Düşünün, eğer Claude Makalele bugün var olan yetenek ve fizik düzeyiyle bir Türk oyuncu olsaydı... Misal Fenerbahçe'de oynasaydı ne olurdu? Malatyaspor maçında Selçuk kadar oynardı daha fazla değil. Ve 1 ay sonra Rize maçında sahaya çıkar ayağına gelen ilk topla yuhalanmaya başlar demoralize olurdu. Görevinden sapar, seyirci ve yorumculara yaranmak için başka birşey oynamaya çalışırdı. Ya da Kemalettin ve Murat Yakın gibi davranır, oyununu oynamaya devam eder ve asla takdir görmezdi. Ama o şanslı. Kinşasa'da Demokratik Kongo'da doğdu, Fransız oldu. Celta'da parlayıp Real'e, oradan da 22 milyon Euro maliyetle Chelsea'ye gitti. Allah şansını daim etsin.
Peki neden Türkiye'de böyle oluyor? Kimse kusura bakmasın, darılmasın ama Türk futboluna yön veren eleştirmenler, eski futbolcular, idarecilerin vs. önemli bir bölümü modern futbolun gerçeklerinden habersizler. Dünya futbolunu takip etmiyorlar, gelişmeleri bilmiyorlar ve dolayısıyla da çok yanlış yorumluyorlar. Yine kimse kusura bakmasın, Türk seyircisi de batılı tribünlerin çok gerisinde bir futbol bilgisine sahip ve üstüne üstlük maç seyrederken kendilerini kaybettikleri için analitik düşünemiyorlar. Oysa Selçuk ve Trabzonsporlu Hüseyin, Türk oyuncular arasında bu bölgenin en iyileri ve dünya çapında bir gelecek için umut vaat edenleridir. Ama biz bu mevkinin görevini anlamadığımız için kim oynarsa oynasın, beğenmiyoruz. Yani sorunumuz derin.
Bakın! Bu mevkiye biz ön libero diyoruz. Ama aslında bu görevin 20 yıl önce futbol sahnesinden çekilmiş libero kavramıyla hiç bir alakası yok (savunmada libero dediğimiz de aslında süpürücüdür). Yani başta kavramı anlayamadığımız için ismini yanlış koymuşuz. Libero serbest demek, halbuki o bölgedeki adam en serbest olmayan. Zaten bu yüzden çoğu teknik adam bu mevkiye defansif orta saha diyor. Ama bence bu görevi en iyi tasvir eden kelime, TV'de başspikerlere de verilen isim, yani "anchorman" yani "çapa adam." Türkçe'ye uyarlarsak kısaca "çapa" diyebiliriz. Bu görev mimarideki kilit taşı gibidir. En sabit oyuncudur. Takımı bir arada tutar. Özünde bir pas oyunu olan futbolda tüm bağlantıların merkezindeki adamdır çapa. Bir saniyeden az zamanda topu kontrol edip paslaması gerekir. Basit ve yüksek yüzdeli bir pas oranıyla takımına zaman ve alan kazandırmalıdır. Bizim sevmediğimiz bir oyun tarzı bu. Biz daha incecileri severiz. Doğrudur, futbolun çekici yüzü Sergen'ler, Zidane'lardır. Ama futbol bir takım oyunudur. Ve takımı bir arada tutacak kilit taşlarına ihtiyaç var, Selçuk gibi oyunculara. Ama her şeyden önemlisi, bizim bugünün futbolunu algılayabilmemiz gerekiyor.
Şimdi düşünün... Tugay, Türkiye'de kalsaydı, biz Dünya Kupası üçüncüsü olabilir miydik?
SPOR
'Süper bir takım değiliz'
At yarışları
Avrupa Ligleri
Cim-Bom çarpıldı: 93-71
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
Mehmet idare etti
50. ŞEREF YILI
Filede Aslan kesildi: 3-0
Nerdesin be birader!
İlhan Mansız'a tarihi fatura
Ortega işi tamam
Aslan tek yumruk
Aktuğ hızlı başladı
Rüştü'ye yaylım ateş
Muhteşem çekişme
Haber turu...
Selçuk ya da çapa