İzmir, ülkemizde insanların bir arada huzur içinde yaşadığı 7-8 ilden birisi.
Yıllardır, sağcısı, solcusu, kürdü, lazı, çerkezi ve Türk’ü yan yana hayatlarını idame ediyorlar.
Aynı okullarda eğitim görüyorlar.
Kız alıp, kız veriyorlar.
Kentin bir de ortak kültürü var.
Vatana, bayrağa ve Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak.
Son günlerde bu birlik ve beraberliği çekemeyenler, sahneye çıkmaya başladı kentte.
Göztepe-Altay arasında oynanan İzmir derbisinde kendilerini gösterdiler ve kimsenin tasvip etmediği olaylara tanık olduk.
Bu yapılan öyle bir şey değil.
Bu doğrudan hainlik!
Bence bu kenti huzursuz etmeye yönelik planlı bir eylem.
Zorda kalan camialar
Kışkırtmaya, insanları birbirine düşürmeye yönelik girişim bu.
Ama yanıldıkları bir nokta var, burası İzmir.
İzmir bu eyleme gereken cevabı hep bir ağızdan en yüksek sesle verecektir.
Bu güzel kentin insanını bölmeye, parçalamaya hiç kimsenin gücü yetmez. Yetmeyecektir... Yaşananların elbette bir cezası olmalı ancak burada günümüz şartlarında en zorda kalan maalesef bu iki güzide takımımız oldu ve de olacak.
6222 Sporda Şiddeti Önleme Yasası çıkarıldı.
Amaç, seyir sporu olan futbolda, tribünde küfür etmeyen ve şiddete başvurmayan normal seyirciyi korumaktı.
Ama uygulama böyle olmadı.
Güvenlik önlemleri artırıldı, tribünler son derece gelişmiş kameralarla izlenmeye başlandı.
Yine de şiddete başvuran, sahaya bir şeyler atan, küfür eden taraftarlarla birlikte centilmence maç izleyen ve takımını destekleyen taraftar da cezalandırılmaya başlandı.
Suçsuzlar da cezalı!
Havada uçuşan küfürler, fişek atanlar... Meşale yakan bir grup yüzünden tüm tribün hatta tribünler ceza aldı.
Yaşananlardan dolayı maalesef TFF yine işin kolayını seçti.
O maça giren suçsuz taraftarlara da ceza verdi. Bu tür cezalandırma, her şeyden önce Anayasa’ya aykırı.
Suç işlemeyen insanı, sevdiği renklerin maçını izlemekten alıkoydular.
Kim suç işlediyse o cezalandırılmalı.
Suçsuz olanlar değil.
Kulüplerin durumunu da düşünmek lazım.
Küme düşmemeye çabalayan iki kulübe verilen para cezasının yanı sıra sahasında 4 ve 6 maç seyircisiz oynamak, kulüplerin ikinci kez cezalandırılması anlamına geliyor.
Bir suça, tek ceza verilir!
Hem tribün kapatacaksın hem de para cezası vereceksin!
Bu adil değil.
Sizce de bu uygulamalar ve cezalar saçma değil mi?
Hep destek tam destek
Bir dönün bakın halimize.
Ne siyasette ne ticarette ne eğitimde ne de sporda sevgi kalmamış.
Hepimiz aynı gemideyiz aslında.
Bu gemi batarsa, hepimiz batacağız.
Bu sevgisizliğe bir son verelim.
Barışa, dostluğa ve kardeşliğe sahip çıkalım.
Şimdi değilse, ne zaman?
Çok zorlu bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemde, gerek kulüp başkanları ve yönetim kurulları, gerek sahada ter döken teknik heyet ve futbolcular, gerekse tesislerde canla başla emek harcayan personele destek olma zamanı.
Bu bağlamda ben de iki kulüp sevdalılarına bir çağrıda bulunmak istiyorum.
Öyle hatıra bileti falan değil. İki kulüp de bir banka hesabı açıp, cezalı olan haftalarda bu iki güzide kulübümüzün taraftarları maça gidiyormuş gibi o hesaba maç bilet ücretlerini yatırmalılar.
Ne dersiniz anlamlı ve de kenetlenme adına büyük bir adım olmaz mı?
Bu noktada camiaları finansal bakımdan düzlüğe çıkarma gayreti içerisinde azami çaba sarf edenlere yardım edelim.
Yalnızca Altay değil, buna Göztepe de destek çıkmalı. En gencinden en yaşlısına, erkeğinden kadınına tüm dinamikler daha doğru ifadeyle gerçek Altaylı, gerçek Göztepeli olanlar bir platformda buluşsun. Belki acımız tam anlamıyla geçmeyecek ama kentin ne denli büyük olduğunu Türkiye duysun!