Alp Ersönmez’in ilk albümü “Yazısız”dan notlar

Tanımıyorsanız tanışın: Adı Alp Ersönmez. Kendisine Türkiye’nin en iyi elektrik basçısı demeye hiç çekinmem. İlk solo albümünü yayımladı. Üstelik Erik Truffaz da ona trompetiyle eşlik ediyor

Alp Ersönmez’i caz ve türevlerine meraklı müzikseverler zaten yıllardır biliyor. Kangroove’un basçısı olarak tanıdık. Ardından caz konusunda bir üstada dönüştüğüne tanık olduk. Memleketin (benim için) en baba elektrik basçısıdır. Müzik algısı ve zihni de çok açıktır. Caz ve rock türevlerini geniş bir yelpazede çalar. En son Tarkan’ın klibinde rastlayınca onunla da çalışmasına memnun oldum. “Acımayacak”ın klibinde onu görebilirsiniz. Şaşırmadım çünkü Tarkan hep en iyi adamlarla çalışır. İşini bilir.
Ersönmez’in ilk solo albümü geçen hafta Pozitif etiketiyle yayımlandı. Adı “Yazısız”. Albümü merakla açtım, bilgisayarıma koydum. Kulaklığı taktım ve derin bir oh çektim. Bir kere bu albümü bilgisayarınıza koyduğunuzda “Track 01”, “Track 02” yazmıyor. Şarkıların isimleri neyse onlar çıkıyor. Yani hem sanatçıya hem de dinleyiciye saygıda kusur yok. Tebrikler.
Ardından elbette müziğe odaklandım. Açılış parçası “SFG (SağlamFaydalıGüzel)”de Erik Truffaz trompetiyle şahane. “Burada Bir Yaralı Var”da Erkan Oğur perdesiz gitarıyla usul usul takılıyor, vokaliyle müziğe inceden ve derinden ayar veriyor...
Ardından Sibel Köse’nin vokalleri ve Akın Eldes’in gitarı (“Beşik”), İmer Demirer’in “trompet darbeleri” (“Yüzler”), “Zorla Güzellik”in süper cool bas vuruşları ve solo ilaç gibi geldi.
Kapanışta (“Karşı”) bütün albümde rhodes ve synth’lerden sorumlu Genco Arı harika. Davulda Turgut Alp Bekoğlu ile kadro tamamlanıyor.
Bu adamlar cidden sanat yapıyor. Pop, indie, rock, elektronik dinlemek tamam ama bunun gibi albümler şehir hayatından bunalıp güneye kaçmak gibi insanda müzikal tatil havası yaratıyor. Bir rahatlık, bir afiyet, bir dinginlik. Siz de arada kaçın, tatil yapın iyi gelir. Not: Albümün tanıtım gecesi bu akşam Beyoğlu Asmalımescit’teki Nublu’da yapılacak. Denk gelirseniz bu özel konseri kaçırmayın.

İTİRAF EDİYORUM
* Vodafone’un uçan Sabri’li son reklamı beni koparıyor. Öte yandan fena halde meraktayım.
O reklamda canlandırılan olayın gerçek hayattaki kahramanlarından, oradan Libya’dan kaçar gibi kaçan Tarık Mengüç acaba nereye kayboldu?
* Foo Fighters’ın yeni single’ı “Rope”u beğendim. Ve içimde nedense memlekete de geleceklermiş gibi bir his doğdu.
* Sadece plak arayıp bulan findyousomevinyl.com sitesini pek beğeniyorum.
* Fizy’nin tıpkısının aynısı olan ufizy.com’un sırrını henüz çözemedim ama yakındır.

İki Cartel arasındaki 10 fark
* Cartel yeniydi, yeni Cartel eski.
* Cartel gençti, yeni Cartel orta yaşlı.
* Cartel duyduğumuz bir şeye benzemiyordu, yeni Cartel Cartel’e benziyor.
* Cartel değiştirmek istiyordu, yeni Cartel değiştiğini peşinen kabul ediyor (bkz. klibin girişi).
* Cartel’da Kabus Kerim vardı, yeni Cartel’de yok.
* Cartel’in kaybedecek bir şeyi yoktu, yeni Cartel’in kaybedebileceği en azından bir imajı var.
* Cartel tişört-eşofmandı, yeni Cartel gran tuvalet.
* Cartel Almanya’nın sokaklarından bildiriyordu, yeni Cartel daha ziyade Beyoğlu’nun barlarından.
* Cartel gelecek vaat ediyordu. Yeni Cartel geçmiş.
* Cartel’i sevdik, yeni Cartel’i de severiz o ayrı ama eskisinin tadı yok. Benden söylemesi...

Kaybedenler Kulübü şarkıları
14 Mart’ta Ghetto’da Kaybedenler Kulübü partisi olduğunu öğrenince hemen Mete Avunduk’u aradım ve ilk ağızdan bilgi aldım. Evet, bir soundtrack albüm hazırlanıyor. Bu albümde yer alan şarkıları filmde canlandırılan iki kahramandan biri olan Mete Avunduk seçti. O zamanlar çaldıkları şarkılardan bir demet olacak yani bu albümde. Sabırsızlıkla bekliyorum. Umarım aralara bazı güncel anonslar da kaydetmeyi ihmal etmezler.