Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

Araştırmalar, kadın sürücülerin beklentilerini karşılayan otomobillerin, erkek sürücülerin beklentilerinin bile çok üzerinde olacağını ortaya koyuyor...

Kadınlar otomobilden çok şey bekler

Volvo’nun kadınlar tarafından geliştirilen YCC konsept otomobili...

Gazeteciliğimi, sürücülüğümü filan bir kenara bırakırsak, otomobil tutkunu bir erkeğim sonuçta. Dolayısıyla böyle bir yazıyı kaleme almış olmam bile, aslında benim açımdan büyük risk, bunun da farkındayım. Neden mi? Gayet basit. Ne zaman kadınlara yönelik bir haber ya da yazı yazsam, karşılığında mutlaka “Bizi hiiiiiç anlamamışsızın Levent Bey!” diye başlayan, kimi zaman “Bunu size yakıştıramadım maalesef!” diye bitebilen cümlelerle ödüllendirildim... Ama bu, Kadınlar Günü’nün kutlandığı bir haftanın sonunda, şuncacık yazıyı yazmamın önüne geçmedi tabii.
2004 yılında, yine bu yazıyı yazarken bulunduğum Cenevre’deki otomobil fuarında Volvo’nun sergilediği ve tamamen kadınlardan oluşan bir takımın tasarlayıp geliştirdiği “YCC-Your Concept Car”
(size saçma gelebilir ama Sizin Konsept Otomobiliniz diye bir çevirisi var),
o dönemde bir hayli ses getirmişti. Ancak 2002 yılında bu projeye onay veren de bir erkekti tabii. Volvo’nun o dönemdeki CEO’su Hans-Olov Olsson, bir grup çalışma arkadaşının bu projeyi kendisine sunduğunu hatırlatırken, “Bu, bizim için de muhteşem bir fırsat. Erkek müşterilerimizi de kaybetmeden, giderek artan kadın müşterilerimize daha fazla konsantre olabileceğiz” demişti. Bir de üzerine şunu eklemişti: “Eminim bu konsept otomobili erkek müşterilerimiz de beğenecek.”

“Rengi beni açmadı!”
Projeyi yapan takımın üyeleri de benzer düşüncedeydi... “Sonuçta, kadın sürücülerin beklentilerini karşılayan bir otomobil yaptığınızda, erkeklerin beklentilerini zaten aşmış olursunuz!” Buradan anlıyoruz ki, kadın tüketicilerin ve sürücülerin bir otomobilden beklentileri, erkeklerinkinden iki kat daha fazla. Yanlış mı?
Sanırım değil. Bir kere, Türkiye de dahil olmak üzere pek çok ülkede otomobil alım kararını, ailede genellikle kadınlar veriyor. Yapılan araştırmalar, henüz tersini kanıtlamadı.
Yine benzer araştırmalar, kadınların otomobillere daha fazla duygusal yaklaştığını söylüyor. Yani, kadınlara “itici” gelen bir otomobil, kesinlikle “ceza sahası dışına” alınıveriyor. Duygusal yaklaşımsa, tasarımdan başlayıp aracın rengine varıncaya kadar bir dolu kriterin birleşimi anlamına geliyor.
Şayet eşiniz yahut kız arkadaşınız “Ya, bu otomobilin rengi beni pek açmadı!” derse, bunun, o otomobile her binildiğinde tekrarlanacak bir cümle olacağını aklınızdan çıkarmayın. Bununla beraber gösterge panelinde rastladığı far ikaz ışığını gördüğünde “Aaaa, papyona benziyor, harika!” diye gülümserse, anlayın ki o otomobil, hanımefendiden “geçer” not almakla kalmamış, gönlünü kazanmıştır.
Otomobil üreticileri, kadınların gönlünü fethetmek için elbette çok kafa patlatıyor, bu bir gerçek. Çünkü ortada net bir tarif ya da araştırma sonucu yok. Çünkü bölgelere, ülkelere göre olduğu gibi, insanlada göre de kriterler değişebiliyor. Kimileri “yuvarlak hatlı”, hatta “tombik” kıvrımlara sahip otomobilleri neredeyse “evlat edinecek kadar” beğenirken, kimileri de erkeksi
hatlı, keskin çizgilerle şekillenmiş otomobilleri beğenebiliyor.
Mesela Türkiye’de kadınlar SUV olarak adlandırılan yerden yüksek modellere hayran olurken, park kolaylığını ön planda tutan kompakt ve küçük hatchback otomobillere de yakın duruyorlar. Amerikalı kadınlarsa güvenlik donanımları yüksek, bagaj hacmi bir hayli fazla modelleri tercih listesinin üst sıralarına taşıyorlar. Bunun nedeni de özellikle çocuklularsa, ihtiyaçları olabilecek hemen herşeyi ellerinin altında, yani otomobillerinde bulundurmak istemeleri.

“Ne vereyim ablama?”
Otomatik vites, her ne kadar kadın sürücülerin tercihi gibi görünse de, bal gibi bu konforu yaşamak isteyen erkek sürücü sayısı hiç de az değil. Bununla birlikte kadın sürücülerin otomatik vitesle birlikte “yokuşta kaydırmayan” sistemleri özellikle tercih ettikleri de bir araştırma gerçeği. Özellikle Avrupa ve Amerika’da “patlasa da gidebilen lastik” yani run-flat lastikle donatılmış modeller revaçta. Türkiye’deyse özellikle otomobil kullanmaya yeni başlayacak kadın sürücülerin, “0” km otomobili tercih ettiği, bunun sadece “moda” olmasından değil, “yolda kalma riskinin azlığından” kaynaklandığını söylemekte yarar var.
Yukarıda bahsettiğim YCC, belki üretime girmedi ama kadınlara yönelik bazı unsurlar, Volvo dahil pek çok üreticiye ilham oldu. Ayrıca artık model gelişiminde daha çok kadın mühendis görev alıyor. Böylece markaların “Ne vereyim ablama?” misali sürekli “Acaba kadın sürücüler ne ister?” diye düşünmesine gerek kalmıyor. Bugün Volvo’nun yanı sıra Ford, Chevrolet ve daha bir çok üreticide kadın mühendis sayısı giderek artıyor.

Gönül okşayan donanımlar
Pratik donanımlar giderek artıyor demiştim ya... Bunlar arasında kolay temizlenebilen ve günün moda renklerine sahip döşeme kumaşları, alışveriş torbası askısı, ön koltuklar arasında daha fazla eşya konulabilecek boşluklar, bagajda eşya filesi ve dahası var...
Kadınların gönlünü okşayan donanımlar bu kadar mı? Hayır!
Örneğin park kolaylığı açısından geri görüş kamerası, ışıklı makyaj aynası, ön yolcu koltuğu tarafında eşya filesi, telefon görüşmelerinde kolaylık olması açısından bluetooth, aracında yedek ayakkabı bulundurmak isteyenlere yönelik bagaj tabanında bölmeler.
Ehhh, sanırım bunları okuduktan sonra gerçekten de kadın sürücüleri memnun edecek bir otomobil üretmenin, erkekleri haydi haydi tatmin edeceğini anlamak zor olmasa gerek. Çünkü onların küçük detayları bile gözden kaçırmayan, problemlere pratik çözümler geliştirebilen, daha ince düşünceye sahip olduklarını kabul etmemek haksızlık olur, değil mi?
Bu cümle de benim, “gecikmiş Kadınlar Günü hediyem” olsun artık...

Haberin Devamı

Kadınlar otomobilden çok şey bekler

Haberin Devamı

Cenevre’de sergilenen bu donanım, biraz ütopik tabii...

Haberin Devamı

Kadınlar otomobilden çok şey bekler