eski bakanlarından, Türkiye Fırıncılar Odası Başkanı
Güneş Taner, linç edilme olasılığına karşı polis tarafından bilinmiyen bir yerde koruma altına alındı.
"Ekmek pahalı geliyorsa pasta yiyinmiş... Pasta yiye yiye içimiz dışımız pasta oldu, biz biraz değişiklik olsun diye ekmek yemek istiyoruz" diyen vatandaşların protestoları ise yurt çapında giderek yayılıyor.
Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr