Tarihin en kariyerli, en başarılı futbolcusu Bülent Korkmaz'a Galatasaray bir 'şey' yaptı. Adını koymak mümkün değil. Kadro dışı değil, kadro içi değil. Ama açık olan bir şey var. Zaten Galatasaraylılar'ın idolü, ölümsüz kaptanı olan Bülent, artık büyük bir kahramandır. Bunca akıldışı başarıyı bu kulübün payıyla yakalayan Bülent yine Galatasaray'ın bir hamlesiyle artık ulaşılmaz bir mevkiye çıktı: O artık modern devrin bir numaralı Galatasaraylısı. Yaşanan olaylar bir yana, sonuçta kim böyle bir payeyi istemez ki ? Bu gerçeğin altını çizelim ve olup bitene bakalım.
Bir renk aşığının, bir tribün delisinin bu konuya nasıl bakacağını biliyorum. Çünkü ben de onlardan biriydim. Bu gibi durumlar içinden çıkılmaz bir isyan yaratır. İnsanın canı yanar. En yakınını kaybetmiş gibi olur. Apansız bir darbeyle gider kollarınızdan sevdiğiniz. Onu kaybetmenin acısını yaşarsınız, ama onu sizden alana da çok kızamazsınız. Çünkü her şeyin bir sebebi vardır.
İşte bu neşter darbesinde garip olan bu. Sebep muğlak. Neşter de tam kesemedi. Önemlisi neşteri kimin tuttuğu belli değil. Bülent'e bir şey yapıldı ama bunun adını koyamıyorlar. Gidecek mi, kalacak mı? İdman topçusu mu olacak? Bütün savunmacılar sakatlandığı zaman Bülent mi alınacak kadroya, yoksa PAF'tan adam mı çağrılacak? Ne oldu belli değil? İşte asıl yaralayıcı olan budur. Çıkıp birilerinin neyin neden olduğunu, kararın nasıl ve kimin tarafından alındığını açık seçik anlatmaması. Üzücü. Galatasaray'ı bu ülkeye örnek organizasyon olarak gösteren bizler için de... Şu bir gerçek ki en kötü, en köhne yönetimler bile böyle garip, manasız kararlar almadı bugüne kadar. Ben Bülent'in sahadaki hallerini sevenlerden değilim. Ama Tanıl Bora'nın, Radikal Futbol'da yazdığı gibi "Onu sever ya da sevmezsiniz. Ama bir futbol emekçisi olarak ONA SAYGI GÖSTERMEK ZORUNDASINIZ". Galatasaray'ın yanlışı budur. Onu ister ya da istemezler ama Galatasaray'ı yönetenlerin bu muğlak durumu yaratma ve ona saygı göstermeme hakkı olamaz. Maalesef Galatasaray bunu yaptı. İki yıldır süregeldiği gibi. Bu Terim'den önceki son duraktır. Ve darbeler zincirinin son halkasıdır. Galatasaray'ı, lig beşincisi olmak değil, bunlar yaralıyor. Sorun budur.
Bülent'in bir anısıyla bitirelim. 99 yazında Bülent kulübüyle anlaşamamış, yazlıkta çiçek sulamakta, ABD'ye transfer olmak için görüşmeler yapmaktadır. Kahve falı üstadı bir aile dostları zorla falına bakar Bülent'in. Bakar ve der ki, "Çok yakında üzerinde haç olan bir kupa kazanacaksın". Bülent inanmaz fala, güler, "ABD'de, MLS'de alırız herhalde!". Fal çıkar. 17 Mayıs 2000'de, Kopenhag'da... Her zaman bir gelecek vardır, enseyi karartmayın...
SPOR
DAUM İSTİYOR AMA...
At yarışları
Avrupa Ligleri
Basketbol panorama
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
Kobe de yetmedi
Sultan büyüsü: 3-1
Kartal'da zirve
Alex gelmiyor
Davids sürprizi
Rastlantının böylesi!
Rüştü'ye sıfır puan
Kriz, acil serviste!
Haber turu...
Bir kupa görüyorum