Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

Günümüz markalarının çoğunu, kuruldu kurulalı sadece yollarda gördüğümüz otomobilleri üreten şirketler olarak biliriz. Ama her zaman gerçekler öyle değil...

Senin ataların uçaktı evladım

Saab’ın otomobillerindeki şoför mahali, pilot kabinini hatırlatıyordu.

Senin ataların uçaktı evladım

Honda, ilk uçak motorunu 1993’te üretti. Honda motorlu iş jetleri, yolcularını taşımaya başladı bile.

Kullandığınız otomobili üreten şirketin, işin başında bisiklet hatta tuzluk ürettiğini bilmeniz, sizin için ne kadar önem taşır bilemem elbette. Belki, “Neredeeennnn nereye?” demenizi sağlayabilir, o kadar. Ama otomobilden önce işe “uçaklarla” başladığını söylersem, sanırım biraz “gurur” verebilir. Yok, düşündüm bile!.. Kesin öyle. Hayal edin bir kere, “Zamanında uçak yapmış adamlar, otomobil mi yapamayacaklar!” diyebilirsiniz mesela... Ya da “Uçak bile yapıyorlar azizim!” diyerek hava da atabilirsiniz.
Şu an yollarda gördüğünüz ya da
tarih kitaplarında rastladığınız otomobil üreticileri arasında ciddi şekilde havacılık sektörüyle uğraşmış, hatta işine uçak üreticisi olarak başlayıp sonradan otomobile dönmüş olanlar var. Tabii otomobil üretirken, savaş sırasında bu işlere bulaşmış ancak sonradan şirketin
bir parçasını havacılığa ayırıp vazgeçememiş olanlar da...

Aslen havacı olanlar
İşte bu başlığın “baş köşesi”ne İsveç’ten bir markayı koymak gerekiyor. O da, şu sıralar maalesef iflas eden, Çinliler sayesinde geri dönmeyi bekleyen Saab’dan başkası değil.
Aslında Saab’ın kuruluşu, İsveç hükümetinin ulusal havacılık endüstrisi kurma isteği nedeniyle 1937’ye dayanıyor. Önceleri lisanslı Alman uçakları üretiyor, sonradan kendi modellerini geliştiriyor. Aynı sıralarda da uçak mühendislerinin bir bölümü, firmanın ilk otomobilini tasarlıyor ve uçakların geliştirildiği hava tünelinde aerodinamik şekilleri veriliyor. Hatta ilk üretilen araç, İsveç uçak şirketi merkezinin personel kantininde tanıtılıyor. Üretilmiş Saab’ların çoğunda, pilot kabinini hatırlatan bir şoför mahali bulunmasının, burun tasarımlarının uçakları hatırlatan sivriliğe ve aerodinamikliğe sahip olmasının altında da yatan da buydu.
Saab’ın kendi ülkesinden çıkan rakibi Volvo da havacılık işinden anlıyor. Nitekim bir dönem Saab’ın ürettiği uçakların motoru, Volvo’nun ortak olduğu fabrika tarafından üretilmiş. Bugün Volvo Aero, halen uçak motoru üretimi yapıyor.

Haberin Devamı


Senin ataların uçaktı evladım

Haberin Devamı


BMW’nin ilk kuruluşu da havacılıkla ilgili. Markanın amblemindeki mavi beyaz şekil, bir uçak pervanesini simgeliyor.

BMW’nin amblemi de her şeyi anlatıyor
BMW’nin ilk kuruluşu da havacılıkla ilgili. Zira 1. Dünya Savaşı öncesinde kurulan şirket, öncelikle uçak motorları geliştirilmesi üzerine çalışıyor. Komple uçak geliştirmişlikleri bile var. Markanın amblemindeki mavi beyaz şekil, bir uçak pervanesini simgeliyor. BMW, motosiklet ve otomobil üretme işine ise savaş sonrası uçak üretiminin askıya alınması üzerine başlıyor.
Rolls-Royce’dan da bahsetmeden geçmemeli. Zira firmanın kurucu ortaklarından Charles Stewart Rolls, bir uçma meraklısı. Kendisi uçuş lisansına sahip ikinci İngiliz vatandaşı ve bir uçak kazasında hayatını kaybeden ilk İngiliz. Henry Royce ile tanışıp onunla şirket kurduktan sonra önceleri otomobil üretmişler. 1. Dünya Savaşı ile birlikte uçak motoru üretimine başlayan ikili, uzun süre havacılık endüstrisinden kopamamış. Sonuçta Rolls-Royce otomobil bölümü zora düştüğünde, havacılık bölümü ondan ayrılmış. Otomobil bölümü kurtulurken, havacılık bölümü de desteklerle yoluna devam etmiş. Bugün bindiğiniz pek çok uçağın motorunda halen “RR” imzası var.

Hepsi savaş yüzünden
Hollandalı Spyker, İngiliz Bristol, hatta bugün dünyanın en pahalı otomobillerinin markası olan Bugatti’nin, işlerine önce uçakla başladığını kısaca söyleyelim.
Bazı şirketler var ki, onlar uçak işine biraz da koşullar gereği girmişler. Sadece Renault hariç. Çünkü Renault, ilk uçak motorunu 1900’lü yılların başında geliştirmiş. Performanslı modellere imza atan Renault Sport Teknolojileri’nin bir dönem iki kişilik bir uçak için motor geliştirdiği yazılanlar arasında...
Dedik ya çoğunluğu zorunluluktan bu işe girmiş diye. Fiat, Skoda, Opel, Nissan, Mitsubishi, Subaru, Alfa Romeo, Citroen, Chrysler, Ford, Porsche... Tümü bir şekilde havacılık tozu yutan, yüksek oktanlı benzinle haşır-neşir olan ve bugünün “otomobil üreticileri” olarak bildiğimiz markalar. Kimi işlerini devrederken, kimi bir ucundan hâlâ bu sektörle uğraşıyor.
Tabii bir de bu hevese sonradan kapılanlar var. Tıpkı Honda gibi. Onun bu sektörde hiçbir tecrübesi yokken, 1980’lerin başında iyi bir uçak motoru üretmek için çalışmalara başlamış. İlk meyve 1993’te verilmiş. Şimdilerde Honda motorlu iş jetleri, yolcularını taşımaya başladı bile...