Milliyet’in sorularını yanıtlayan Otokoç Otomotiv Genel Müdürü İnan Ekici, 2. el satış işini farklı bir kazanç merkezi olarak planladıklarını, kiralama ve perakende için “süper aplikasyon tasarladıklarını” söyledi. Ekici, özellikle kiralama konusunda dış fırsatların her zaman masada olduğunu ve önemli bir fırsat çıktığında ilk önce kendilerinin el kaldırdığını anlattı...
Perakendeciliği ve kiralama olmak üzere iki ana dalda yoğunsunuz. Buralarda ne gibi değişimler, yatırımlar içerisindesiniz?
İnan Ekici: Koç topluluğuna ait Ford şubeleri Otokoç çatısı altında birleşmişti, 2005’te de Fiat tarafında aynı birleşme Birmot çatısı altında oldu. Ardından Avis ile otomotiv sinerjisinden kaynaklı birleştirme kararı aldık ve Otokoç Otomotiv çatısı altında topladık. Otomotiv perakendeciliği bizim ana ve ilk işimizdi... Diğer yandan 2. el işimiz, otomotiv perakendeciliği içerisinde birinci el işini yaparken, kısmen takas ihtiyacı yüzünden yapılıyordu. Ama biz gelecekte 2. elin çok büyüyeceğini birinci el işinden yaklaşık 7-8 kat daha fazla olduğunu biliyoruz. Bu nedenle 2 yıl önce buraya yatırım kararı aldık. Bu yıl da 2. el işimizi ayrı bir kâr merkezi olarak kurgulayıp, organizasyonu yeniden yapılandırdık... 2. elde yılda yaklaşık 25-30 bin adet araç satıyoruz. Bu rakamı 2026-2027’de 150 binin üzerine çıkaracağız. Dış satın alma yapmıyorduk ama son iki yıldır dışarıdan çok yüksek sayıda araç satın alıp yine kendi noktalarımızda ve dijital kanallarda, yeniden müşterilerle buluşturuyoruz. Artık mobil aplikasyon üzerinden, ücreti aynı gün ödenmek üzere araç satın alınıyor...
Buradaki hedefiniz ne? Liderlik mi?
İE: Sektörde referans nokta olmak, vizyonumuzdan gelen bir şey. Liderlik de aynı zamanda kriterlerden biri. Bu işi çok hızla büyüteceğiz ve lider olarak da devam edeceğiz... En güçlü olduğumuz yanlardan biri de, trendleri koklamak ve işimizi uygun hale getirmekteki becerimiz... Temsil ettiğimiz markalarla beraber o trendler ne gerektiriyorsa, ilk uygulayanlardan olacağız...
Kiralamada yeni bir ürün planlıyor musunuz?
İE: Yakında filo yönetiminde bir ürünümüzü devreye alacağız... Filo yönetimi de çok yakında hem bireylere hem kurumlara açılacak. Çünkü bu işi binlerce araçla, zaten yapıyoruz, ciddi tecrübemiz var... Bunun içerisinde 2. el araçların satış danışmanlığı, birinci el araçların alımında danışmanlık, sigorta danışmanlığı, hasar ve bakım süreçlerinin yönetilmesi, köprü, yol, yakıt yönetimi gibi hizmetler var... Müşterinin ihtiyacı olan tüm ürünleri, belki henüz farkında olmadıkları hizmetleri de dizayn ederek ulaştırmayı planlıyoruz... Hayalimiz bir gün mobilitede ‘süper app’ işini başarabilen, bu kadar kapsayıcı belki de ilk firma olmak. Bunula ilgili de birçok çalışmamız var.
App’in içine neler girecek?
İE: Satın alma, satış sonrası süreçler, araç paylaşımı, kiralama, filo yönetimi, turizm faaliyeti... Yani kendi aracınızla ya da kiraladığınız araçla, A noktasından B’ye giderken ihtiyaç duyulan her şeyi sağlayabilmek. Çünkü artık satın alma biçimi değişiyor. Cep telefonunu açtığınızda, ilk sayfadaki app’leri sık kullanıyorsunuz aslında. Diğerlerine belki yılda 2 - 3 defa baktınız. Dolayısıyla biz, ‘ilk sayfadaki app’ olmak istiyoruz.
Tüketiciler, tek bir yerden daha çok hizmete ulaşabilmek istiyor. Siz buna hazırlandınız sanırım...
İE: Yani aslında bu, sürekli olan bir durum. Her yıl düzenli olarak geçmişi ve bir 10 yıl sonrayı konuşuyoruz. Gelecek yıl da mobilite ekosistemi içerisinde muhtemelen farklı ürünleri konuşuyor olacağız. Karavan kiralaması da, bu projelerden biri, yani kurum içi girişimcilik projelerinden çıkan fikirlerden... Yıllar önce bu görüşmeyi yapıyor olsaydık muhtemelen karavan gündemimizde olmayacaktı... Karavan gibi, yeni birçok projeyi de hayata geçirmek istiyoruz.
Peki yeni iş birlikleri gündeme gelebilir mi?
İE: Karavan konusunda da, 2. elde de... Bu olasılık yıllar önce de masada vardı. Sıcak görüşmeler gerçekleşti ama o zaman çok işimize gelmedi, pozitif kararı vermedik. Ama gelecekte de bu gibi fırsatlara açığız ve masanın üzerinde her zaman bununla ilgili dosyalar olacak. Kiralama tarafında da ayak izimizi diğer coğrafyalara taşımak istiyoruz... İlk yurt dışı yatırımımızı 1997’de Azerbaycan’a yaptık, bugün geldiğimiz yerde Türkiye dahil 9 ülkedeyiz. 2018’de Yunanistan Avis’i, Avis-Budget Group ile ortak aldık. Yüzde 40 Avis-Budget’ın, yüzde 60’ı bizim ve yönetim hakkına sahibiz. Dolayısıyla çok başarılı bir ortak girişim oldu. Bu başarıyı farklı coğrafyalara da yaymak istiyoruz. Diğer ülkelerse Kazakistan, Azerbaycan, Gürcistan, Ukrayna, Macaristan, Yunanistan, Kuzey Irak, KKTC... Araç parkımız bu 9 ülkede 100 binin üstünde. Yaklaşık 75 bini uzun dönemli kiralamada... 4 ülkede hem günlük hem uzun dönemli kiralamada pazar lideriyiz. Türkiye, Yunanistan, Azerbaycan ve Kazakistan’da pazar lideriyiz.
Hedefte başka ülke var mı?
İE: Masamızda her zaman bir dosya var. Giriş kararı veririz, vermeyiz ama her yıl en az 2-3 değerlendirme çalışması yaparız. Çünkü ABG yani Avis Budget Group’un en büyük lisansiyesiyiz ve aynı zamanda şu an ortak olduğumuz için her türlü fırsatta ilk el kaldıran oluyoruz.
‘İNTERNETTEN ARAÇ SATIŞI ARTACAK’
Pandemi ve pandemi sonrası değişimler konusunda, tüketici eğilimleri ve hizmetlerde çok şey değişti mi gerçekten? Dünya yeniden keşfediliyor mu bir yerde? Çok abartmış olmayayım ama...
İE: Ben de çok abartılmaması gerektiği tarafındayım. İki durum çok değişti. Bir, hijyene verilen önem arttı, iki, toplu ulaşım yerine bireysel ulaşıma kayma yaşandı dünyada. Ayrıca pandemi kaynaklı hijyen ve mesafe kurallarından dolayı, temassız kiralama, temassız satın alma, e-ticaret tarafında gelişmeler oldu... Bir de otomobilin internetten alınamayacağı, internetten 2. el aracın, görmeden ve dokunmadan alınamayacağı gibi önyargılar kırıldı. Biz şu an ayda yaklaşık 10 aracı, son kullanıcısı hiçbir şekilde aracı görmeden, noter dahil tüm işlemleri internette tamamlanarak teslim ediyoruz. Sadece notere imzaya gidiyor, ki orada da arkadaşlarımız götürüyor, aracı da evine kadar teslim ediyoruz. Pandemi öncesinde konuşsaydık Türkiye’de bu imkansızdı... Çok yakın gelecekte bu sayıların daha da artacağına inanıyorum. Ve biz de, bu alanlarda büyümeyi düşünerek yatırım yapıyoruz.
‘ELEKTRİKLİ İÇİN HAZIRLANIYORUZ’
Tabii ki elektrikli araç konuşmadan olmaz. Hem perakende hem de kiralama konusunda, elektrikliyle ilgili hazırlıklarınız neler?
İE: Elektrikli araçta her yıl ‘Ne zaman yaygınlaşacak?’ sorusunun cevabı kısalıyor. Bundan 5 yıl önce konuştuğumuzda ne diyorduk? 2030, 2035 diyorduk... Bugün Avrupa’nın birçok ülkesine bakıyoruz, yeni satılan araçların yüzde 50’si elektrikli, hibrit veya alternatifli diğer yakıtlar. Tabii içlerinde en büyük payı alacak ürün de hibritti. Şimdi elektrikli hibrite yaklaştı ve geçiyor...Ben Türkiye’de de bunun hızla artacağını düşünenlerdenim... Zaten yeni gelen ürün ağırlıklı elektrikli olacak... Şarj altyapısı çok önemli… Özellikle son dönemde çıkan teşviklerle beraber şarj istasyonu yatırımlarının hızla artacağına inanıyorum... Biz de zaten elektrikli şarj istasyonlarıyla ilgili kafa yoruyoruz.
Hangi aşama peki?
İE: Tesislerimizde konumlandırmaya başladık. Kiralamada da hibrit ve elektrikli araca yatırım yapıyoruz... 2-3 yıl içerisinde günlük kiralamada araç parkının minimum yüzde 15-20’sinin elektrikli araç olacağına inanıyorum... Uzun dönemli kiralamada zaten talepler başladı. Altyapının gelişmesiyle orada da elektrikli araç payının yüzde 1’lerden 10’lara hızla yükseleceğini düşünüyorum.
‘KARAVAN İŞİNE ÖNCÜLÜK EDİYORUZ’
Son dönemde karavan kiralamasına yöneldiniz. Bu konuda farklı planlar da var değil mi?
İE: Hakkını vermem lazım, çalışma arkadaşlarımın fikirleriyle... Dernek olarak da (TOKKDER) çok çalıştık ve ÖTV’yi de aşağı düşüren çalışmaya imza attık… Karavan ekosistemi, milyarlarca dolar büyüklüğünde ve Türkiye’de kısa sürede buna da ulaşılabileceğine inanıyorum. Ama henüz başındayız. Öncelikle karavan turizmi tüketicisinin rahat, konforlu hizmet alabileceği parkların tasarlanması lazım. Kaliteli, yeni karavanların pazara sunulması lazım... Avrupa’daki üreticilerle yarışabilecek karavan üretim kalitesine ulaşmamızla, Türkiye’de karavan turizmi hareketlenecek, Türkiye, ihracatçı konuma da gelecektir... Karavan işini Türkiye için çok değerli bir alan olarak görüyorum. Buna da öncülük etmekten her zaman büyük keyif alıyorum.
Aynı zamanda altyapıyla da ilgilenmeyi düşünüyorsunuz galiba?
İE: Otokoç Otomotiv buna da öncülük edecek. Bütün çalışmaları yapıyoruz. Karavan parklarını sadece karavanı bırakacağınız yer olmak yerine, kafe hizmetinden güvenliğine, güvenlikten elektrik bağlantısına, duş ve tuvaletine kadar örnek olacak bir hale getirmek, iş birliği ve lisansiye modelleriyle geliştirilmesine kalkmasına öncülük ediyor olacağız. Karavan üretimi de bir seçenek olarak önümüzde, çalışıyoruz.
OTOMOTİV YENİ PAZAR AVINDA
Çip krizi ve tedarik sorunu otomotiv sektörünü olumsuz etkilemeye devam ederken, yılın ilk yarısında otomotiv üretiminde dünya çapında 2.6 milyon adet kayıp yaşandı. Söz konusu kaybın yıl sonuna kadar 3.5 milyon adeti bulması beklenirken, 2022’de küresel otomotiv pazarırı tahminleri de 89.3 milyon adetten 84.3 milyona indi.
Dünyanın en büyük yenileme pazarlarından biri olan Avrupa’da da satışlar düşüyor. Avrupalı tüketiciler, özellikle son dönemde artan enflasyon nedeniyle otomobil talebini erteleyince, oto satışları da ilk 6 ayda yüzde 13.7 azalarak 5.6 milyon adede geriledi. Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya gibi büyük pazarlarda yüzde 11 ila 20 arasında düşüşler yaşanırken, yılın 12.2 milyon adetle kapanması beklenmekte.
İhracatının yüzde 80’ini Avrupa ülkelerine gerçekleştiren Türkiye otomotiv sanayisi de, bu tablo nedeniyle farklı arayışlara gidiyor. İhraç pazarlarını çeşitlendirmek gerektiğini söyleyen Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) Başkanı Cengiz Eroldu, “Avrupa’da ilk 6 ayda yüzde 13 bir talep daralması varken, haziranda yüzde 15.4 oldu. Yani tempo artıyor. Ayrıca Avrupa’da enflasyon artarak devam ediyor. Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği tedirginlik de var. Faiz artırımı beklentileri, talebi azaltacak konular. Bunların hepsini alt alta koyduğumuz zaman Avrupa’daki talebin daha da aşağı gitme ihtimali söz konusu. O yüzden yeni pazar çeşitlendirmelerine gitmemiz lazım” dedi.
Ticaret Bakanlığı’nın geçen hafta açıkladığı ‘Uzak Ülkeler Stratejisi’ programına da değinen Eroldu, “Kritik Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) hızlandırılmalı. Yeni pazarlara giriş için destekleyici politikalar hayata geçirilmeli” dedi. Eroldu, ihracattaki daralmaya karşı iç pazarın da etkili olarak kullanılabileceğini kaydetti.
‘İki araçtan biri yerli’
Otomotiv sanayisinin ilk altı aylık sonuçlarını açıklayan Eroldu, toplam taşıt araçlarında yerlilik oranının yüzde 45 seviyesinde olduğunu söyledi. Eroldu, “Türkiye’de satılan her iki aracın biri yerli üretim. Bu Avrupa’da birçok ülkede olmayan bir şey. Yüzde 45’lik yerlilik payı Türkiye için bir gurur tablosu. Alt kırılımlara baktığımızda; otomobil yüzde 39-40’lar seviyesinde, hafif ticari araç 60’lar seviyesine yaklaşıyor” dedi.