Mehmet Ali Bayar, Türkiye’nin siyasetine hoş geldi.
Gelmesiyle birlikte de, eski politikacılar tarafından küçümsenerek karşılandı.
Genç dendi, deneyimsiz dendi.
Kuyruklu yıldız gibi, geldiği gibi gideceği
ileri sürüldü. Eskiler tarafından ciddiye alınmadığı havası yayıldı.
Oysa çok yanılıyorlar.
Bayar ülke siyasetinde deprem yaratabilecek ve çok şeyi değiştirebilecek bir şansa sahip. Bu şansını iyi kullanıp kullanamamak tamamen ona bağlı.
Şansının temelinde,
bu ülke insanlarının
eski liderlerden, eski politikacılardan, politika yapma yöntemlerinden bıkmış olmaları yatıyor. İnsanlar artık değişiklik istiyorlar. Eski alışkanlıklardan kurtulmak ve tutarlı, yeni, çağdaş, övünebilecekleri politikacılar, genç liderler özlüyorlar.
Saygı duymalarına rağmen,
Ecevit’in artık dönemini kapattığına inanıyorlar. Yılların getirdiği yıpranmayı gözleriyle görüyorlar.
Çiller’i denediler ve bir zamanlar hepimizi büyüleyen bu hanımla hiçbir yere gidilemeyeceğini de gördüler.
Yılmaz’a çok güvenilmişti. Gençti, dünyayı tanıyordu. Ancak o da, ne yazık ki bekleneni veremedi.
Bahçeli ise, iktidarda bulunduğu
sürece pırıltısını kaybeden, Türkiye’yi 2000’li yıllara taşıyamayacak bir lider görüntüsü verdi.
Kutan da eskiyi temsil eden liderler listesinde. Erbakan ile arasında
hiçbir fark görülmüyor.
Eğer bugün Tayyip Erdoğan’a oy yağıyorsa, bu gelişme onun genel kamuoyunun gözünde denenmemiş olmasındandır. Buna rağmen, gençliği, farklı bir dil kullanması oy verenlerin bir bölümüne cazip geliyor.
Politik kadrolar topluma hâlâ güven veremiyorsa, bunun başlıca nedeni de, siyasetçilerimizin yıllardan beri hep aynı dili kullanmaları, siyaset yapma adına sadece kendilerine, çevrelerine veya partilerine yarar sağlamanın ötesine geçememelerinden kaynaklanmaktadır.
Bir başka örnek de,
Kemal Derviş’tir.
Derviş’in kamuoyundaki popülerliğinin nedenini incelersek, durumu biraz
daha iyi anlayabiliriz.
Derviş’in en büyük gücü, hiçbir partiye mensup olmamasından, klasik politik söylemin dışına çıkması, namuslu olması ve insanlara doğruları anlatmasından kaynaklanmaktadır. Aslında, topluma en acı reçeteleri getiren bir insan olarak yerden yere vurulması ve "istenmeyen bir insan" olarak nitelenmesi gerekirken, aksi gerçekleşmiştir. Nedeni de farklı bir kişilik sergilemesidir.
İşte M. Ali Bayar böyle bir ortamda siyasete girmektedir.
Avantajları bunlardır.
Sorulan soru, acaba bu avantajdan yararlanabilecek mi, yoksa eski
düzene kendini kaptırıp eskilerle aynı düzeyde mi kalacak ?
Şu sıralarda hepimiz Bayar’ı izliyoruz. Önümüzdeki aylar bu genç politikacı için hayati önemde. Eğer başarırsa,
Türkiye’nin siyasi yaşamı da değişecek, başaramazsa yine eski suratlar ve eski söylemlerle yaşamak zorunda kalacağız. Bu açıdan, Bayar’ın
başarısı hepimizi ilgilendirmeli.
Demokratik Türkiye Partisi (DTP) büyük bir özveride bulunuyor. Özellikle İsmet Sezgin’i alkışlamak gerekir. Küçük dahi olsa, liderik koltuğunda oturduğu partinin anahtarını bu genç adama bırakıyor. CNN TÜRK’ teki MANŞET programında konuşurken "Artık biz yokuz. Parti gençlere emanettir. Eğer deneyimlerimizden yararlanmak isterse, destek veririz. Ancak fiilen rol almayacağız." diyerek, Türk siyasetinde şimdiye kadar görülmemiş bir İLK’i gerçekleştirdi.
Bravo...
Şimdi sıra Bayar’da.
Gerçekten rüzgar estirecekse, herkesin ilk baktığı, etrafına alacağı insanlar olacak. Eğer isimleri tertemiz, kendi gibi genç bir ekip oluşturur, bilinmiş eski politikacılara yer vermezse, ümitler biraz daha artacak.
Bugüne kadarki alışılmış söylemin ve yaklaşımların dışına çıkar, halkın özlediği gibi, Türkiye’yi 2000’li yıllara taşıyacak bir politika ile karşımıza gelmesini bilirse, ümitler oya dönüşecek.
Türkiye’nin yepyeni şeyler
duymak, yepyeni tutumlar arzuladığını
iyi teşhis edebilir ve bunu da iyi bir örgütlemeyle uygulamaya geçerse,
Bayar çok şeyi değiştirebilecektir.
İlk defa gençlerin önünü açılmış olacak.
İlk defa politikaya katılmanın kötü veya tehlikeli bir girişim, ancak gözüpek veya fırıldak insanların girebileceği bir oyun olmadığı anlaşılmaya başlanacak. Politika yapmak bir macera gibi değil, aksine onurlu bir meslek gibi algılanacak.
M. Ali Bayar işte bu açıdan büyük sorumluluk altında.
Bu arada sorumluluğun önemli bir bölümü de topluma düşüyor.
Türk siyasetinin yenilenmesini isteyen herkesin Bayar’ı çelmelemek yerine
destek vermesi gerekiyor. Görüşlerini paylaşan herkesin bu genç adamın
etrafını sarması ve onu eskilerin
şirretinden korumaları kaçınılmaz.
Bayar’a başarılar dilerim.