Ozzy Osbourne’un “Scream” albümü dünya çapında ilk haftasında 65 bin, Christina Aguilera’nın “Bionic”i 110 bin, Kylie Minogue’ın “Aphrodite”i 20 bin satmıştı. Tarkan 10 günde 200 bini geçtiyse rekor demektir
Bir CD’nin satıp satmadığını anlamanın bilimsel olmayan en isabetli yollarından biri benzincileri kontrol etmektir. Çünkü benzinciye
her türlü insan gelir ve burada gördüğünüz albümler bu insanların ortalama zevkinin bir haritasıdır.
Tatilde uğradığım benzin istasyonlarında Tarkan’ın yeni albümü “Adımı Kalbine Yaz”ı sordum. Tükenmişti. “Yeniden talep ettik bekliyoruz” dediler.
“O halde bu albüm iyi satıyor”
diye düşündüm. İstanbul’a gelince öğrendiklerim benzin istasyonu teorimi doğrular nitelikteydi.
Tarkan’ın yeni albümü 29 Temmuz’da raflara ulaşmıştı. “İlk basım 100 bindi hemen tükendi. İkinci 50 binin tükenmesi de bir-iki günü buldu. 50 bin daha piyasaya verildi. Şu anda bu parti de bitmiş durumda” bilgisini aldım. Tarkan’ın ilk albümü kabaca bir hesapla piyasaya çıktığından bu yana 10 günde 200 binden fazla satmış olmalı. Bir o kadar daha sipariş olduğu söyleniyor.
Bu bilgiler eğer doğruysa çok iyi bir rakam. Dünya çapında da büyük rakam. Zira mesela aynı dönemde çıkan Ozzy Osbourne’un “Scream” albümü ilk haftasında 65 bin, Christina Aguilera’nın “Bionic” albümü ilk haftasında 110 bin sattı. Kylie Minogue’ın “Aphrodite” albümünün ilk hafta satış rakamı 20 bin civarında. Bunlar dünya çapında satış rakamları. Bu albümler bu satışlarla Billboard listelerine girdi.
Birkaç yıl önce Arctic Monkeys’in ilk albümü ilk haftasında 330 bin sattı. Bu rakam İngiltere tarihinde en yüksek ilk hafta satışıydı ve Beatles’tan bile iyiydi.
Albüm satışının 500 bin sınırını zorlayacağı kesin
Yani 200 bin rakamı doğruysa Tarkan ticari olarak ne kadar başarılı olduğunu kanıtlamış oldu. Bu albümün
500 bin sınırını zorlayacağı kesin.
Albüm henüz internette dijital satışa sunulmadı. Bu bir satış stratejisi. Ve işe yaramış görünüyor. Zira ilk aşamada CD satışı hedefleniyor. Satış doygunluğa ulaştığında dijital platformlarda da
yer alacak “Adımı Kalbine Yaz”. Albüm
ne zaman internete düşer, o zaman bilin ki CD satışı tamam. Amerika’da bu s
trateji uygulanmıyor. Albümler CD’ye basılmalarından da önce dijital platformlarda lanse ediliyor. Ama Tarkan’ın durumunda bu seçimin doğru olduğu anlaşılıyor.
Bu albümün ticari başarıyı yakalayacağını ve Tarkan’ın geri dönüş albümü olacağını yazmıştım. Ama şunu söyleyeyim, Tarkan da albümleri de çok daha iyi olabilir. Türkiye’de rakibi yok zaten. Onun için esas başarı müziğiyle dünyada söz sahibi olmak diye düşünülürdü. Ama artık böyle bir beklenti de yok herhalde. Aslında gerek de yok. Herkes Amerika macerasından dersini almış görünüyor. Demek ki Tarkan böyle iyi.
“Tatildeyken amma da CD çıkmış” notları...
Masamın üzerinde bir CD dağı oluşmuş. Tatil dönüşü dağı yıktım ve eşelemeye başladım. Arada gözüme ilişenleri ayırdım. Baktım olacak gibi değil hepsini topladım eve getirdim. Evde eşelemeye devam ettim. Şu anda bu dağınıklığın ortasında kulaklıkla debeleniyorum. Görenler bir süre bakıp ilişmeden uzaklaşıyor. “Tatildeyken amma da CD çıkmış” notlarımın bir kısmı:
Eğer Guardian gazetesi beğenmediyse iyidir
Tom Petty and the Heartbreakers
“Mojo”
Led Zeppelin dinlemek gibi. Ama 2010 model ve aynı ustalığa sahip babalar tarafından çalınmış. Bu albüme Rolling Stone’un çok iyi bir yorum yazması şaşırtıcı değil. Tam onların kafası. Guardian 100 üzerinden 40 vermiş.
Guardian hiçbir şeyi beğenmez. Onların çok beğendiği şeyleri de herkes dinleyemez. Bakın aklınızda bulunsun, bu dengeyi tutturan albüm genelde iyidir. Ben olsam 80 verirdim. Bir kere blues ve rock kafalarında iyi albüm yapan adam çok kalmadı. Bu albüm iyi. Eski kafa (old school) ama
demode durmuyor. Zamansız müziklere örnektir bu şarkılar. “Mojo” elemanların birlikte yaptığı 12’nci stüdyo albümü.
Klasik rock ve blues seven biri için şu günlerde dinlenebilecek en güzel şey.
“80’lere döneceğim, beni tutmayın“ diyordu, dönmüş
Ozzy Osbourne - “Scream”
Ozzy Osbourne “Bu albümde 80’lerdeki halime döneceğim” demişti. Biz de kaçacak delik aramıştık. Çünkü Ozzy’nin 80’leri pistir. Yarasa kafası ısırır, paso içer, olay çıkarır, hapse girer, küfür eder, her hafta rehabilitasyona gider. Sözünü tutmuş baba, ama müzikal açıdan. Albümde yardırıyor resmen. “Let It Die”, “Let Me Hear You Scream”, “Soul Sucker”, “I Want It More” hep bu tip şarkılar. Ama “Life Won’t Wait”, “Time” gibi baladları da sıkıştırmış araya. Çok sert ama kafa ütülemeyen bir albüm. Her şey tam tadında. Bu tip adamların ileri yaşlardaki albümleri çoğunlukla berbat olur ama saygıdan kimse ağzını açamaz, kem küm eder. Bu öyle değil. Albüm iyi. Yeni gitarist Gus G. de sınavı geçmiş, iyi iş çıkarmış. Bakın 30 Eylül’de İstanbul’da konseri de var, alıp şimdiden başlayın hazırlıklara. Ozzy’ye antrenmansız yakalanmak olmaz.