Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Müteahhitler iş ilişkisi içinde olduklarından devlet ve belediyeleri eleştirmekten kaçınırlar. Ne var ki işler çığırından çıktığı için müteahhitler de bu özeni elden bırakmışlar. Türkiye Müteahhitler Birliği Başkan Vekili Erdal Eren İstanbul Belediyesi’ni açık açık eleştiriyor:
     - İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ihale kanununun yürürlüğe girmesinden iki gün önce yangından mal kaçırır gibi 175 trilyonluk ihale verdi...
     Neden?
     İhale yasası yandaş müteahhitlere ihale verilmesini zorlaştırıyor da o yüzden...
     Peki nedir verilen ihaleler?
     - 40 trilyon liraya Bakırköy - Florya akvaryum inşaatı... 15 trilyon liraya İstanbul Hayvanat Bahçesi inşaatı... 6 trilyon liraya Taksim Meydanı ses ve müzik sistemi gösteri havuzu... 3.5 milyon dolara Moda tramvay inşaatı...
     İstanbul’un önceliği ve ihtiyacı olan yatırımlar mıdır bunlar?
     En azından Moda tramvay inşaatının gereksizliğinin yakın tanığıyız.
     Moda otoyol inşaatı ise başlı başına bir çevre felaketidir.
     Anakent Belediyesi’nin kenti imar için değil, yandaş müteahhitleri beslemek için ihale verdiği görüşü giderek yaygınlaşıyor...
     Yandaş müteahhitlere doğrudan ödeme yapsalar da projelerden vazgeçseler İstanbul bundan adeta daha kazançlı çıkacaktır.
     
     Saddam nerede?
     Bizim tahminimize göre yeraltında Usame bin Ladin’le tavla oynuyor...
     

     
     Yunanistan’da şu bilmece halkın dilinde:
     - Bush ve Blair’i taşıyan uçak düşmüş. Kim kurtulmuş?
     - Bütün dünya.
     Rus İzvestiya gazetesinden 1 Nisan haberi:
     Saddam: Bir İngiliz uçağı düşürdük.
     Bush: Yine yalan söylüyor, biz düşürdük.
     İzvestiya’da şu anekdot da yer alıyor:
     "İngiliz ve Amerikan koalisyonu Umm Kasr’ı ele geçirdiklerini açıkladı.
     Böylece bu savaşın başından beri ele geçirilen 4. Umm Kasr oldu..."
     
     NTV’de strateji danışmanı olarak Emekli Amiral Salim Dervişoğlu ilginç bilgiler verirken diyor ki:
     - Amerikalılar bize geçmişte Irak’la ilgili fotoğraflar gösterdiler. Bağdat’ta bir meydanda sigara içen adamın resmini çekmeyi başarmışlardı...
     Bu durumda merak etmez misiniz? Bu kadar hassas gözetleme cihazlarına sahip olan Amerikalılar nasıl olup da Saddam’ın kitle imha silahlarını nereye sakladığını bulamadılar? Ya da Saddam’ın kitle imha silahına sahip olmadığını biliyorlardı ama "var" diye savaş bahanesi ürettiler. Hangisi dersiniz?
     
     Büyük basın Bağdat’ın düşmesini büyük coşkuyla verdi. Saddam’ın devrilmesini bazıları Iraklılardan daha büyük sevinçle karşıladı.
     Ne var ki Irak’ın işgaliyle birlikte dünyada çok sıkıntılı bir yeni dönem başlıyor...
     Amerika’nın beğenmediği yönetim koltuktan inecektir.
     İnmezse ülkesi işgal edilecektir.
     Ne Birleşmiş Milletler gelecektir yardımına, ne uluslararası hukuk...
     Yeni dünya düzenini Amerikan tankları sağlayacak, gereğinde ortalığı dümdüz edeceklerdir.
     Bush’un uyduracağı bahaneler işgalin gerekçesi sayılacaktır.
     Başkan dilerse "falan ülkede kitle imha silahları var" palavrasını sıkabilir. İsterse "filanca ülke beni tehdit ediyor" diyebilir. İnanmak mecburidir. Bu iddiaların sonradan doğru çıkması gerekmez... ABD’yi sorgulamaya kimsenin yüreği yetmez.
     Bugün cevabı merak edilen soru artık:
     - Sıra kimde, sorusudur.
     Sırada Suriye mi var, İran mı, Kuzey Kore mi?
     Olasılık listesinde Suudi Arabistan’dan Libya’ya pek çok ülke sıralanıyor...
     Afganistan ve Orta Asya konusunda uzman gazeteci Dr. Karl Grobe, Frankfurter Rundschau gazetesinde şu satırları yazıyor:
     "Ayının postu, ayı yakalanmadan önce paylaşılıyor; avcı aslında yeni ve daha büyük av peşinde. Bu ABD dilinde Irak değil, Ortadoğu demektir. Buna Arap ülkeleri, İran ve belki yaramaz çocuk olduğu için Türkiye ve belirli somut nedenlerle Orta Asya’daki eski Sovyet ülkeleri de dahildir."
     ***
     Şimdilik topun ağzındaki ülke Suriye... Türkiye ise şu anda daha çok Kuzey Irak’la meşgul... ABD’nin sözünü tutmayıp peşmergelerin Kerkük’e girmesine izin vermesi Ankara’yı telaşlandırdı. Acaba telaşlanalım mı?
     Prof. Baskın Oran:
     - ABD Kerkük petrolünü Kürtlere bırakmaz, o yüzden fazla telaşlanacak bir şey yok, diyor.
     Sakin olup gelişmeleri izlemekte fayda var.
     
     ABD vereceği 1 milyar dolar için "Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmemesi"ni şart koşmuş.
     Biz de ABD’ye ödeyeceğimiz 12 milyar dolar borç için bir şart ileri sürelim; Irak’tan çıkması.