Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

Amerika’da başlayan özel garaj çılgınlığı krize rağmen büyümeye devam ediyor. Her türlü konforun yer aldığı bu garajların maliyeti 1 milyon doları bulabiliyor

Garaj deyip geçmemek gerek

Farkında mısınız bilmem ama artık sağda solda ne koltuk kılıfı satanlar kaldı ne de otomobil brandası... Birkaç hipermarket broşüründe rastlamışlığım var tabii, ancak hepsi bu. Aslına bakarsanız, otomobillerini brandaya sarıp sarmalayan da pek kalmadı. Birkaç tane örnek görürseniz de aman dokunmayın, hatta bu kişinin kapısını çalıp, “Eski alışkanlıkları sürdürdüğünüz için teşekkür ederim” deyip alnından öpünüz bence.
Eskiden otomobil sahibi olmak, “bir otomobilin sahibi olmak” kolay değildi kuşkusuz. 1970’li yıllarda park yeri sorunu yoktu belki, ama park ettiğiniz otomobilin çizilme, hızlı vurulmuş bir top ile göçme, tozdan görülemeyecek hale gelme tehlikeleri çoktu. Üstelik kapalı garajlı site olayına da pek rastlanmazdı. Sürücüler, bir dolu fedakarlıkla satın aldıkları otomobillerinin üzerine, her kullanım sonrası bir “tören” zarafetiyle branda geçirmeye çalışır, bunun için ayrı bir mesai harcardı. Hatta kimi zaman branda hemen örtülmez, motorun soğuması beklenirdi. Bir de hava durumuna göre otomobilin üzerini açan ya da kapayanlar vardı ki, genelde emeklilere yaraşan bir faaliyetti. Eskidikçe yenisi yaptırılır, kirlendikçe yıkanır, üzerine de otomobilin plaka numarası boyayla yazılırdı.

Haberin Devamı

Garaj deyip geçmemek gerek

Garaj deyip geçmemek gerek

Son dönem Amerika’da yapılan bazı garajlarda sıcak-soğuk su tesisatı, şarap mahzeni, banyo, mutfak, özel bir bar, sinema odası gibi unsurların bazıları ya da tamamı birden yer alabiliyor.

Kişiye özel bireysel garaj
Şanslı olup da müstakil yani bahçeli evlerde oturanlar ise genelde otomobillerine korumalı bir garaj ortamı yaratmak amacıyla “kamelya” yaptırırdı.
O “otomobil boyutlu” kamelyaların çatısı genelde renkli plastik oluklu levhayla kaplanır, yanlarına da sarmaşıklar ve güller dikilirdi. Türk halkının, otomobillerine gösterdiği sevginin, ilginin ve koruma içgüdüsünün de bir göstergesiydi. Çiçek kokuları arasında pineklerdi otomobil...
Son yıllarda lüks ve kapalı garaja sahip siteler sayesinde otomobiller daha konforlu park yerlerine kavuşsa da, Amerika ve Avrupa’daki yeni garaj anlayışının eline su dökemezler gibi geliyor. Hatta onlara “condo” (kondo okuyunuz) deniyor ama bize çağrıştırdığı “kondu”larla pek alakaları yok...
2005-2006 yıllarında Amerika’da başlayan bu “özel garaj” çılgınlığı, krize rağmen büyümeye devam ediyor. Sıradan kapalı garajlara üç-beş tur bindirecek kadar ileride olan bu lüks garajlar, sadece sundukları konforla değil, maliyetleriyle de devasa bütçeler gerektiriyor. Nitekim Amerika’da fiyatı 1 milyon doları aşan örnekleri mevcut.
Bu konsept, muhtemelen emlakçılıkta istediği serveti elde edemeyip “cin fikir” arayışında olan birinin fikriyle doğdu ama başarılı da oldu. Daha doğrusu olmuş... Çünkü şimdilerde buna benzer garaj satan ya da imal eden firmaların sayısı giderek artıyor. Zira bu “otomobil kondo”ların iki farklı türü var. Birincisi kişiye özel yapılan bireysel garajlar, diğeriyse bir bina içinde birden fazla kişiye ait garajların bulunduğu konseptler.
Bireysel lüks garajlarda artık sınır aşılmış. Nitekim bunlar, sadece otomobillerin park edildiği kapalı ortamlar olmaktan çıkıp üzerinde ciddi “kafa patlatılan”
ve masraftan kaçınılmayan mekanlar haline gelmiş.
Örneğin son dönemde Amerika’da yapılan bazı garajlarda sıcak-soğuk su tesisatı, şarap mahzeni, banyo, mutfak, özel bir bar, sinema odası gibi unsurların bazıları ya da
tamamı birden yer alabiliyor.

Garajda parti
Yukarıda 1 milyon dolara malolduğunu söylediğim garaj da aynen böyle. İç duvarları tamamen özel ahşapla kaplanan, yerlerinde özel mermer ve taşlar kullanılan bu garaj (ki fotoğrafını da görüyorsunuz), beş otomobil alabiliyor. Sahibi, bu mekanda parti vermeye bayılıyormuş.
İşin özünde “gösteriş” merakı da var elbette.
Bunun yanında çeşitli firmalar tarafından kiralanan ya da birden fazla kişiye bölünerek satışı yapılan mekanlar var. Böylesi bir garaj, elbette bir miktar daha ucuza malolurken, konfor konusunda çok geride kalmıyor. Bu tip bir garaj satın alan işadamları, otomobillerinin yanı sıra motosikletlerini de burada barındırırken, isterlerse bir yandan TV’de maç seyredip diğer yandan araçlarının bakımını yapabiliyor.
Söz konusu garaj konseptini pazarlayan şirketin yöneticisi,
bu tip garajların sadece keyif ve araç saklama yeri olarak düşünülmediğini, aynı zamanda bir yatırım olarak da değerlendirildiğini söylüyor. Çünkü bu garajlar, zenginler arasında el değiştirebiliyor, hatta prim yapıyormuş.
Bu arada söz konusu çılgınlığı fark eden ve bunu fırsata çeviren markalar da var. Amerika’da Ford’un, “Dream Garage” (Rüya Garajı) konseptiyle, otomobillerine farklı garajlar yaratmak isteyenlere özel mekanlar tasarladığını okumuştum.
Türkiye’de bu denli lüks ve pahalı bir örnek var mıdır bilinmez. Ama ilginç özel garajlar olduğunu biliyorum. Hatta evinin altında aracını park ettikten ve indikten hemen sonra doğrudan kapalı yüzme havuzuna geçilebilen bir örnek de görmüştüm. Ne diyeyim, güle güle kullansınlar... Ama kıskanmak serbest...