Ajda Pekkan’ın “Farkın Bu” isimli albümü piyasaya çıktı.Bir kere şunda anlaşalım: Ajda Pekkan çok değerli bir ses. Tarzıyla, imajıyla yıllardır Türk kadınına model olmuş, trendleri belirlemiş, büyük bir isim. Benim eleştirim şahsına olamaz, albümedir.
* Şunda da anlaşalım: Türkçe popun en sıkıcı, en klişe bütün kalıplarına maalesef Ajda Pekkan da teslim olmuş. Piyasadaki neredeyse her şarkıcıya albüm yapan klişe timi burada da iş başında. Basında yere göğe koyulamayan bu albüme dair izlenimim bu.
* Besteler yavan, düzenlemelerde derinlik yok. Sanki ritmi açıp sigaraya çıkmışlar, Ajda şarkıları okumuş, sonra da gelip aletleri kapamışlar gibi. Ne bir nüans, ne bir incelik...
* En sevdiğim şarkıyı hemen söyleyeyim: “Yine Tek”. Bu latin ritimli şarkı Ajda’ya çok yakışmış. Keşke baştan sona bu tip şarkılar söylediği bir albüm yapsa Pekkan. Aynı şekilde “Asla” da Ajda’ya gitmiş. Üzücü olan şey şu; albümün kalanından farklı olan bu iki şarkının da bestecisi Türk değil.
* 11 şarkı içinde “eller havaya”dan uzak üç şarkı var. Bunlardan ikisini sevdim zaten. Üçüncüsü de Yüksek Sadakat ile yaptıkları düet. Buna kötü diyemem. Sadece bayılmadım.
* Birbirinin kopyası “eller havaya” setinden Tarkan imzalı “Yakar Geçerim” vasat. Albüme adını veren “Farkın Bu” da öyle...
* Sözler mi? “Sensizlik” klişesi bitmiş. “Bensizlik” başlamış. Gökyüzü, yıldızlar bunlar fiks. Eski defterler kapanıyor, geri dönülmüyor, “Beni böyle bil böyle sev”ler havada uçuşuyor. “Pılımı pırtımı toplar giderim”ler, (hâlâ) sensizlikler... Yağmurlar diniyor, gökkuşağı çıkıyor, acılar dinmiyor, yürekler dayanamıyor, sensiz aşklar, bensiz aşklar... Böyle...
* Onur Baştürk’ün söz ve müziğini yaptığı şarkıyı da dinledim. Onur, kusura bakma ama özetle Ajda’ya bir adet apaçi şarkısı yapmışsınız. Gay ikonu Ajda bu şarkıyla apaçi ikonu da olur mu dersin? Şaka bir yana itiraf etmeliyim ki Süperstar Ajda’ya apaçi şarkısı söyletmenizi bir kenara bırakırsak albümdeki diğer bestecilerden daha iyi olduğunu bile düşünüyorum. Ciddiyim. (Not: “Apaçi”lerle bir derdim yok, ne olur kimsenin kalbi kırılmasın).
* “Hadi Gel” isimli şarkı bir Serdar Ortaç bestesi. Diğer 555 bin adet “Sortaç” şarkısından hiç farkı yok. “Düzenleme nasıl?” dediğinizi duyar gibiyim sevgili okurlarım. Valla hiç girmeyeyim o konuya.
* Ajda Pekkan bu albüme sözlerini, müziklerini, ruhlarını veren herkese teşekkür etmiş. Ajda trendsetter olduğuna göre demek ki “yüreğimi koydum” out, “ruhumu koydum” in.
* Sonuç mu? Ajda bence artık görünüşüne müziğinden daha fazla önem veriyor. Oysa yapması gereken kış gelince herkesin unutacağı şarkılar söylemek değil, geleceğe kalacak klasikleşecek albümler yapmaktır.
Ama bu klişe timiyle işi zor. “Ruhlar”a değil biraz özene ve anladığım kadarıyla kendine yol gösterecek bir müzik adamına ihtiyacı var Ajda Pekkan’ın. Kendisini çok sevip sayan, röportaj da yapmış ve misafirperverliğine ilk elden tanık olmuş bir dinleyicisi olarak yazıyorum bunları.
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?* İnsanların müzikçalarlarındaki en fazla dinlenen şarkılar listesine bakıp karakter tahlili yapmanın mümkün olduğunu (ben yapabiliyorum);
* Mavi Jeans’in Rock’n Coke için özel olarak ürettiği ve geliri Toplum Gönüllüleri Vakfı’na gidecek Sesli Tişörtler adlı bir seri tişört ürettiğini (Sesli demek yani Duman’dan Athena’ya 10 isimden şarkı sözleri yazılı tişörtler bunlar);
* Red Hot Chili Peppers’ın yeni albümü “I’m With You”nun tanıtımına Banksy’nin yönettiği “Exit Through the Giftshop” isimli filmin kahramanı Mr. Brainwash’ın destek olduğunu;
* DJ Shadow’un yeni albümünü internetten değil sadece dükkanlardan plak olarak satışa sunma kararı aldığını, “internetteki bedavacılara vereceğime takdir eden 100 kişiye parayla satarım daha iyi” dediğini... Biliyor muydunuz?
Başörtülü rock’çılar da var!Gündüz Vassaf geçenlerde başörtüsünün iddia edildiği gibi İslami kesimdeki kadınlara özgürlük getirip getirmediğini sorgulayan bir yazı yazdı. Konserlerde ve kültürel etkinliklerde başörtülülere pek rastlanmadığını söyledi.
Evet çok fazla başörtülü seyirci göremiyorum ben de konserlerde. Ama hepten yok da diyemeyiz. Başörtülü olan, metal, rock ve caz dinleyen müzikseverler var.
Ben Metallica konserinde gördüğümü hatırlıyorum. Şebnem Ferah, Emre Aydın, Hayko Cepkin, Ceza, konserlerinde keza...
Bence eğer başörtülü müzikseverler konserlerde çok fazla görünemiyorsa bunun nedeni biraz da oralara gittiklerinde alacakları tepkilerden, bakışlardan çekinmeleri.
Okurlarım arasında başörtülü olanların arttığını gözlemliyorum.
Ve gördüğüm kadarıyla müzikle, evrensel kültürle de gayet ilgililer.
Ama diyeceksiniz ki bu çok dar bir kesim, Türkiye geneli farklı. O da doğru. Zamanla önyargılardan arınılacağını ve kaynaşılacağını sanıyorum.
PAZAR ALBÜMÜ
“Culture of Fear” - Theivery CorporationStandart bir günde nelerden korktuğunuzu hesapladınız mı?
Geç kalmaktan kork, hasta olmaktan kork, beni bırakacak diye kork, kriz gelecek diye kork, işten atılacağım diye kork, dinciler gelecek diye kork, laiklerden kork, başımı kapatacaklar diye kork, açacaklar diye kork, bölüneceğiz diye kork, çocuk sınavı kazanamazsa diye kork, şişmanlarsam diye kork, hasta olursam diye kork, komşular ne der diye kork...
Biz ne kadar korkarsak sistem o kadar iyi işliyor. Korktukça alıyoruz, korktukça yiyoruz, korktukça tüketiyoruz...
Thievery Corporation’ın yeni albümünün adı “Culture of Fear”. Korku kültürü. Tam tatile çıkarken anlamlı oldu. Tatil galiba korkuları bir süreliğine dahi olsa rafa kaldırmakla ilgili bir şey. Yapabilene iyi tatiller dilerim.
Not: “Stargazer”dan başlayın, kısık ateşte sakin sakin dinleyin.
Bence tatil...a) Yolda olmaktır. Sağlam bir müzik arşiviyle...
b) Denize, sahile gitmektir.
c) Hiçbir şey yapmamaktır. Yer mühim değil, neresi olursa.
d) Sahilde kitap okumaktır.
e) Yurtdışına bir yerlere gitmektir.
f) Gazete okumamak, televizyon izlememektir.
g) Tatil köyü demektir. Açık büfesiz asla...
h) “Bu yaz Karadeniz’e gidicem, doğuya gidicem” deyip gene Bodrum’a gitmektir.
ı) Sevdiklerimin yanımda olmasıdır,
gerisi mühim değil. Hangisi?