Yine gördüğüm sorunları ve eksikleri tek tek saymayacağım. Çünkü biz eksikleri, kendimizce yapılması gerekenleri söyledikçe, bunlar farklı yerlere çekilip, birileri tarafından en tepedeki isimleri bize karşı dolduruyorlar.
Karşıyaka çok güzel futbol oynuyor...
Takımın muhteşem bir kalecisi, harika bir savunması, seçilmiş özel oyunculardan kurulu orta sahası, bir kuşta bile olmayan özelliklerde kanatları ve kaleyi görmelerine bile gerek olmayan, oturduğu kulübeden goller atan forvetleri var... Bunları Karşıyaka’ya kazandıran transfer ve izleme komitesine, teknik ekibe teşekkür etmek gerek.
Şunu da atlamayayım, Karşıyaka için her şeyi planlayıp gelecekte atacağı adımları dahi düşünen kulüp profesyonelleri var. Başkan ise camiayı bütünleştirmek adına gecesini gündüzüne katıyor, birleştirici bir dil kullanıyor.
Oldu mu?
Bence olmadı...
Daha ne kadar gerçekleri görmezden geleceğiz?
Daha ne kadar “Şimdi konuşmanın zamanı değil” diyeceğiz?
Daha ne kadar suçu başkalarına atacağız? Karşıyaka’nın çok ciddi sorunları var.
Hem dışarı yansıyan hem de aile içinde olan.
Sahada göremediğimiz futbol.
İddia-Bahis olayları.
6 yıldır atıl durumda kalan Karşıyaka Stadı. Birkaçı dışında göstermelik oynayıp korkak dövüşen oyuncular.
Paraya boğulan ama kazandıkları paranın hakkını veremeyen bir takım.
‘Her şeyi düşünüyoruz’ deyip hiçbir şey beceremeyen profesyoneller.
Say say bitmez...
Her şey yolunda giderken, lige çok iyi başlamışken ne oldu da bu hallere gelindi?
Geçen sezon Play Off’a kalan da aynı takım, bu sezon ligin ilk yarısını üst sıralarda tamamlayan da!
Son 13 müsabakaya baktığımız zaman 9 mağlubiyet, 2 beraberlik, 2 de galibiyet var. Bu tablo biraz can sıkıcı, öyle değil mi?
Başkan Turgay Büyükkarcı’nın bir an önce bu kaosu çözmesi gerekiyor.
Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde etmeyi bekleyemeyiz. Dikkate alınır mı bilmiyorum ama mum bitiyor, ışık sönüyor.
Daha çok çalışmaya, doğru projeleri hayata geçirmeye ve değerlerimizi korumaya ihtiyacımız var. Nereye bakacağız?
Önümüzdeki maçlara mı?
Önümüzdeki sezonlara mı?
Yönetim bu soruya yanıt verdiğinde bir şeyler değişmeye başlayacaktır.
Diğer bir konu da, dört büyük kulüp diye anılan ancak büyüklüğünü finansal açıdan hissedemediğimiz, Avrupa arenasında bizlere kâbus yaşatan bu camialar, Bankalar Birliği’yle anlaşma yaparak 7+2 yıllık yeni yapılandırma planı çıkardılar ortaya. Bu sözleşmeye göre; 5+2 yıl olan eski anlaşma, 7+2 olarak revize edilecek. Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi’ne göre kulüpler, 2 yıl anapara ödemesi yapmayacak. Hayat bu camialara güzel! Bence artık bizim de sesimiz çıkmalı. Bu yapılandırmadan yalnızca İstanbul kulüpleri değil tüm camialar, Anadolu takımları da yararlanmalı. Karşıyaka Spor Kulübü olarak haydi sesimizi daha çok çıkarmaya, bu işe öncü olmaya çalışalım!