Yeni klibini izledim, şarkılarını dinledim, fotoğraflarını inceledim, düşündüm taşındım;
şu sorunun yanıtını bir türlü bulamadım. Hadise Beyoncé olmak zorunda mı kardeşim?
Beyoncé zenci ve Allah vergisi bir sesi var. Neredeyse bütün büyük soul ve R&B sesleri gibi o da kilise korosu geleneğinden yetişme. Evet, pop yıldızı ama soul ve R&B geleneğini devam ettirdiğinden yaptığı müziğin bir derinliği var. Yazın Çeşme’de bir-iki mekanda insanlar denize girerken çalınıp unutulacak türden şarkılar yapmıyor.
İyi prodüktör ve bestecilerle çalışıyor. En iyi modacılar ve tasarımcılardan fikir ve destek alıyor. Bütün bunların yanında acayip iyi dans ediyor. Sahnede bir kez yakından izledim, gözünüzü alamıyorsunuz.
Sonuç? Sonuç ortada. Beyoncé tarzının bir numaralı yıldızı. Çağdaş bir R&B divası olmayı hak ediyor. Ayrıca dünyanın en fazla satan isimlerinden.
Hadise’nin sesi iyi. Ama Beyoncé ile karşılaştırılacak düzeyde değil. Şarkıları da onun kadar iyi değil. Çalıştığı isimler elinden geleni yapıyor ama Beyoncé ile karşılaştırılacak bir durum yok. “Dıptıs” ritimler, tekerleme tarzı sözler.
“Bunlar satar abi” kafası. Derinlik yok. Kalıcılık yok. Geleceğe yatırım yok. Hadi ona lafımız yok diyelim. Türkiye’nin şartları diyelim, bu işte bir mantık arayalım...
Peki ama kardeşim durum buyken insan sonucunu bile bile neden Beyoncé’ye benzemek ister? Kendini Beyoncé ile kıyaslarsan kaybedersin. Kadının dünyada rakibi yok. Olsan olsan çakma Beyoncé olursun. Anlamadığım işte bu. Neden?
Ha şimdi gene mail yağacak biliyorum. Ben doğrusunu yazayım da...
CUMARTESİ ALBÜMÜ
“But Beauiful” / Ayşe Gencer
Cazın modası geçmez. İyi caz solistlerinin de. Ayşe Gencer’in caz klasiklerini yorumladığı albüme bu açıdan bakmak bile satın almak için yeterli. Ama size bir-iki neden daha vermeye çalışayım. Bu albümde Gencer’e trompette eşi İmer Demirer eşlik ediyor. Serkan Özyılmaz piyanoda, Matt Hall kontrbasta, Cem Aksel davulda. Alto saksofonda Meriç Demirkol, perküsyonda Tunç Çakır var. Ekip çok iyi. Benim cazla ilgim zaman zaman evdeki eski Sarah Vaughan plaklarını çıkarıp dinlemekten ibaret. Her zaman dinlediğim şeylerin üzerine zihin açıcı geliyor. Ayşe Gencer’in albümünü de aynı kategoride değerlendirip rafıma yerleştiriyorum. Keşke plak versiyonu da basılsa...
İTİRAF EDİYORUM
* Hıdrellez Şenlikleri’nin biletli etkinlik olmasına itiraz edenleri anlamıyorum. Sevdiğiniz etkinliğe yılda bir kez 10 TL ödeyip bilet alarak destek olmak bu kadar zor mu geliyor? Şenlikleri düzenleyen dernek yapmaktan vazgeçti, daha mı iyi oldu?
* Şırnak İdil’deki Cumhuriyet İlköğretim Okulu öğrencilerinin 23 Nisan gösterisi beni benden aldı. Vampire Weekend eşliğinde sınıfça dans ettikleri videoyu izlemeyen kalmasın, mükemmeller. Not: Videonun linkini Vampire Weekend solistine de yolladım. Tepkilerini heyecanla bekliyorum.
* Sezyum ve Deniz Alnıtemiz’in artık radyoda olmayan radyo programları Sevginin Gücü’nü sezyum.com adresinde. yayımlamalarını sevinçle karşıladım.
Ne zaman mı? Zaman zaman.
* Bazen evde müziğin sesini açıp bangır bangır Rihanna dinleyen biriyim.
Sinan Akçıl’ın “Kalp Sesi”
Mucize besteci diye tanıtıldı. Ben bu albüme bakınca bahsedilen mucizeye vakıf olamadım. İzel, Ajda Pekkan, Hande Yener ve Bulgar şarkıcı Teodora ile yapılan düetler var. Zaten bugünlerde hangi albüm çıkarsa çıksın hepsinde aynı isimler düet yapıyor. Bana mucize gibi gelmedi. Aynı ritimler, aynı efektler...
Akçıl’ı besteci sanıyordum, burada şarkı söylemeye girişmiş. Şarkıcı olmayan, sesi olmayan biri (eğer Bob Dylan falan değilse) neden şarkı söyler? Biz bu soruyu soralım diye mi? Kalp sesini bilmem ama kendi sesi fena. Altı şarkı ve devamında bu şarkıların remiksleri bulunan bu albüm yarım kalmış gibi duruyor. “Altı taneye gücümüz yetti, 10’a tamamlayamadık” görüntüsü var.
Başarılı olur mu? Olur. Hadise’nin albümü de başarılı olur. Olsunlar, kimsenin başarısında gözümüz yok. Ama bu başarı yazdıklarımı değiştirir mi? Hayır.