Bu gazetede ilk yazımız 26 Ocak 1986 tarihinde yayımlandı. Bugün 35 yıl tamamlanmış oluyor. Bana Cağaloğlu’ndaki binada, rahmetli Turhan Selçuk’un uzun süredir kullanmadığı odayı vermişlerdi. Odaya girince ilk izlenimim temizlik görevlisi hanımların nasıl da güler yüzle ve şevkle çalıştıkları olmuştu. Ardından, Milliyet okurlarının “Hoş geldin” mesajları geldi. Henüz tanışmadığım Halit Kıvanç’ın gönderdiği kocaman çiçek. Camekânlı odamın önünden selam vermeden gelip geçen Haldun Taner’in ilk yazımın yayımlandığı gün kapıdan eğilip, “İyi bir başlangıç yaptınız Melih beyefendi” diyerek yüreklendirişi. Tanıyan tanımayan gazete çalışanlarının “Hayırlı olsun” dilekleri... Bunlar hiç unutamadığım ilk izlenimler.
Gazete köşeleri uzun süre çeşitli desteklerle ayakta kalabilir. Bu sütunun desteği yıllar boyunca okuyucuları oldu. Bunca yıl bize onların uyarıları, teşvikleri, beğenileri, eleştirileri yol gösterdi. Biz bu sütunlarda onların sesi olmaya özen gösterdik, onlar bize soluk verdi.
Amacımız dün neyse bugün odur: Okura aydınlatıcı bilgiler vermek, okuma zevkini kamçılamak, biraz güldürmek, biraz düşündürmek.
Demokrat, laik, çağdaş, yurtsever çizgide yürümek. Ve her koşulda... Halkın ve ulusun çıkarlarını savunmak.
Bu sütunun ilke ve görevleri hep bunlar oldu.
35 yıldır bu ilkelerden sapmadık.
Yazdığımız yaklaşık 9 bin köşe yazısı. 35 yılın özetidir.
Bu süreçte bize destek olan okurlarla birlikte tüm Milliyet yöneticilerine ve başta Ercan Akyol ve Fahrettin Fidan olmak üzere sütuna katkıda bulunan tüm arkadaşlarıma teşekkürü borç bilirim. Birlikte nice iyi zamanlara...
JEST
Reuters Haber Ajansı, kimi diplomatların görüşlerine dayanarak bir AB-Türkiye analizi yayımladı.
Yunanistan ile Türkiye İstanbul’da istikşafi görüşmelere başlarken, diplomatlar AB’nin Türkiye’ye güvenmesinin artık zor olduğunu söylüyorlarmış.
Peki, Türkiye güveni nasıl yeniden sağlayacak?
Diplomatlar “Türkiye’nin değiştiğini göstermek için çok büyük bir jest yapması gerek” ifadesini kullanmışlar.
Özetle, büyük tavizler verirseniz barışırız, havasındalar.
ABD’nin S-400 jesti beklediğini biliyoruz.
AB ne bekliyor? Akdeniz’de Yunanistan’ın hak iddia ettiği sularda aramalardan vazgeçmemizi istedikleri malum. Kıbrıs’taki askerlerimizi çekmemiz ve garantörlük sistemini iptal etmemiz de beklentiler arasında olabilir.
AB ve ABD’nin beklentilerinden cesaretlenen Yunanistan’ın bizimle anlaşmasını beklemek ise biraz saflık olur.
KARASU
Ankara’nın renkli gazetecilerinden Ertan Karasu, geçtiğimiz kasım ayında vefat etti.
Onunla ilgili bir küçük öykü yazmıştık yıllar önce. Sevgili Ertan’ı, bize gülerek anlattığı bu öyküsüyle analım.
Yıllar önce eşiyle İzmir’e gitmektedirler. Yolda sık sık “Akçora gömlekleri” tabelaları görürler. İzmir’e indiklerinin ertesi günü eşi çarşıya çıkarken Ertan durdurur:
- Hanım, şu Akçora gömleklerini merak ettim. Bulursan bana o gömlekten bir tane alıver. Ertan’ın eşi Konak’ta ilk gördüğü gömlekçi mağazasına girer, Akçora marka gömlek sorar.
Tezgâhtakiler şaşırır. O marka gömleği hiç duymamışlardır.
Sonunda çalışanlardan biri hatırlar:
- Hanımefendi, o sırta giyilen gömlek değildir.
- Ya nedir?
- Otomobilin piston gömleğidir.
REKTUM
Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Prof. Melih Bulu görevine başlayamıyor. Sebebi mi? Rektörün kendine yardımcı atayamaması imiş.
Boğaziçi öğrencileri yaptıkları yazılı açıklamada “okulun öğretim üyelerinden hiçbirinin rektör yardımcısı olmayı kabul etmediğini” bildiriyorlar.
Evet, Boğaziçi farklı bir okul...
MMT
Geçen yaz mevsiminde lokanta ve kafe masalarının her müşterinin ardından silinmediğini, tuvaletlerin pis olduğunu, market ve mağazalarda her zaman dezenfektan bulunmadığını ısrarla yazmıştık. Faydası olmadı. Bugün bakıyoruz, bazı marketlerde dezenfektan yine yok. Alışveriş sepet ve arabaları temizlenmiyor. Eminiz, lokanta ve kafeler açıldığında eski laçka durum devam edecek. Devlet ve belediyeler etkili bir denetim sistemi kurmadıkça halkın kendiliğinden önlem almasını beklemek mümkün değil. Ona göre...
TECAVÜZ
CHP örgütlerine uzanan tecavüz iddiaları gündemden düşmüyor. CHP tarafı bu iddiaların iktidar medyasınca CHP’yi ahlak yoksunu göstermek için gündemde tutulduğunu savunuyor. İktidara aidiyeti olan kişiler hakkında da benzer iddiaların bulunduğunu ancak bunların saklandığını öne sürüyor.
Böyle de olsa CHP kendi üzerindeki suçlamaları gidermek zorunda. Parti yönetimi bu tür iddialar karşısında gereken duyarlığı gösterdiğini söylüyor ama demek ki yeterli olmuyor. CHP’den beklenen şudur: Bu konudaki bir ihbar veya iddiada en küçük gerçek payı görüldüğü anda, suçlanan partili görevden açığa alınmalı, mahkemede beraat edinceye dek kendisine tekrar görev verilmemelidir.
Bu arada tecavüzcülere destek olan milletvekili veya yönetici de anında disipline verilmelidir.
CHP’den beklenen örnek tavır budur.
SÖZ
Az gelişmiş demokrasimizde araştırmak ve inceleme yapmak yasak ve tehlikeli, bilmediği ve hiç araştırmadığı konularda “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi” olarak palavra atmak, yorum yapmak ise serbesttir.
(Uğur Mumcu)