Rock pek kalmadı ama yıldızı bol. Hip hop’çılar, indie’ciler, popçular, türkücüler, oyuncular, yazarlar, gazeteciler, siyasetçiler, hatta New York Times’a göre bizim başbakan. Bugün artık herkes rock yıldızı
Ben CHP’nin Kurultay’ını izlemeye Ankara’ya gittiğimde siyasetçileri gördüm. O anda karar verdim. Siyaset hizmetle değil rock ile ilgili. Çünkü amaç rock yıldızı olmak. Televizyondan ya da seçim sandığından görünmüyor belki ama durum bu. Salona anonsla gelip anonsla çıkandan, saha içinde her gördüğünün elini sıkana kadar bütün siyasetçiler rock yıldızıydı Ankara’da.
AKP, ABC, VYZ parti fark etmez, rock yıldızı rock yıldızıdır. Ya medya? Şimdi bana Okan Bayülgen ya da Cüneyt Özdemir’in rock yıldızı olmak istemediğini söyleyebilir misiniz? Örnekleri siz çoğaltın. Oyuncular, mankenler, yazarlar çizerlerler, muhtelif popçular, türkücüler, afili darbukacılar, klarnetçiler, tumbacılar... Tek tek isim saymaya gerek yok. Yazsam yetişemem zaten o kadar çok rock yıldızını sıralamaya. Açın gazeteyi bakın, ilk sayfada gördüklerinizin hepsi, avukat, iş adamı, belediye başkanı, polis, asker hep rock yıldızı.
Futbolcular zaten rock yıldızı. Spor arabasını pembeye boyatıp İstinye Park’a giden biri “rock yıldızı” değilim dese inanır mısınız?
Yaptığınız iş mühim değil. Para da öyle... Hırsınız ve kocaman bir egonuz varsa siz de rock yıldızı olabilirsiniz.
Ama bakın rock yıldızlarımız normal insandır bizim.
Emre Aydın mesela. Tanıyorum dünyanın en mütevazı insanıdır.
Pentagram. Türkiye’nin en köklü ve en büyük rock/metal grubu. Çocuklar dünyanın en sakin, dost canlısı iyilik abidesi insanları. İşleri güçleri müzik. Kendi enstrümanları dışında bir şey düşünmezler. Otur bir çay iç beraber hemen anlarsın.
Mor ve Ötesi. Sokakta sıradan insan gibi yürüyüp gezerken görürsünüz onları. N’aber de muhabbet et. Ne koruması var, ne pembe arabası.
Yüksek Sadakat. İşleri güçleri müzik. Başka şey düşünmezler. Ego desen “O Ankara’da otobüslerin üstünde yazan şey mi?” diye yanıt verir.
Ogün Sanlısoy. Arkadaş canlısı, alçakgönüllü.
Sen kimsin demez, artistlik yapmaz. Aklıma gelenler bunlar.
Geçmişe gidelim.
Erkin Koray baba. O rock yıldızı değilse kim? Her şarkısından bir dizi çıktı. Ne yaptı limuzine mi bindi, özel uçağıyla Kıbrıs’a kumara mı gitti? Sadece şarkı söyledi.
Cem Karaca, Moğollar, eksikleri siz tamamlayın...
VH1’da yayımlanan belgeselde müzik yazarına soruyorlardı: “Neden rock yıldızları hep top modellerle çıkar?” Cevap basit: “Çünkü çıkabilirler. Nedeni bu”.
Neden rock yıldızları hep pahalı arabalarla gezer? Çünkü gezebilirler.
Rock yıldızları neden pahalı evlerde oturur? Çünkü oturabilirler.
Rock yıldızları böyledir. Bir şeyi neden yaptıklarının yanıtı o şeyi yapıp yapamayacaklarıyla ilgilidir. Bir şeyi yapabiliyorsa yapar. Rock yıldızı o...
Şimdi soruyorlar.
Neden başbakan başkanlık sistemine geçiyor? Çünkü geçebiliyor.
Neden alkol yönetmeliği çıkarıyor?
Çünkü çıkarabiliyor.
Neden 24 yaş altına konseri festivali yasaklıyor?
Çünkü yasaklayabiliyor.
Neden üçüncü köprüyü yapıyor?
E çünkü yapabiliyor.
Neden heykel yıktırıyor?
E çünkü yıktırabiliyor. Yık deyince yıkıyorlar.
O yüzden rock deyip geçmeyin. İnsanın zihnini açar rock. Ve rock yıldızı başbakanımız var diye hemen sevinmeden düşünmek lazım.
Çünkü New York Times birine boşu boşuna rock yıldızı demez.
Cümleten rock’n roll günler...
İki konser ve ötesi...
İkisini de çok severim. The Charlatans ve UNKLE. Bu baharda (sırasıyla 26 Mart ve 20 Mayıs) geleceklerini öğrenince çok sevindim. Sevincimin bir diğer nedeni de bütün bunların Avea’nın desteklediği bir konser serisi içinde yer alması. Alkollü içki üreten firmaların verdiği desteğin kesilmeye çalışıldığı şu dönemde birilerinin müziğe daha fazla yatırım yapacağını açıklaması heyecan verici benim için. Avea’yı tebrik etmek lazım.
Bir diğer sevindirici gelişme de açıklanan dijital satış rakamları. Geçen yıl aveamuzik.com üzerinden 5.7 milyon şarkı indirilmiş. Her geçen gün büyüyen bir piyasa bu ve telif kuruluşlarının yanlış uygulamalarına rağmen halk bilinçleniyor. Her zaman olduğu gibi kurumların önünde gidiyor yani.
“İyi şeyler de oluyor” haberi olarak kayıtlara geçsin...
Sevgililer Günü’ne nanik yapan 5 şarkı
* “Evdeki Ses” - Karakan
* “Üç Gün Üç Gece Bodrum (Kahvaltı dahil)” - Mert İçgören
* “Gidik” - Fuat
* “Bin Arabama” - Erci - E
* “Yalan Dostum” - Kurban
(devamı hafifmuzik.org’da.)
PAZAR ALBÜMÜ
“Brothers” - The Black Keys
O hafta yeni çıkan albümlerden hoşuma giden olmazsa hiç moralimi bozmam, eski albümlere başvururum. Bakın mesela The Black Keys’in “Brothers” albümü 2010’da çıktı. Tamam teknoloji devrinde zaman çok hızlı akıyor ama bu albüm çıkalı bir yıl bile olmadı. Hem Türkiye’ye ithal de edilmedi daha. Yani yarın biri ithal ettiğinde yeni diye yazacak millet. Albüm benim en çok dinlenenler listemde. Rock ve blues’u çok şatafatsız ve doğrudan bir garaj sound’uyla bir araya getiriyor The Black Keys (Dan Auerbach ve Patrick Carney). “Howling For You” isimli şarkılarına yeni klip çektiler. Aklınızda olsun.
Tavsiye: Güne “Tighten Up” isimli şarkıyla başlayın. Islık çala çala sokaklarda dolanın.
MASA ÜSTÜNDEN NOTLAR
* “Dokun” - Derin Togar: Daft Punk’ın müziklerini yaptığı bir “Tron” filmi var ya. İşte onun albmünü ararken bu albümü buldum. Masadaki CD kuleleri yıkılınca üstte kaldı. Kapağı çok güzel rengarenk. Katy Perry sandım mahalledeki çocuklara vereyim diye yanıma aldım, Derin Togar çıktı. “Dokun” diye bir şarkının beş tane farklı edit’i var. Sevdim ben bunu. Kim yolladı acaba? Bu arada Tron’un müzikleri de hiç fena değil ha.
* “Kırılma Noktası” - Cem Bezeyiş: Kapağında tuğla duvar olan albüm gördüm mü hemen bu “Türkçe rock albümü” diye anlıyorum. Tecrübe...
Baktım isim de yabancı gelmedi. Yaşlı olduğumdan Rüya Ersavcı’yı ve onun müzikal partneri Cem Bezeyiş’i hemen hatırladım. Beyaz sakallı güneş gözlüklü ve bereli dev bir de posterini vermiş Cem Bezeyiş albümle.
Bu güzel (!) posteri hemen duvara astım.
Albüm mü? Evet Türkçe rock. Tuğla duvar yalan söylemez.