Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

Yan komşularımızdan İran, Türkiye kadar olmasa da ciddi bir otomobil kültürüne ve otomotiv endüstrisine sahip. Rejim değişikliği sonrası ambargolarla boğuşan ve dünyaya “kısmen” kapalı olan İran’da, aslında ciddi model zenginliği var

Yan komşunun ‘arabaları’

Belki çoğumuz farkında değiliz ama yan komşumuzda ciddi şekilde çalışan bir otomotiv endüstrisi mevcut. Hatta kapasite büyüklüğü ve hacmi bakımından, dünyanın sayılı üretici ülkelerinden biri... Tabii ki yan komşumuz İran’dan bahsediyorum... 

Her ne kadar 1960’ların sonlarında, yani Şah zamanında, işe montajla başlasa da, rejim değişikliği sonrası farklı evreler geçirmiş bu sektörde. Bir dönem Citroen ile başlayan montaj ve “ürün geliştirme” çalışmaları, İran’la adeta özdeşleşen “Paykan” ile devam etmiş uzun bir süre. Bu arada yapılan iş birlikleri, yatırımlar ülkenin otomotiv endüstrisini ve model yelpazesini genişletmiş zamanla... Ambargo dönemlerinde teknoloji akışı ve işbirlikleri sekteye uğradığında, devreye “ürün geliştirme” ve “Ar-Ge” girmiş... Böylece de dünyaya “kısmen” kapalı olduğu için dünyanın çok bilmediği, göremediği modeller türemiş. Hem de orijinallerinde bile olmayan özelliklerle... 

Haberin Devamı

Yan komşunun ‘arabaları’

Evet, bu hafta komşumuz İran’ın otomobillerine yani halk arasındaki deyişle “arabaları”na bakacağız biraz. Tamam, “Bir tur verir misiniz?” demeyeceğiz belki ama ilgimizi çekecek modeller de olacak göreceğimiz... Nitekim IKCO, SAIPA, Pars Khodro, Kerman, Bahman gibi önemli üreticileri var İran’ın. Her ne kadar geniş bir coğrafyaya ihraç edemeseler de, teknolojileri Avrupa normlarını tam karşılamasa da, Türkiye’ye sadece birkaçı gelmiş olsa da, büyük oranda çevre ülkelere (Suriye, Irak, Rusya gibi) ihraç edilebilen modelleri var. Hatta örneğin IKCO, 5 ülkede üretim de yapmakta. 

Hayatına Citroen’in popüler 2CV’sinin daha büyüğü olan “Dyane” üreterek başlayan IKCO, Peugeot grubunun modellerini evrimleştirmekle de ünlü. Nitekim 405’in pek çok farklı versiyonunu yıllar boyu üreten, onun temelinde farklı modeller de yaratan IKCO, ünlü 206 konusunda da hayli tutkulu. Peugeot ile birlikte İran pazarı için (bizde de satılan) 206 Sedan’ı geliştiren şirket, şu sıralar onu farklı bir ön ve arka tasarımla, “Runna” adıyla üretiyor. Iran Khodro “Tara” ise, adıyla sizlere pek bir şey çağrıştırmasa da, aslında tanıdık bir otomobil. Zira gördüğüm kadarıyla araç, halis mulis Peugeot 301’in “İranlılaştırılmış” hali ve ülkenin en çok satanlarından. 

Haberin Devamı

Yan komşunun ‘arabaları’

Görünce yol ve

İran’ın en ünlü araçlarından biri de, kuşkusuz “Zamyad”tan başkası değil. İranlıların “Neyssan” diye de söylediği araç, aslında 1970’lerden kalma Nissan Junior 2000 pickup. 1998’de SAIPA tarafından satın alınan Zamyad, uzun süre yaşamaya devam etmiş. Halen de ülke yollarında sıkça görülen ve çoğunlukla mavi renkli olan Zamyad’tan “yol istenmez, yol verilir” diye bahsediliyor. Şimdilerde kasası değişmiş ama “Shooka” adıyla halen üretildiği söyleniyor. 

Yan komşunun ‘arabaları’

Tabii SAIPA deyince, İran’ın ikinci büyük üreticisinin ünlü modellerinden de bahsetmeli. Mesela 1990’larda bir ara satılan Renault 5, bu şirketin bantlarından çıkmıştı. Aynı şekilde daha çok güneydoğu illerinde “sınır satışı” yapılan “Saipa Saba”yı veya Kia Pride’ları unutmamalı. Çok uzun yıllar, kamyoneti bile yapılarak üretilen Saipa Pride, 2003’ten geçen yıla kadar İran’ın en çok satanı ünvanını elinde tutuyordu. Sonuçta ufaktı ama ucuzdu. Yerine gelen SAIPA “Tiba” ise, sonunda Kia’nın değil, Saipa’nın kendi platformunda üretiliyormuş. Hatchback versiyonu da olan Tiba’nın, çok satanlar listesinde yer aldığını söylemekte yarar var. 

Haberin Devamı

Tabii bir de Tofaş hayranlarına “Hadi yaaa!” dedirtecek bir modeli daha var SAIPA’nın... “Shahin” yani “Şahin.” Sedan kasa tipindeki Shahin, aslında temelinde Toyota Yaris taşıyormuş. Ne yalan söyleyeyim, tasarımı biraz Hyundai Accent’i andırsa da, güzel olmuş yani... 

Komşunun “garajına” ancak bu kadar bakabildim maalesef tabii. Zira yazının sonu geliverdi birden bire... Ancak İran deyip geçmeyin, zira bir dönem karmaşık süspansiyonlu Citroen Xantia’nın yanı sıra Peugeot 407, Mercedes E-Serisi’nin bile üretildiği ülkeden bahsediyoruz. 

Yan komşunun ‘arabaları’

Peugeot bile tanımaz! 

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, İran’ın otomotiv tarihinde İngilizlerin ve özellikle de Fransızların büyük ağırlığı olmuş. Fransızların ağırlığı ise halen sürüyor.

Yan komşunun ‘arabaları’

İran’ın en bilinen ve “ulusal otomobili” olarak kabul edilen modeliyse, kuşkusuz onlarca yıl boyunca üretimi devam eden “Paykan”dı. “Peykan” olarak da söylenen, pickup versiyonu da üretilen Paykan’ın asıl geldiği yer ise İngiltere’ydi. İngiliz Rootes Grubu’nun farklı markalar altında ürettiği ancak Hillman Hunter olarak hatırlanan aracından türetilmişti. 1960’ların sonunda üretimine başlanan araç, 2005 yılına kadar üretilmişti. Pickup versiyonu ise 2015’te veda etmişti. Ancak Paykan’ın “ölmesi” o kadar kolay olmayacaktı. Nitekim IKCO, Paykan’ın yerine Türkiye’de de bir dönem satılan “Samand”ı ve pickup versiyonunun yerine de “Arison”u üretse de, “Peugeot RD”, Paykan’ın ruhunu uzun bir süre daha yaşattı. Nitekim Peugeot RD, her ne kadar Fransız üreticinin markasını taşısa ve 405 modelinin gövdesiyle üretilse de, Paykan’ın İngiliz esintili 1.6 lt motorunu, vites kutusunu ve arka aksını taşıyordu. IKCO Samand ise, bir başka 405 ruhu taşıyan bir otomobil. Şu sıra platformu yenilendi mi bilemiyorum ancak Türkiye’de de satıldı hatırlarsanız. Bu modelden neden mi bahsediyorum? Çünkü IKCO’nun farklı ülkelerde de ürettiği bir model de ondan. Tabii İran’da da popüler olduğunu söylememe gerek yok...