Kriz derinleşiyor

Almanya başta olmak üzere Avrupa’da ana üreticileri saran kriz, tedarikçileri de etkisi altına aldı. Tedarik sanayi şirketlerinin açıkladığı işgücü kesintilerinin miktarı şimdiden 50 bini buldu.

Başta Almanya olmak üzere, büyük ölçüde Avrupalı otomotiv üreticilerinde baş gösteren kriz, giderek derinleşiyor. Yapısal, teknolojik ve jeopolitik zorlukların yanı sıra Çin’de satışların düşmesi, elektrikli otomobillere talebin yetersiz oluşu gibi etkenlerle ciddi kayıplar yaşayan Otomotiv üreticileri, işçi ve üretim tesisi sayısını azaltma, üretim miktarını düşürme gibi önlemler açıklarken, bu durum, tedarik sanayiini de sarmaya başladı. Nitekim Bosch, ZF, Forvia, Valeo ve diğer Avrupalı tedarikçilerin bu yıl için açıkladığı, planlanan işten çıkarmaların miktarı 50 bini buldu.

Türkiye’de tesisleri bulunan dünyanın en büyük tedarikçilerinden Robert Bosch, 7 bini Almanya’da olmak üzere dünya çapında toplam 12 bin kişiyi işten çıkaracağını belirtti. Özellikle vites kutusu ve yürüyen aksamlar konusunda uzman “ZF Friedrichshafen” ise 2028’e kadar 11 bin ila 14 bin kişiyle yollarını ayırabileceğini belirtti. Continental de 3 bini Avrupa’da olmak üzere küresel çapta 7 bin 150, Forvia da Avrupa’da 10 bin çalışanını işten çıkarmayı planlıyor. Valeo, yarısı Fransa’da toplam 2 bin kişiyi işten çıkarıp bazı küçük tesislerini kapatacağını söylerken, Mahle, Slovenya’da 600 kişiyi işten çıkarırken, Schaeffler de işgücünü 2 bin 800’ü Avrupa’da olmak üzere toplam 4 bin 700 kişi azaltırken, İngiltere ve Avusturya’da fabrika kapatıyor.

Tahminler battı!

Tüm bu rakamlara bakıldığında, Avrupa’nın en önemli tedarikçilerinin bu yıl açıkladığı işten çıkarmaların miktarı 50 bine ulaşmış durumda. Bu işten çıkarmaların yaklaşık 10 bini Almanya, 10 bini de Avrupa’da olacak. Avrupa Otomotiv Tedarikçileri Birliği’nin (CLEPA) verilerine göre, Kovid-19 dönemindekiler de eklendiğinde, 2020’den bu yana tedarikçilerin işgücü kayıplarının sayısı 86 bine ulaştı. Henüz bu sayıların kesin rakamlar olmayıp, daha da artabileceğine dikkat çeken CLEPA Genel Sekreteri Benjamin Krieger, “Her ne kadar 2025’te 100 bin yeni istihdam olacağına yönelik tahminlere rağmen, gerçekte açıklananlar, işgücü kayıplarının 56 bin kişiyi bulacağını gösteriyor” dedi.

Türkiye’yi de etkiler mi?

Almanya’da otomotiv devi Volkswagen’in (VW) yanı sıra diğer firmaların da binlerce kişiyi işten çıkaracağını ve tesis kapatacağını açıklaması, Türk tedarikçiler açısından da zorlu bir döneme işaret ediyor. “DW Türkçe”ye konuşan Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, “Almanya, ülkemiz için olduğu kadar otomotiv sektörü için de önemli ticaret ortaklarımızdan biri, en büyük ihracat pazarımız. Yıllık olarak 3 milyar dolar seviyesinde sektör ihracatı gerçekleşiyor ve bu değer, toplam ihracatımızın yaklaşık yüzde 13’üne denk” ifadelerini kullandı. 2025’te zorlu bir dönem beklediklerini, Alman otomotiv sektöründeki daralmanın, Türk tedarikçilerin projelerdeki payına olumsuz yansıyacağını belirten Saydam, mevcut daralma ve artan maliyet baskıları nedeniyle, otomotiv sektörünün gelecek yıl Avrupa Birliği (AB) ihracatında yüzde 10-15 oranında bir düşüş yaşanmasını öngördüklerini vurguluyor. Bu noktada, Türk firmalarının yenilikçi çözümler üretmesi ve yeşil dönüşüm hedefleri doğrultusunda adımlar atmasının kritik bir önem taşıdığına işaret eden Saydam, uzun vadede, bu zorlukların aşılması ve iş birliğinin daha da güçlenmesinin mümkün olacağı görüşünde.

Otobüslerde elektrikli dönüşüme Türk katkısı

Daimler Buses, otobüslerinde elektrikli mobiliteye geçiş konusundaki çalışmalarını hızlandırıp, yenilikler sunmayı sürdürürken, uluslararası şirketin önemli unsurlarından biri haline gelen Mercedes-Benz Türk İstanbul AR-GE Merkezi, bu çalışmalara önemli katkılarda bulunuyor. Daimler Buses, yakın zamanda Mercedes-Benz eIntouro, eCitaro K, eCitaro Fuel Cell gibi yeniliklerini tanıtırken, bu araçların geliştirme çalışmalarının önemli bir kısmı da Türkiye’de yapıldı.

eCitaro’nun iç donanımı, karoseri, dış kaplamaları, elektrik altyapısı, diagnoz sistemleri, yol testleri ve ekipman dayanıklılık testleri gibi kapsamları Mercedes-Benz Türk’ün İstanbul AR-GE Merkezi’nce yürütülmüştü. Yine bu aracın ilk prototipi, 2 yıl süreyle, yaklaşık 140 bin kilometre, 10 bin saat boyunca Türkiye’nin zorlu iklim şartlarında ve farklı sürüş koşullarında test edilerek yollara çıkmıştı.

BYD’nin Han ve Seal modelleri de geliyor...

BYD’nin E segmentindeki sedan amiral gemisi HAN ve D-sedan modeli SEAL’ı, Aralık ayının ikinci haftasından itibaren Türkiye’de bayilerde olacak. 517 HP gücü ve 521 km menziliyle dikkat çeken BYD HAN, markanın Blade bataryaya sahip ilk seri üretim aracı. İki elektrik motorlu ve 4 tekerlekten çekişli HAN, 517 HP güç ve 85.4 kWsa bataryasıyla 521 km menzil sağlıyor. 0-100 km/s hızlanmasını 3.9 saniyede tamamlayarak 180 km/s hıza ulaşıyor. Lansmana özel 3.200.000 TL fiyatı var. SEAL ise lansmana özel 2.440.000 TL fiyatla çıkıyor. 82.5 kWsa kapasiteli Blade bataryayla donatılmış, çift motor ve 4 tekerlekten çekişe, 530 HP güce sahip. 520 km menzil sunuyor. 150 kW DC hızlı şarj kapasitesine sahip aracın bataryası yüzde 30’dan yüzde 80’e 26 dakikada dolabiliyor. 0-100 km/s hızlanması 3.8 saniye...

Oyak Renault Ar-Ge’sini yeni modellere hazırlıyor

Oyak Renault, yeni nesil Renault Duster modelinin üretimine resmi bir törenle başlarken, bu tesiste üretilecek diğer modeller için de hazırlıklarını sürdürüyor. Renault Group Türkiye CEO’su Jan Ptacek, Bursa’daki Oyak Renault Otomobil Fabrikaları’nda tanıtımını yaptıkları Duster’ın ardından 2027’ye kadar 3 yeni modelin daha üretimine başlamayı hedeflediklerini, bunun için AR-GE kapasitelerini güçlendirmeyi sürdürdüklerini söyledi.

Duster’ın, Oyak Renault’nun ürettiği ilk SUV model olması nedeniyle ayrı bir öneme sahip olduğunun altını çizen Ptacek, “Yatırım planımız çerçevesinde, 2027’ye kadar 3 yeni model ve dahasını lanse etmek var. Bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz, AR-GE kapasitemizi güçlendiriyoruz. Böylece mühendislik ekibimiz bu yeni modellerin geliştirilmesine katkıda bulunabiliyor. Oyak Renault’daki endüstriyel tesislerimize yatırım yapıyoruz. Yeni modellerin üretimine hazırlık, üretim süreçlerinin dijitalleşmesini artırma, verimliliği ve sürdürülebilirliği güçlendirme yönünde adımlar atıyoruz” dedi.