Medya patronu Acun Ilıcalı, Elazığ depremiyle ilgili kampanya yapmış ve toplanan 73 milyon liranın AFAD’a bağışlandığını açıklamıştı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ilginç bir açıklama yaptı, 73 milyon liranın AFAD’ın hesaplarında görünmediğini iddia etti. AFAD ise yaptığı açıklamada gelen paraların peyderpey hesaba geçtiğini, toplanan 82 milyon liranın içinde Acun’un topladığı 73 milyon liranın da bulunduğunu bildirdi.
Tartışma nereye varır bilmiyoruz. Ancak şunu kaydedelim... Milliyet ve kimi başka gazeteler geçmişte bu tür kampanyalar düzenlediler. Bu kampanyalarda vatandaşların yaptığı yardımlar günü gününe adlarıyla ve bağışladıkları miktarla birlikte yayımlandı. Toplanan paranın tamamı her gün açıklandı.
AFAD’ın internet sitesini gözden geçirdik. Filistin, Sudan, İdlib başta olmak üzere pek çok mağduriyet bölgesi için hesap açılmış, banka hesap numaraları verilmiş. Ancak toplanan miktarlar belirtilmediği gibi, kimin ne kadar yardımda bulunduğu da işlenmemiş...
AFAD olsun, Kızılay gibi dernekler olsun topladıkları miktarları bağışçıların adlarını vererek internet sitelerinde ilan etmelidirler.
En azından 50-100 lira gibi rakamların üzerinde verenlerin adları ilan edilmelidir. Böylelikle bu tartışmaların önüne daha baştan geçilmiş olur.
AFAD’ın Elazığ çalışmalarını takdirle izledik. Yardım toplama konusunda da aynı ciddiyet ve özeni göstermesi beklenir.
Diplomatlar kaygılı
Tam 126 emekli büyükelçi, elçi ve konsolos ortak imzalı bildiri yayımladı. Dediler ki:
“Atatürk Türkiye’sinin Lozan Antlaşması’ndan sonra en büyük diplomasi başarısı olan Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması Türkiye’nin İstanbul-Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi üzerindeki mutlak egemenliğinin kaybedilmesine yol açar.”
“Türkiye Cumhuriyeti üzerinde çeşitli emelleri olan devletlerin çıkarına hizmet edecek olan Kanal İstanbul’dan vazgeçilmelidir.” Bu diplomatlar yıllarca dış dünyada Türkiye’nin hak ve hukukunu savundular. Devletler hukukunu en iyi onlar bilir. Uluslararası anlaşmaları en iyi onlar değerlendirir. Her konuda bir araya gelip böyle bildiriler yayımlamazlar.
Kanal İstanbul konusu onları ayağa kaldırdıysa anlayınız ki ortada çok ciddi bir konu vardır.
KİRA
Elazığ’da deprem sonrası kiralar yüzde 100 civarında zamlanınca Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmış.
Evet, kiraları fahiş rakamlara yükseltmek ahlaki değil.
Ancak ülkemizde serbest piyasa ekonomisi geçerli değil mi?
Piyasada fiyatlar arz talep durumuna göre oluşmuyor mu?
Balık az çıkınca balıkçı fiyatları yükseltmiyor mu?
Evet, bu fırsatçılık ahlaki değil. Ama vatandaş seçimlerde bu sistemi savunan partilere oy veriyor, iktidara onları taşıyor! Sistemi seviyoruz ama alışamıyoruz!
TATİL
Ekrem İmamoğlu’nun tatil zamanlaması üzerine yapılan eleştirileri izledik. Biz de katıldık. Ancak bu tatil kimsenin burnunun kanamasına yol açmadı.
Öte yanda 6.8 büyüklüğündeki bir depremde 41 insanımızın ölmesi, yüzlerce insanımızın yaralanması, birçoğunun sakat kalacak olması, yüzlerce binanın yıkılması söz konusu. Katil binaları yapan müteahhitler... Onlara izin verenler... Bunlar ne olacak?
İmamoğlu’nun tatili bütün bu suçları örtecek mi?
Acaba şimdi biraz da kapı eşiğinde bekleyen İstanbul depremini konuşsak iyi olmaz mı?
ATA
Siyasetçilerin izin kullanması konusunda bir küçük notu okurumuz Yusuf Gündüz göndermiş...
“Devlet işlerinin aksamaması için Atatürk annesinin cenazesine bile katılamadı. Zübeyde Hanım 15 Ocak 1923 günü İzmir’de vefat etti. Atatürk, annesinin kabrini 12 gün sonra ziyaret edebildi.”
İNŞAATÇI ARAPLAR..
Araplar kanal seviyor anlaşılan. Dün de gazetelerde Kanal Çeşme’yi okuduk. Suudi Arabistan’ın Albassam şirketi Çeşme-Urla arasında kalan bölgede 15 milyar dolar yatırımla turizm şehri kuracakmış. Şehir için büyük bir kanal açılacakmış. Urla ve Çeşme’de bu projeyle ilgili olarak devlet tarafından 533 parsel için acele kamulaştırma kararı alınmış.
Arap firması deyince İstanbul’dan bir olay nakledelim... Suudi Arap ortaklı bir Türk firması, 5 yıl önce, İstanbul Kartal Esentepe’de daha çok emekli vatandaşların yaşadığı Mert Sitesi’ne talip oldu. 6 bloktan oluşan 76 ailenin yaşadığı Mert Sitesi kat karşılığı yenilenecekti. 2015 yılında sözleşme imzalandı. Teslimat 2018 yılında yapılacaktı. Bu süreçte dairelerin tapuları müteahhit firmanın üzerine geçirildi. Ne var ki iki yıl sonra harç bitti yapı paydos denildi. Çalışmalar durdu. Arap ortak ortada yok. Firma artık ailelerin kiralarını bile ödemiyor.
Çoğunluğu emekli maaşıyla geçinen daire sahipleri bugün ne kira ödeyebiliyor ne dava açacak harç parasını denkleştirebiliyor. Konuyu bize aktaran Avukat Songül Aybirdi, Çevre Bakanlığı’nın duruma el koyması gerektiğini söylüyor. İmarzedeler pazar günü bir türlü bitmeyen site önünde basın açıklaması yapacaklar. Son durumu kamuoyuna anlatacaklar.
Bakanlık kulak vermeli!