Geçenlerde bir chat grubunda bunu tartışıyorduk. Günlerden cumaydı ve öğleden sonra toplantısı olan bir arkadaşım duruma isyan ediyordu.
Hafta sonu ne zaman başlar? Prekend diye bir şey var. Urban Dictionary’lere falan bakarsanız perşembe öğle yemeği sonrası başlayan cuma gün bitimine kadar olan zaman dilimi ifade ediliyor. Neden böyle bir özel zaman dilimi tarifi ihtiyacı var? Çünkü hafta sonu yaklaştı hissine herkesin ihtiyacı var. Pazartesi-cuma arasındaki mesafeyi kısaltma, çeşitli duraklarla kâbus gibi olmaktan çıkarma girişimleri de denebilir.
Hafta sonu teknik olarak cuma iş saati bitiminde başlıyor. Ama resmi olmayan ama bayağı meşru kabule göre cuma öğleden sonra hafta sonudur. Bana sorarsanız, saat 12.01 olduğu an hafta sonu başlamıştır. Cuma öğle yemeği arasından sonra gün bitimine kadar gerçekten çalışıldığına inanmıyorum. Cumanın, hafta sonunun önünde duran ve bir an önce çarçur edilmesi gereken son engel olarak görülmesine doğrusu şaşırmıyorum.
Şöyle düşünün: Pazartesi sabah 7’ye toplantı koyan müdür mü daha az sevilir yoksa cuma akşam 5’e toplantı koyan mı?
Bunca yıllık çalışma hayatımda fark ettiğim şey, patronların ve müdürlerin cuma akşamı eğlenceye akmaya hazırlanan çalışanlarının önüne sinsi engeller çıkarmaktan gizli (ve bariz) bir zevk duyduğu yönünde. Sabahtan gelen ve bütün günü bir belirsizliğe sürükleyecek bir toplantı daveti. Saat 17.35’te gelen bir mail. Yapılması çok acil olmayan ama “Yapılsa da iyi olacak” küçük bir görev. Görev küçük ama yarattığı sıkıntı büyük. Görmezden gelinmez, görüp de “Hafta sonuna 25 dakika kalmış, siz hasta mısınız?” denmez. “Bu iş bu kadar acilse neden daha önce gelmedi bu mail?” denmez. “Pazartesini bekleyemez mi?” denmez. Nereden baksan sıkıntı.
Bu mail’de tarif edilen görevin tamamlanmasıyla ilgili tahribat aslında o işin yapılmamasından doğacak tahribattan daha fazla. Çünkü eğer yapmazsanız, bütün gece aklınızda olacak. Masalarda muhabbet bu olacak, topluca kadehler kalkıp patron lanetlense de mail, bünyeye güren Kovid virüsü gibi sizi hasta edecek. Çıkmayıp işi bitireyim demek cuma akşamı modunun sonu demek zaten. Patronların, müdürlerin, yöneticilerin cuma günlerine özel psikolojik yardım alması gerektiğini düşünüyorum.
Öte yandan, bu konuyu açmamın bir nedeni var. Evden çalışmanın yaygınlaşıp yeni normal olduğu şu dönemde çalışma saatlerinin belirsizliği konusu giderek nasıl desem, belirsizleşti. Farklı ülkelerde bulunan insanların bir araya geleceği toplantılar zaten bir felaket. Sabah 5’te toplantı. Akşam 22.30’da toplantı. Neden? Çünkü toplantıda Avustralya’dan, Çin’den ya da Amerika’dan birileri var. Peki, gün içinde bunun telafisi oluyor mu? Sen gece toplantıya girdin, o yüzden öğlen çalışmaya başla deniyor mu? Hayır.
Akşam gelen mail’ler, cumartesi-pazar gelen mail’ler. İnsanlar artık yemeğe gittiğinde karşılıklı mail okuyor. Tatile gittiğinde sahilde mail okuyor. İki dakika muhabbet edeceği yerde mail okuyor. Çünkü çalışma saatlerine uyan yok.
Çünkü çalışma saatleri dışında da artık çalışılıyor. Çünkü artık iş saati bitimi ortadan kalktı. Nasılsa evden çalışılıyor diye zulüm arttı.
Bir sürü yönetici insanlar sırf evden çalışıyor diye onları daha fazla işe boğma hakkına sahip olduğunu düşünüyor.
Uzaktan/evden çalışmanın temel çalışma modeli olacağı yeni dünyanın yeni çalışma ilkelerine ihtiyacı var. Çalışanların haklarının olduğu ülkelerde önce başlayacak da sonra bize gelecek de... Yol uzun. Mail’siz bir pazar diliyorum.