Ligimize verilen zorunlu ara sonrası Göztepe, önce evinde Trabzonspor ile karşı karşıya geldi ve rakibine boyun eğdi.
Ardından Süper Lig’in ikinci yarısında oynadığı 10 karşılaşmada 9 yenilgi, 1 beraberlikle kötü bir performans sergileyen ve en son galibiyetini 15 Aralık 2019’da Beşiktaş deplasmanında alan Yeni Malatyaspor ile karşılaştı. Sarı kırmızılılar, onlara da boyun eğdi ve BtcTurk Yeni Malatyaspor, aylar sonra galibiyetle tanışmanın mutluluğunu yaşadı. Şu bir gerçek ki, Göztepe’nin tadı tuzu yok...
Pandemi arasından sonra bambaşka bir Göztepe izliyoruz. Tabiri yerindeyse, ‘O eski halinden eser yok şimdi’.
Oyuncu grubunun birçoğunun aklı havada. Kafalar, sezon sonuna ertelenen sözleşmelerde sanırım. Üzerine bir de geçtiğimiz haftalarda kulübün Katarlılara satış haberleri patladı. Birçok futbolcunun şimdiden tatile çıkmış olduğunu gözlemlediğimiz Göztepe’de işler pek de yolunda gitmiyor.
İki sezondur ‘Avrupa Avrupa’ nidaları attığımız Şanlı Göztepe’ye bu hedefsizlik hiç yakışmıyor.
Futbola heyecan ve tat katan en önemli unsur, futbolun ayakla oynanmasından ziyade yürekle oynanmasıdır. Yetenek; azim, kararlılık ve yürekle birleşince futbol yalnızca ayak oyunu olmaktan çıkıyor adeta bir yürek oyununa dönüşüyor...
Profesyonellik anlayışı, “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu” misali futbolu disipline etse ve organizasyonlarını düzenli hale getirse de futbola güzellik katan esas olgu, duygulara hitap edebilmesidir.
Oysa profesyonellikte duygulara yer yoktur. Peki duygusuz futbol oynanabilir mi?
Oynanır tabii ki. Ama duyguları dışlayan bir anlayış, futbolu acımasız bir hale getiriyor, değer unsurunu ortadan kaldırıyor. “Yüreğinizle yaptığınız her iş, size geri dönecektir” diyor düşünürler...
Bu durum futbolda da böyle. Bu yüzdendir ki İlhan Palut’a büyük görev düşüyor.
İlhan Palut, Hatayspor’da tarih yazdı. Başarılı maçlar çıkardı. Hatayspor’a tarihinin en büyük zaferlerini yaşattı. Başarılı geçmişi, tartışılmaz teknik direktörlüğü, efendiliği ve insanlığıyla yepyeni bir yüz İlhan Palut. Palut’un geldiği gün, “Kendi oyun tarzımı Göztepe’ye aşılayacağım. Arada sürpriz galibiyetler almak yerine, bir felsefeye bağlı kalan, sonuç alan bir takım yaratacağım” açıklaması çok değerliydi. Kaldı ki takımın başına gelmesinin üzerinden henüz bir ay geçmemesine rağmen Göztepe’nin şahlanışı, coşkusu, kazanma arzusu büyük takdir toplamıştı. Umut ediyorum ki İlhan Hoca, radikal kararlar alıp sorumluluk üstlenerek gereken yaptırımları yapacak, ‘Ciddiyeti severim, disipline hayranım’ felsefesini hayata geçirecektir. Geldiğimiz bu nokta, Göztepe’nin ve İlhan Palut’un yol haritasını belirleyecektir... Benim İlhan Hoca’ya güvenim tam. Geç kalmadan Göztepe’yi coşkulu günlerine geri döndürecektir.
Liyakatsiz yöneticilere!
Bugüne kadar kulüplerin başına getirdiğiniz adamların futbol bilgisini ve futbolla ilgili deneyimini hiçbir zaman sorgulamadınız. Takımın başına getirdiğiniz teknik adamların kulübe faydaları olup olmayacağına değil, ismine bakıp görev verdiniz. Futbol yeteneği kendinden menkul, sözde yıldızları deli paralar ödeyerek transfer ettiniz. “Bünyeye uyar mı?” diye hiç düşünmediniz. Tribünlere oynadınız. Biz ne çektiysek, liyakatsiz adamlardan çektik. İşi ehline vermedik. Artık bu devran son bulmalı...
Büyük Altay’ın ayak sesleri
TFF 1. Lig’de perde açıldı. Altay, kendisi gibi zirve mücadelesi veren Akhisarspor’u evinde ağırladı. Başta Teknik Direktör Yılmaz Vural ve toplamda 12 kişinin Covid-19 test sonuçları pozitif çıkan Akhisarspor’u 3-1 mağlup ederek Süper Lig yolunda hedeflerine bir adım daha yaklaştılar. Altay’ın Yalçın Koşukavak önderliğinde verilen arayı çok iyi değerlendirdiğini hep birlikte gördük. Artık geriye sadece 5 maç kaldı. Sırasıyla Eskişehirspor (D), Osmanlıspor FK (E), Adana Demirspor (D), Büyükşehir Belediyesi Erzurumspor (E) ve son olarak Giresunspor deplasmanı. Ben bu sezon Altay’ın 17 yıllık Süper Lig hasretine son vereceğine inananlardanım. Haydi İzmir, Büyük Altay için geri sayım başlatalım. Süper Lig’e İzmir’in ikinci takımını uğurlayalım...