Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İktidar, her türlü olağanüstü kararı paldır küldür çıkarıyor. Bunları OHAL kararnamelerinin Anayasa Mahkemesi’ne götürülemeyeceği düşüncesinden ve güveninden hareketle yapıyor.
İyi de bu düşünce doğru mu? OHAL hukukunu iyi bilen CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu “Hayır, doğru değil” diyor, nedenini şöyle anlatıyor.
- Anayasa Mahkemesi’nin 1991 yılında Güneydoğu’da ilan edilen OHAL’e dayanılarak çıkarılan bazı KHK’lerle ilgili SHP’nin başvurusu üzerine aldığı karar var.
Bu kararda KHK’ler;
Bir; Uluslararası yükümlülüklerimize aykırı olamaz...
İki; Getirilen sınırlamalar ve süresi ancak durumun gerektirdiği ölçüde ve OHAL süresiyle sınırlı olur ve bunu aşamaz...
Üç; Temel hak ve özgürlüklere dokunulamaz... KHK’ler ile yasalar değiştirilemez ortadan kaldırılamaz.
- Bu karar çerçevesinde 15 Temmuz KHK’lerine gelirsek...
- Büyük bölümü Anayasa’ya aykırıdır, dolayısıyla denetlenebilir. TSK’nın yapısının değiştirilmesi, binlerce memurun işten atılması bunların başında geliyor. Örneğin memurlara en fazla OHAL süresi kadar işten el çektirebilirsiniz ama işten atamazsınız.
- Bugünkü Anayasa Mahkemesi bu denetimi yapabilir mi?
- Hukuken yapabilir ama fiilen yapamaz. Ancak konu ileride AİHM’ye kadar gider ve çok büyük tazminatlar gündeme gelir.

Haberin Devamı

Soru

Bugün herkesin aklına sık sık sorular düşüyor. Mesela...
Cemaat’le dün kanka olup, onunla birlikte orduda, yargıda büyük tasfiyeler yapan...Bugün ise aynı Cemaat’e karşı kıyasıya mücadele veren iktidar mensuplarına soru;
-Daha birkaç yıl önce... Yurtsever, Atatürkçü subayları o sıralar kankanız ve suç ortağınız olan Cemaat’in kumpaslarıyla TSK’dan tasfiye edip boşalan yerlere Cemaatçi subaylarını getirmeseydiniz... TSK’nın kritik noktalarını onlara ikram etmeseydiniz... Dahası, 17 - 25 Aralık sürecinden sonra da TSK’daki Cemaatçi yapılanma karşısında üç maymunları oynamasaydınız... 15 Temmuz darbe girişimi yine de olur muydu? Cemaat böyle bir şeye yine de tevessül edebilir miydi?

“1 dolar” FETÖ’cü olmanın kanıtı sayılıyor!
Ve düğünlerde havaya saçılan sahte 1 dolar dönemi de böylece kapanmış oluyor!
***
Askeri kurumları yok etmekte gösterilen özenin binde biri
irticayı yok etmekte gösterilse bugün darbeyi değil,
tatili konuşuyor olacaktık.

Akif Kökçe

Haberin Devamı

ÖZÜR

Antalya’da yüz, kol, el nakli gibi alanlarda çalışan ünlü hekimler dahil çok sayıda öğretim üyesi gözaltına alındı. Bu hocalar bir süre gözaltında kaldıktan sonra bırakıldı. Antalya Valisi Münir Karaloğlu diyor ki:
- Bazı hocalarımız bizim yanlışımızla o listelerde yer aldılar. Biz yanlışı fark eder etmez, hocalarımızdan özür diledik ve gönderdik...
Peki ne oldu? Mesele bir özürle halloldu mu?
Avukat Refik Karaa diyor ki:
- Antalya Valisi gözaltına aldırdığı 20 akademisyenden yanlışlık oldu diyerek özür dilemiş. Özür işlenen nüfuz suistimali suçunu ortadan kaldırmaz. Yargılanması gerekir.

Cemaat darbesi!

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u CNN Türk’te Tarafsız Bölge programında izledik.
Başbuğ 15 Temmuz’un askeri darbe olduğuna inanmıyor:
Bunun CİA destekli Cemaat’in kullanıldığı bir kalkışma olarak görüyor.
Ona göre amaç hükümeti devirmek değil, başarısız bir silahlı kalkışma düzenleyerek TSK’nın itibarını biraz daha kırmaktır... Başbuğ bu tür komploları anlatıyor:
“İstihbarat örgütü (CIA), TSK’yı zayıf düşürmek için onun içindeki bir kesimi provoke eder, onu kışkırtır, harekete geçirir, sonra da darbenin başarısız olması için tüm tedbirleri de alır.”
Özetlersek... CIA ve Cemaat ordu içindeki mensuplarını harekete geçirmiş, bir kalkışma düzenlemiş ancak bunun başarılı olmaması için tedbirleri de almıştır...
Böylece TSK darbelenmiş, Güneydoğu veya Kuzey Irak’taki gelişmelere müdahale edemeyecek duruma getirilmiştir.
***
15 Temmuz darbecilerinin eylem biçimleri Başbuğ’u doğruluyor. Amaçları polisle orduyu karşı karşıya getirmek, Meclis’i bombalayarak TSK’nın halk iradesine düşman olduğu izlenimi vermek, TSK’yı darbeci göstermekmiş gibi hareket ettiler. Cemaatçi güçlerin saldırısı TSK’nın maddi manevi varlığında büyük yaralar açtı. Darbe girişimi sonrası TSK’ya yüklenmeler sürüyor. Oysa ordular sadece darbe yapmaz ana görevleri toplumu düşmanlardan korumaktır. Kendi ayağımıza ateş etmeyelim.