Ünlü grup Beatles’ın Amerikan televizyon şovunda görünüp ses getirmesinden iki ay sonra piyasaya çıkan Mustang, 50 yıla yakın süre ve farklı nesillerle “yaşayan efsane” durumunda. Çıkış hikayesini anlatmasak olmazdı...
Deli gibi esen rüzgarın eşlik ettiği bir günde, Barcelona’daki sergi ve kongre merkezinin salonunu dolduran yüzlerce kişinin silüeti, karanlığı bozan Ford’un “maviş” renklerindeki ışıklarla aydınlanıyor. Koltuğumu bile zorlukla bulurken, salonun içinde kaç yüz kişi olduğunu saymak hatta birlikte geldiğim arkadaşlarıma ulaşmak tam bir hayal.
Tam anlamıyla Amerikanvari bir girişle sahneye dalan ve konuşmaya başlayan sunucunun sesiyle “Aha, film başlıyor!” diye içimden geçirdiğimi hatırlıyorum. Sahnede Ford’un üst düzey yöneticilerinin birer birer göründüğü, arkalarından da yeni modellerin sessizce sahneye çıkıp ardından kaybolduğu bir “geçit töreni” havası var. Ve Ford ailesinin yönetimdeki üyesi olan, kısaca “torun Ford” diye anılan Bill Ford, yani William Clay Ford Jr. geliyor sahneye. “Ev sahibi” tadında, en önemli yeniliğin açıklanması görevi ona bırakılmış. Konuşmasında şirketin yeni stratejilerinin üzerinde “şöylesine bir” geçip ardından geleceğin kentlerine ve otomobil tercihlerine ilişkin tekno bir anlatım yapıyor. Sonra da günümüze dönüp
şu sözler dökülüyor ağzından:
İlk uluslararası lansman
“Bana hep soruyorlar, şirketinizin ürettiği modeller arasında en çok hangisini seviyorsunuz diye... Ben de birkaç model sayıyorum elbette. Ancak bir tanesi var ki benim için çok özel. Elbette Mustang!”
Ve “ınınınıııınnnn”... Onlara göre altıncı, bazı kaynaklara göreyse bilmem kaçıncı nesil Mustang bu. 49’unu bitirip de 50’sinden gün almış olan Mustang’in yenisi. O bir efsane ve ona göre muamele görüyor zaten!
New York Dünya Fuarı, tarih de
13 Nisan 1964. Bir yıl önce Başkan Kennedy’nin ölümü sonrasında milli yas yeni kalkmış. Şubat ayında ünlü (o zaman değiller tabii) Beatles grubu, Amerikan televizyonlarında ilk kez görünmüş ve büyük ses getirmiş. New York Fuarı’ndaki toplantıya yüzlerce gazeteci katılmış.
Ancak bu toplantının katılımcıları, sadece New York’taki salonla sınırlı değil. Aynı zamanda 11 Avrupa ülkesinde de benzer bir toplantı düzenleniyor. Çünkü haber önemli. Ford’un, aynı zamanda da Detroit’in en önemli şahsiyeti, Lee Iacocca kürsüde. “Heyecanımız içimizden taşıyor. Bu otomobilin, şimdiye kadar halktan böylesine büyük bir ilgi göreceğini düşünememiştik. İngiltere’den, Malta’dan hatta Avustralya’dan mektup yazıp bilgi isteyenler oldu. Henüz görmedikleri bu otomobili almak için şimdiden sırada...”
86 kat yükseğe çıktı
Mustang yıllar içinde bir hayli sevilmişti. Mack Rice 1965’te “Mustang Sally” şarkısını yaptı. Ekim 1965’te, Ford mühendisleri bir Mustang Convertible’ı dört parçaya ayırıp asansörlerle ülkenin en yüksek binalarından Empire State’in 86’ncı katındaki seyir terasına çıkarttı ve burada yeniden birleştirdi. Zirvedeydi..
Mustang dünyanın her yerinde tanındı, sevildi. Almanya hariç. Çünkü Ford, bu ülkede Krupp şirketinin elinde bulunan “Mustang” adını 10 bin dolara satın almak istemedi. 1978’e dek bu pazarda Mustang’ler “T5” adıyla satıldı.
Mustang’e yıllar içinde bir dolu motor seçeneği, kasa ve versiyon eklendi. Fikir babası Iacocca için özel ve sınırlı sayıda bir seri bile üretildi. 2015’te tüm dünyada ve Türkiye’de satışa sunulacak Mustang, Beatles gibi albümlerde değil, bizzat sokaklarda yaşayan bir efsane. Öyle de kalacak gibi görünüyor...