Mehmet Demirtaş

Mehmet Demirtaş

mehmet.demirtas@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İzmir denince akla deniz, güzel insanlar, şairane tavırlar ve tarihsel bir futbol kültürü gelir. Geçtiğimiz sezona kadar Süper Lig’de takımı olmayan, stat özlemiyle yanıp tutuşan kısaca futboldan uzaklaşan kentin özlemini Göztepe dindirdi. Süper Lig’e çıktığı ilk sezonda son 9 haftaya 39 puanla 6. sırada giren Göztepe Avrupa hedefine doğru koşuyor.

Onun yolunda emin adımlarla ilerleyen Spor Toto 1. Lig ekipleri içinde yabancı futbolcusu bulunmayan tek ekip olan TFF 1. Lig temsilcisi Altınordu profesyonel futbolcular yetiştirmeye devam ediyor. Tamamen yerli futbolcu oynatma kuralını bozmayan kırmızı lacivertliler futbolcu fabrikası gibi çalışıyor. İzmir ve Türk futbolu için büyük gurur. Bunun yanı sıra TFF 2. Lig’de İzmir’in köklü kulüpleri arasında yer alan Altay ve Menemenspor bir üst liglere çıkmak için mücadele veriyor.

Bu noktada iki sevinç ve iki hüznü birarada yaşıyoruz. Ligin bitimine sadece 8 hafta kaldı. Menemenspor ve Altay şampiyonluğa adım adım yaklaşırken ne yazıktır ki maddi sıkıntılar, yanlış yönetim politikaları ve puan silme cezalarıyla bir alt kümeye düşmeme mücadelesi veren Karşıyaka ve Bucaspor zor günler yaşıyor. Bu kulüplerimizin tarihlerine baktığımız zaman içimizin yangını daha da büyüyor.

- 1912 yılında kurulan İzmir’in ilk spor kulübü olan Karşıyaka, yıllarca Türkiye Süper Ligi’nde oynamış. Futbol takımının yanı sıra basketbol takımının da başarılı tablolar sergilemesi ile İzmirlilere gurur yaşatan yeşil kırmızılı bu köklü spor kulübü, Türk Futbolunun da efsaneleri arasındadır.
- İzmir futbolunun 5. kulübü olarak 1928 yılında kurulan Bucaspor ise, ilk kuruluş yıllarında Buca İdman Yurdu adını taşıyordu. Bucaspor sempatik ve futbolcu yetiştiren bir ilçe takımı hüviyetindedir. Bucaspor tarihinde ilk kez Bank Asya 1. Lig’i 2. sırada bitirerek 2009-2010 sezonunda da Süper Lig’e çıkmıştır. Ancak yapılan transfer politikalarındaki yanlışlar sonrası 1 yıl sonra birçok borcuyla birlikte küme düşmüş ve yönetimde de parçalanmalar olmuştur. Ve bugün hala o sürecin sıkıntıları yaşanmaktadır.
Evet İzmir’de lüks stadlarımız yok, çok pahalı yıldız futbolcularımız da yok, sahada oynanan futbol bizleri tatmin de etmiyor ama ülkemizde futbolun oynandığı ilk şehir olan İzmir’in biran evvel hak ettiği yere gelmesi için güç birliği şart... İzmir’de spor kulüplerimizin çoğu adeta bir Kurtuluş Savaşı içindeler. Karşıyaka ve Bucaspor’un içinde bulunduğu durum çok vahim.

Bu yaşanan karamsar tablonun sebebinin görevde olduğu süreçte kulüplerini doğru yönetmeyen başkan ve yöneticiler olduğunu, bu ortamı yaratanların şuan ortalarda olmadıklarını gayet iyi biliyoruz. Yerlerine gelen yönetimlerinde adeta bir enkaz devraldığını onların da bu enkazın altında kaldıklarını da biliyoruz... Bu hafta İzmir’de oynanan Göztepe-Antalyaspor maçı için Antalya’dan Vali, Büyükşehir Belediye başkanı, Ticaret ve Sanayi Odası başkanları ve birçok meslek kuruluşunun temsilcisi takımlarına destek vermek adına İzmir’e geldiler. Bizi yönetenlerden de hiç olmazsa takımlarımızın evlerinde oynadığı maçlarda kulüplerimizin yanında olması gerçeği artık kabul edilmelidir.
Yerel yönetimler, Saygıdeğer iş adamları, STK’lar, eski yöneticiler neredeler?
Taraftar tribünde, semtte, sosyal medyada savaşıyor, iyi günde olduğu gibi kötü günde de üzerine düşeni yapıyor.
Uyanın ey İzmirliler, gün birlik olma, kenetlenme günü...
Fırsat, nazlı ve cilveli bir kadın gibidir. Bir kez kapıyı kapalı bulursa, bir daha gelmez.
Ellerimizi taşın altına koyalım. Şehrimizin takımlarına sahip çıkalım.
Karşıyaka ve Bucaspor yok olmasın.
Altay ve Menenspor’u da bir üst ligde görmemiz için hiç olmazsa desteklerinizi esirgemeyin...