Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Yaklaşık bir senedir kafamı meşgul eden bir soru var. Dünya Kupası üçüncülük maçı sonrası iki takım oyuncularının kolkola tribünlere gidişi, G.Koreli seyircilerin iki ülkenin bayraklarıyla ortalığı şenlik alanına çevirişinden bu yana kafamı kurcalıyor: "Ya o maç Türkiye'de oynansa ve kazanan da Güney Kore olsaydı?". "Ya da o bir final maçı olsa, yine Kore'de oynansa ve biz kaybetseydik?" O güzelliklerin, hepimizin ağzını açık bırakan paylaşımın ne kadarı yaşanabilirdi? ABD ve Kamerun maçı sonrası yaşananlar bu soruları ve dolayısıyla kaygılarımı da artırıyor. Şenol Güneş'in "Bizi finale çıkarmak istemiyorlar?" açıklaması, bazı oyuncularımızın maç sonrası itiş kakışlara girişi ve tabii tribünlerden atılanlar...
     G.Kore maçı sonrası o güzellikleri yaratanlar sadece o ülkenin vatandaşları değildi. Üzgün Korelilerin elinden tutup tribünlere götürenler bizim oyuncularımızdı. Yani bunları yapabiliyoruz. Ama küçük bir detay var. Eğer kazanmışsak yapabiliyoruz. Halbuki asıl mesele kaybetmeyi bilmektir. Peki kaybettiğimizde ne oluyor? Brezilya'ya grupta kaybettiğimiz maç sonrası, Federasyon Başkanımızın, aleyhimize penaltı çalan Koreli hakem için söylediklerini hatırlayın: "Biz bu ülke için binlerce şehit verdik şimdi bir Koreli 70 milyon Türk'ü öldürdü". Ne hoş! Kaybedince bu açıklamayı yapan Ulusoy 25 gün sonra kazanınca sahada Korelilere sarılıyordu.
     İki hafta önceyi hatırlayın. Makedonyalı Şakiri Dünya Kupası 3.'sü ve grup liderine, Nihat beraberlik golünü attıktan bir dakika sonra 2. golü atmış ve büyük bir sevinçle tribünlere koşuyor. Çok mutlu olduğu belli, coşkulu, tribünlere eliyle sus işareti yapıyor ve bayrağına sarılıyor. Kulübe çılgına dönmüş herkes birbirine sarılıyor. Sahaya yağan şişelerin sebebi bu. Rakibin sevinci. Ve anons geliyor: "İngiltere maçı için sahamızı kapattırmak istiyorlar. Tahriklere uymayın". Tahrik ne peki? Rakibin sevinci, senin kaybın ! Kapattırmak isteyen kim ? İki ay evvel İngiltere'den deplasmanda puan almış Makedonya... "Atmayın !!!". Peki neden? "Birisinin kafası dağılabilir" değil, "Sahamız kapanabilir".
     Kaybetmeyi bilememizin nedenleri var kuşkusuz. Mutlaka, her zaman kazanmamız gerektiğini düşünmemiz ve daha önemlisi dünyanın geri kalanının bizim kaybetmemiz için uğraş verdiği fikri. Bizzat Şenol Güneş demiyor mu, "Bizi finale çıkarmak istemiyorlar" diye. Kimler? Bizi hak etmediğimiz halde bu kupaya çağıranlar, biz Dünya Kupası üçüncüsü olurken dünya futbolunu yönetenler, hatta daha da ötesi, her kritik maçımıza en sevdiğimiz hakemi yollayanlar.
     Kaygılıyım, bu yazıyı yazarken Brezilya maçı henüz oynanmıştı ve bu maçı kazanmamızı çok istiyorum. Ve sebep futbol değil, kaybetmeyi bilmeyişimiz.
     
     
     


SPOR


ÜZÜLSEK Mİ SEVİNSEK Mİ? (2-2)
At yarışları
Avrupa Ligleri
Kambala Madrid’de
2. LİG puan durumu
Korkutan kaza
Nihayet kazandık
KUNDAKÇI YAKALANDI!
Fener'in yolu açıldı
NİJERYALI MİSAFİR!
Trabzon için okulu bıraktı
AYHAN KRİZE KOŞTU
BASK'IN KRALI
Wimbledon'da tarihi şok
Haber turu...
Kaybetmeyi bilmek
Bizim sistemimiz
Daha da fazlasını!