Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


6 numaralı teknik adımın son günleri. Yer Malatya; "Lorant kendisini kovdurmaya çalışıyor" diyordu spor yazarları. "Böylesine fahiş hataları bir teknik adam nasıl yapabilir". Peki neden gitmek istiyor? Daha lig başlayalı 5 hafta olmuş. Önünde, sonuna kadar mücadele edebileceği iki kupa var. Lorant neden gitmek istiyor?..
Bir sene geriye dönelim. 5 numaralı teknik direktör, 1 ay önce görevden alınmış. Yer TSYD Levent Tesisleri: "Ben kovulmadım" diyor Mustafa Denizli. "İstesem takımın başında kalırdım. Ama yönetimi görevime son verilmesi için zorladım." Neden? "Artık çalışılacak ortam kalmamıştı. Diyarbakır maçı sonrası tüm iletişimi kapattım ve evime kapandım. Bana ulaşmaya çalıştılar ama kapandım. Ulaşamayınca 3 gün sonra yolların ayrıldığını açıkladılar." Böyle söylüyor Mustafa Denizli ve ekliyor, "Kariyerim boyunca hiçbir kulüpten kovulmadım, hep kendim ayrıldım". Kariyerinde hiç kovulmamış bir teknik adamı, hem de efsaneyi geri döndüren bir efsaneyi böylesine kaçmaya zorlayan ne?
Daha geriye gidelim. 2 numaralı teknik adamın son günü. Yer Fenerbahçe Stadı: MTK maçına çıkmadan önce Rıdvan Dilmen soyunma odasında konuşma yapıyor. Söyledikleri son maçına çıkan bir teknik direktörün söyleyecekleri. ‘Gidiyorum’ demiyor bir tek, ama tüm oyuncular anlıyor. Rıdvan gidecek. Ligde 5 maç oynanmış, Fenerbahçe yenilmeden lig ikincisi. Takım çok iyi oynamıyor ama sahada aksiyon var. Aslında heyecanlı işler oluyor. Rıdvan başka türlü bir oyun anlayışını sahaya koyuyor. Seyirciler hiç de memnuniyetsiz değil. Ve daha henüz 5 hafta olmuş. Rıdvan Dilmen’i böylesine soğutan, istifaya götüren ne?
Fenerbahçe’nin başkanı, teknik adamı, şusu, busu değil sorun. Fenerbahçe’nin modern zaman kurumsal yapılarıyla açıklanamayacak olan rejimidir. Fenerbahçe’nin rejimi sadece görevini iyi yapan elemanlarla istikrar sağlayamayacak kadar karmaşık, oryantal bir yapıya sahip. O yüzden Büyük Mustafa’lar, Şeytan Rıdvan’lar için bile baş edilmesi zor bir problemler yumağı sunuyor. İddia ediyorum 96’da Terim bu takımın başına gelseydi aynı sorunları yaşayacaktı. Lorant’ın bunlarla baş edebileceğini düşünmek ise en basit deyimle saflık olur.
Fenerbahçe’nin önünde iki çıkış yolu var. Bu oryantal yapıyı, bu kaos rejimini değiştirecek temelden bir devrim. Ki görevde 5. yılını doldurmuş bir başkanın bunu yapması zor değil, imkansızdır. Ya da bugüne kadar hep yapıldığı gibi bir by - pass. Kurumun şahsiyetine dokunmadan, sadece bir teknik ekip değişikliği ile tüm iktidarı o teknik ekibe bırakmak.
Öyle bir teknik ekip getirilecek ki; Ortega’yı değil kenarda oturtmak, Arjantin’e yollayınca bile alkışlanacak. Revivo’yu kaleye geçirse, "Rüştü’yü satın, işime yaramıyor" dese, "Emir sultanımındır" denecek bir dev. Bunlardan dünyada çok yok. Hedef bellidir. Ya Felipe Scolari bu takımın başına geçecek, ya da bir başkası gelip, bir yıl dolmadan sinirleri iflas edecek.
Seçim sultanındır.