Farklı karizma isteyenlere özel
Farklılığın yanında gösteriş ve imkansızı yapabilecek kabiliyette araçlara ilgi duyanlar yeni bir sınıf yarattı. Kamyondan, askeri araçtan türeyen, bolca hormonlu, pahalı oyuncaklar...
Düşünün bir kere. Market alışverişi için evden çıkıp 6.6 ton ağırlığında bir araca tırmanıyorsunuz (dikkatinizi çekerim binmiyorsunuz) ve 7.0 litre hacimli 6 silindirli ve 220 beygirlik motorunuzun marşına basıyorsunuz. 6.6 metrelik boyundan ötürü muhtemelen sokakta en az 2.5 otomobilin yerine park ettiğiniz için sinirli bakışlar üzerinizde dolaşıyor. Ancak siz buna aldırmıyorsunuz. Sonuçta direksiyonunda bulunduğunuz, üzerine cici elbiseler giydirilmiş “goril” kıvamındaki araç, doğal kamyon gürültüsüyle hareket ettiğinden bunları fark etmiyorsunuz bile...
Ağır hareketlerle sallanarak yola koyuluyorsunuz. 6 ileri otomatik şanzıman sizi normal bir otomobil kullanıyormuşçasına yormuyor ve içindeki CD-DVD çalardan yükselen müziğin sesiyle keyifleniyorsunuz. Yanınızdan geçen “cüce” otomobillerin sürücülerinden fırlatılan bakışlar, şaşkınlık içindeki çocukların size yönelttiği parmaklar pek de bozmuyor bu atmosferi. Aksine, her dikkat çektiğinizde “azman” pick-up’ın paranın hakkını verdiğini düşünüyorsunuz. Araç işte tam da bu iş
için geliştirilip satışa sunulmuştu zaten.
Gariplik değil beğeni!
American International, dünyanın seri üretim en büyük kamyonetini geliştirip satışa sunmaya karar verdiğinde farklı beğenilere sahip müşteriler olduğunu tahmin etmişti. Nitekim 20 ton
kapasiteli sıradan bir kamyonu “şirin” hobi aracına döndürmenin anlamı olmazdı.
2004-2008 yılları arasında üretilen, zamanında ABD’de 93 bin ile 115 bin dolar arasında fiyatla satılan CXT, daha büyük, alışılmışın dışında oyuncaklara ilgi duyanların aracıydı. CXT bugün artık sadece seçkin sahiplerinin garajlarını (sığarsa tabii) süslerken alt yapısı Ford’un Super Duty kamyonetlerinde hala kullanılıyor.
Aslında bu aracın kimseyi şaşırtmaması gerek. Çoğunlukla askeri birliklerin, belediye veya diğer kamu kuruluşlarının kullandığı Mercedes imzalı Unimog da benzer beğenilere sahip Avrupalılara hizmet ediyor. Hatta deri koltuklu, son moda eğlence sistemleri ve ahşap iç kaplamalarıyla dikkat çeken özel serileri bile üretiliyor. Her ne kadar Unimog, sadece askeriyede değil Alman tarlalarında traktör niyetine bile kullanılmış olsa da benzer kaderi paylaşan çok model var. İflas bayrağını çekmeden önce zenginlik sembolü kabul edilen Hummer, aslında askeri amaçlarla geliştirilmiş, Körfez Savaşı sırasında büyük hizmetler vermişti. Hummer, ünlü aktör Arnold Schwarzenegger’in katkılarıyla (beğendiği ve bir tane kendisine istediği için) sivil kullanıcılara da hitap edecek hale getirilmişti. İlk versiyon olan H1, ufak tefek konfor unsurlarıyla iyi satmış ve “kült” olmayı başarmıştı. Sonrasında çıkarılan “yumuşatılmış” Hummer’lar ise onun kadar etkili olamadı, zaten marka da belini doğrultamadı.
Bu araçlar kadar iri olmasalar da VW Type 181, Land Rover Defender (o da çiftçilere hizmet etmişti), efsane Jeep, Rus Hummer’ı diye adlandırılan GAZ Tiger, aklıma gelip de sayabildiğim, askeri hizmeti bitirip sivilliğe de adım atan araçlardan bazıları. Yine Rusların çıkarttığı DARTZ Prombron ve Kombat ise bu vahşi çekiciliği isteyen varlıklı müşteriler için üretildi.
Pahalı korunma içgüdüsü!
Gelelim yazıma “ilham periliği” yapan Güney Afrikalı Marauder’a. Kendisini şans eseri Top Gear programında gördüğüm araç, belki de bu çılgınlığın en son örneklerinden.
Zırhlı araç üreticisi Paramount Grubu’nun ürünü olan Marauder, güvenlik endişesi yaşayan Afrikalılar için sivilleştirilmiş. Dünyanın “en durdurulamayan aracı” diye lanse edilen Marauder’in en önemli lüksü deri koltukları. Bununla birlikte bu 15 tonluk araç, 120 km/s hız yapabilirken her türlü arazi koşuluna girebiliyor, zırhı sayesinde de duvarı yıkıp geçebiliyor, hatta bir Hummer’ı paramparça edecek kadar güçlü patlayıcıya aldırmaksızın sağlam ayakta kalabiliyor, yürüyebiliyor. 14 kilo TNT’ye çerez olarak bakıyormuş... Bununla birlikte aracın açılan tek camı kavanoz dibi kadar. Navigasyon ya da lüks diğer unsurlar arayanlarsa maalesef bunları kendileri yaptırmak zorunda. Ama havası yeter, değil mi?
15 tonluk araç 120 kilometre hız yapıyor.
