Köprü hatırası: U2 grubu üyeleri, Hayati Yazıcı (sol başta), Egemen Bağış ve eşi Beyhan Bağış ile.
Biliyorum, konser bitti adamlar gitti hâlâ yazıyorsun diyeceksiniz ama bu U2 İstanbul macerası öyle bir macera ki yaz yaz bitmez
Konserde Egemen Bağış’ın yuhalanmasının ardından çıkan yazılara baktım. Onu savunan da var, oh olsun diyen de. Ancak bir noktada büyük bir yanlışlık yapılıyor. Her iki fikre sahip insanlar sanki U2’yu Türkiye’ye Egemen Bağış getirmiş gibi davranıyor. Bu doğru değil.
U2’yu Türkiye’ye Egemen Bağış getirmedi. Grup Türkiye’ye gelsin diye yıllardır uğraşılıyor. Başta hem İKSV hem Pozitif hem BKM işin içindeydi. Daha sonra BKM çekildi. İKSV ve Pozitif arasında da yazışmaları Pozitif’in sürdürmesi kararı alındı. Pozitif’ten Cem Yegül bir yıla yakın süre detaylarla uğraştı, yazışmalar yazışmalar... Ardından
şu ortaya çıktı, U2 konserini burada düzenleyen hiçbir yerel firma bu şartlarda kar edemeyecek. Çünkü düşünülen fiyatlara konseri kurtarmak için gereken sayıda bilet satılması imkansız. Durum zora girdiğinden Live Nation tüm konserin organizasyonunu üstlenmeye karar verdi. Yani kâr-zarar bütün risk, U2’nun bütün konser gelirlerine ortak olan Live Nation’a aitti. Pozitif ve İKSV yetkilileri 2010 Kültür Başkenti Ajansı’ndan da 1 milyon dolar destek aldı. Bu para bilet fiyatlarının makul düzeyde tutulmasını sağladı ve önemli bir katkıydı.
Bütün bu tabloda Egemen Bağış’ın hiçbir rolü yok.
Bağış’ın şansı U2’nun Türkiye’ye geleceği belli olduktan sonra henüz basın açıklaması yapılmadan New York’ta bir kokteylde Bono ile karşılaşması. İki dakika ayaküstü muhabbet... Ardından da “Gelin, köprüde yürüyün” muhabbeti. Egemen Bağış U2’nun Boğaziçi Köprüsü’nde yürümesini sağladı. Bono da zaten konserde kendisine bu yüzden teşekkür etti. Bu kötü mü? Hayır, çok iyi yaptı. Çünkü U2 İstanbul macerası baştan sona bir iletişim şaheseri oldu. Çıkan haberler, dünyada uyandırdığı yankı eşsiz. www.u2gigs.com adresini açın bakın, hâlâ İstanbul’dan resimler, video’lar, izlenimler.
Bunu kabul edelim ama kimseye haksızlık etmeyelim, bunca zaman emek veren insanlara ayıp. Üzerinde yıllarca uğraşılan, çalışılan, bir sürü insanın emek verdiği bir işin bir hamleyle tek bir kişinin inisyatifiymiş gibi görünmesine gönlüm razı olmadı doğrusu. Her türlü aksaklığa ve eleştiriye, “sürpriz”e rağmen hem Pozitif hem İKSV hem 2010 Kültür Başkenti Ajansı ve diğer emeği geçen kişi ve kurumlar büyük bir teşekkürü hak ediyor.
Bono tekrar gelecek
Bono’nun konser verip ayrıldıktan sonra bir ülkeye dair mektup yazdığı görülmüş bir şey değil. Pek çok kişi aynı fikirde, Bono buradan çok etkilendi. Kendisine çok yakın çalışan kişilerden edindiğim bilgiye göre Bono ve diğer
U2 elemanları İstanbul’a muhakkak tekrar gelecek. Stat konseri için değil belki ama belki başka bir konser için. Söylenti bu yönde. Çok
kısa süre içinde hem de. Söylemedi demeyin...
Ece Dorsay’ın yeni klibini izlediniz mi?
Ece Dorsay’ın ikinci albümünün adı “Kırmızı Karanlık”. Aynı isimli şarkının klibini geçenlerde izledim. Şarkı bir aşk şarkısı. İki kadın arasındaki aşkı anlatıyor. Klipte de bu hikayeyi anlatan bir hikaye oluşturulmuş. Ben açıkçası Dorsay’ın bu klibi çekmesini cesur bir hareket olarak yorumladım. Kliplerinde kadınlarla cilveleşen gay şarkıcılardan çok daha samimi buldum tavrını. Ama Türkiye’de bikini görse ceza kesen bir RTÜK var. Bu konuda da ahlak dersi vermeye kalkarlarsa işi zor Dorsay’ın doğrusu.
Ben bu albümle kışı geçiririm
“Senior” / Röyksopp
İlk albümleri “Melody A. M.” (2001) klasiktir artık. İkinci albümleri “Understanding”de (2005) ibreyi dans müziğine çevirdiler. Beğendim ama ilki kadar değil. Üçüncü albümün adı “Junior”dı. 2009’da yayımlandı. Güzeldi ama ilk albümdeki deha yoktu. Şarkılar tamamdı ama sihirli bir şeyler arayanın eli boş kalıyordu. Geçen hafta “Senior” çıktı. Son albümleri. İlk albümün ruh ve tarz olarak tam anlamıyla devamı. Çağdaş elektronik müziğin klasikleştiği noktadır. İniş-çıkışları, dramatik yapısıyla bir bütün. Beni bu albümle içinde şömine yanan bir kulübeye bırakın, çalı çırpı da zorda değilse bütün kışı geçiririm. Memlekete daha ithal edilmedi ama royksopp.com adresinden ücretsiz dinleyebiliyorsunuz albümün tamamını (Bu arada düşündüm de kulübede Digitürk’le internet de olsa fena olmaz).
İçinden küfür geçen 5 şarkı
l “Fuck You”
/ Cee Lo Green
l “Fuck You”
/ Lily Allen
l “Fuck You”
/ Over Kill
l “Fuck Forever”
/ Babyshambles
l “Fuck-Me Pumps” / Amy Winehouse
İtiraf ediyorum
-Benim oyum hayır. Ama evetçilere de kıl değilim.
-Katy Perry’nin yeni albümü “Teenage Dream”den çıkan aynı adlı ilk şarkıyı ve bu şarkının video klibini beğendim. Tamam isim çok sıradan ama şarkı tamamdır.
-“Neden U2 konserine gitmedin?” sorusuna maruz kalmaktan yoruldum. Konsere gidemedim çünkü bir cenazedeydim. Konserden daha önemli şeyler de var hayatta.
-Rolling Stone hâlâ en iyi müzik dergiciliğini yapıyor. Katy Perry ve “Mad Men” kapaklarıyla yankı uyandırdılar. Çevre ve iç politikayla ilgili inanılmaz yazılar yayımlıyorlar. Yabancı dergi takip ediyorsanız bu aralar kaçırmayın. Ya da benim gibi iPad üzerinden Zinio platformuna üye olun oradan okuyun. Bir de dergiler ölüyor diyorlar. Boşversenize, oynamasını bilmeyen gelin yerim dar dermiş. İyi dergiler her zaman yaşayacak.