Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

Mesela sizin otomobilinizin yeni bir sürümü çıkmış. Pıt diye indiriverin uygulama marketinden, zehir gibi olsun. Yok, ben henüz kafayı yemedim... Sadece okuduğum bir haberden yola çıktım!

Akıllı telefonlar, tablet bilgisayarlar çıktı çıkalı, bizim muhabbetler de elektro saza bağladı. Yok efendim “bilmem ne uygulaması” varmış da, yüklersem telefonum mutfağa gidip menemen yapıyormuş filan. Bir de “Kardiş, bu işletim sisteminin ‘apdeyt’i varmış. Yükledin mi?” gibi durumlar
var ki hiç sormayın. İndirsen bir dert, indirmesen ayrı! Öte yandan sözü edilen yeni uygulamaları indirmesen, hepten cahil kalma ihtimali var toplumda. Yanındakiler rüzgarın hızını telefondan görüp söyleyiversin, sen hâlâ parmağını ıslatıp esiyor mu diye kontrol etmeye çalış! “Offfff, pufff”larımın içinde boğulup gidesim var vallahi!

İşin mantığı değişti
Tabii konunun, benim akıllı telefonumla ya da karizmalarımın çizilip durmasıyla alakası yok. Ama yakın gelecekte mesela otomobilinizin yeni bir sürümü ya da uygulaması çıkarsa, o zaman birçoğumuz akvaryumdan dışarıya bakakalan bir balık gibi olacağız, onu hatırlatayım. Yok, elbette kafayı yemedim, sağlamım henüz... Sıkıntı yok yani!
Elbette tüm bu fikirler, Apple filan gibi şirketlerin yüzünden çıkıyor. El kadar çocukların “anne” demeyi öğrenmeden, telefon ya da tablet bilgisayar üzerinde parmak gezdirme hareketini doğuştan biliyormuş gibi ustalıkla yapmalarına vesile olan Apple, otomotiv üreticilerine de ilham kaynağı oluyor işte.
Renault, Peugeot, Mercedes, Volvo, Tesla ve burada adını sayamadığım pek çok otomotiv üreticisi, parmak hareketiyle kaydırmalı menü sahibi büyükçe ekranları otomobillerimize sokuverdiler bile.
Çünkü tüketici böyle şeyler istiyor. Evde tabletinin, sokakta telefonunun ekranında parmak kaydırmaya alışan sürücüler, “Bunu otomobilimizde de isteriz!” deyince, “hayır” diyen çıkmadı. Hemen bir yolu bulundu, yeni modellerin orta konsolları ona göre tasarlandı. Ekranlar konuldu, son nesil cihazlarla uyumlu programlar yüklendi. Hatta yakında, bu cihazları üretenlerin bizzat kendi koyduğu sistemler de olacak.
Her tanıtım toplantısında da “Aha, tıpkı sizin Apple ya da Samsung’unuz gibi. Valla! Ayrıca bir de söz konusu cihazlarla muhabbetleri de var. Yaaaa!” şeklinde, üstüne bastıra bastıra söylendi bu yenilikler.
Ama olay bu değilmiş sadece. Denilen o ki, şimdilerde Volkswagen yeni bir takım kuruyormuş. Bu takımda, mühendislerin yanı sıra, grubun bünyesindeki üst düzey yöneticiler de olacakmış. Takımın öncelikli görevi, otomotivde “her yedi yılda bir yeni otomobil modeli” çıkarmak gibi standart süreci değiştirecek kararlar almak olacak. Amaç, mesela Apple gibi, tüketicilerin isteklerine, gereksinimlerine göre hemen bir yeni ürün ya da güncelleme çıkarmak. Anlaşıldı mı şimdi, deminden beri “Aracınızın yeni bir sürümü çıksa”
filan diye kıvranmamı.

Anında görüntü olacak
VW’nin başkanı, yöneticilerine “Günümüzdeki model dönüşüm zamanını nasıl kısaltabilir ve onları daha esnek hale nasıl getirebiliriz, bir düşünün bakalım. Çünkü tüketici elektroniği sürekli gelişiyor ve yeni teknolojilerle birlikte geliyor” demiş bir seminerde. Haksız da sayılmaz. Beklentiler artıyor ve otomobilleri de tüketicilere sevdirmek gerek. Zira Avrupa ve Amerika’da otomobil sahipliği konusunda bir miktar değişim de söz konusu. Yeni nesil teknolojik oyuncaklarını, otomobil sahipliğine tercih edebiliyor.
İşte bu nedenle, VW de akıllı telefon ve tablet üreticileri gibi kısa aralıklarla yeni model çıkarabilmeyi, teknolojideki iyileştirmeleri araçlara da kısa sürede uygulamayı istiyor. Eh bir de, günümüz modellerinde elektronik yazılımların giderek arttığı düşünülürse... Normal.
Muhtemelen bunu uygulamak kolay olmayacak. Bunun için tüm altyapıyı değiştirmek, yeni iletişim sistemleri oluşturmak gerekecek. Müşteri adaptasyonu ya da direnci de sorun olabilir. Ayrıca VW dahil pek çok üretici, “giderlerde kısıntı” için çırpınıp dururken yeni bir sistem bütünlüğü kurmak için yatırım yapmak, daha fazla mühendis istihdam etmek de baş ağrısı yaratabilir. Elbette bunları onlar da düşünmüşlerdir. Ben sadece haberini vermekle yükümlüyüm, değil mi ama?

Haberin Devamı

HAFTANIN GÜZELİ

Haberin Devamı

Olmamış ama bir hayli uğraşmış çocuklar!

Haberin Devamı

Otomobiller güncellenir mi

İlk tepkisi “Öğğkkk, bu ne?” olacak yüzlerce adam bulabilirim muhtemelen. Biri de benim zaten! Hele kendisi, otomotiv tarihinin mükemmel ve nadide üyelerinden birinin kötü bir kopyası olarak ortaya çıkmışken. Preston Tucker adında bir dâhi otomotivcinin elinden çıkan ancak şanssızlık eseri sadece 51 adet üretilebilen “Tucker Torpedo”dan bahsediyoruz. En son bir tanesi 3 milyon dolara yakın fiyatla satılmıştı zaten. Ancak bu “satılık” arkadaş 8 bin doları zor görmüş: 1948 model Tucker görünümlü 1971 Buick Riviera’yı takdimimdir.
Üç far, ikisi direksiyonla dönsün diye tekerlek üstü çamurluklar filan derken ortaya bu ucube çıkmış. Denilen o ki yapan kişi, bunu “aşkla” ve uzun bir sürede bitirmiş. Ama olmamış! O yüzden yukarıya orijinalinin fotoğrafını da koydum. Bir de siz karar verin diye. Ve bir hatırlatma daha: Tucker’ın üstü açık olanı yok! Alan varsa mani olmayayım...