Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

İki farklı kıta, iki farklı dünya aslında. Zevkleri, renkleri ve otomobilleriylede... Bu yazı, o ikiayrı dünyada doğmuş ve 60’ıncıyaşlarını kutlamakta olan otomobillerin öyküsüdür...

60’ını kutlayan iki ayrı dünya

Bu hafta doğum tarihleri aynı ancak kendileri “farklı” iki otomobilin karşılaştırmasını yapmak niyetim. Onlar, her halleriyle doğdukları dünyanın özelliklerini taşıyan ama aslında “farklı dünyaların” otomobilleri olan modeller. Yüzyılın Otomobili seçilen Citroen DS ve Amerikan tarihinin en havalı otomobilleri arasında sayılan “ateş kuşu” Ford Thunderbird’den bahsediyorum.

Haberin Devamı

Fransız üretici Citroen, adını önden çekiş sisteminden alan Traction Avant’ın yerini alacak bir model için çalışıyordu. Yaklaşık 18 yıldır! II. Dünya Savaşı sonrası hâlâ toparlanamayan Fransa,
5 Ekim 1955’te Paris Fuarı’nda tanıtılan DS 19 ile moral bulmuştu adeta.
Aracın sergilendiği “ilk 15 dakikada”
743 adet sipariş alındı. Günün sonunda ise siparişlerin toplamı 12 bin adetti.

Ve diğer yakada...

Talep yağmur gibiydi ancak otomobil de sanki uzaydan düşmüştü! Alışılmadık ve bugün bile taklit edilemeyen tasarıma sahipti. Üstelik ilk kez önde disk frenlerle donatılmıştı. Motoru 4 silindirliydi.

Atlantik’in diğer yakasında ise durum farklıydı. 50’li yıllarda Amerikalı üreticiler, üstü açık otomobiller, sedanlar, stationwagon’lar ya da kamyonetlerin dışında pek fazla seçenek sunmuyordu. 1953’te General Motors’un Chevrolet’si, spor otomobil olarak fiberglas gövdeli Corvette’i çıkarmıştı. Ancak İngiliz ve Alman üreticiler, basit yapılı, iki kişilik üstü açık modeller üretip Amerika’da satıyordu. İşte Ford, bu açığı görüp Thunderbird’ü üretti.

1955 model Thunderbird, “sportif iki kişilik otomobil” olarak lanse edildi. Ama “spor otomobil” denmedi. Çünkü üstü açık, uygun fiyatlı ve havalı bir araç olması isteniyordu. İlk yıl Ford’un tahminlerini aştı ve 16 binin üzerinde sattı. Önde klasik bağımsız süspansiyon sistemi, arkada yaprak yaylar vardı. Mercury’den alınma bir V8 motora sahipti. Anlayacağınız Fransız ile Amerikan “akranı” arasında güç, konfor ve sürüş bakımından büyük farklar vardı.

Haberin Devamı

Citroen’in lüks otomobili ise kısa sürede büyük beğeni kazandı. Hatta Thunderbird ile yolda karşılaştıkları da çok oldu. Çünkü DS, Amerika’da da satılmıştı. Yetmedi, reklamlarında “Çok özel bir otomobili kullanmak için çok özel bir insan olmak gerekir” gibi cümleler kullanılmıştı.

Dört kapılı Sedan, beş kapılı “Safari stationwagon ve iki kapılı üstü açık versiyonları da üretildi. Rallilerde de boy gösterdi. Lüks ama aynı zamanda da sportifti.

Mermi gibi hatlara sahipti

Ambulans versiyonu bile yapıldı.
1 milyon 456’sı dünyada, 1 milyon 331 bini de Fransa’da satıldı. 20 yıl ana hatlarını korudu ve 1975’te bantlara
veda edip, yerini CX modeline bıraktı.

Thunderbird ise “yumuşak tavan” ve “sert tavan” tiplerine sahipti. Sonradan dört koltuklu da oldu. Boyutları her bir neslinde daha da büyüdü. 1958’de değişim geçirdi, ilk kez yekpare gövde ve şasiyle üretildi. Bunlara “köşeli kuş” (square bird) deniyordu. 1961’de bir kez daha yenilendi. Bu kez “mermi gibi” yuvarlak hatları vardı. “Mermi kuş” (Bullet Bird) dendi ona. Çok lüks ve pahalıydı.

Haberin Devamı

1964-66 arası bu kez “jet kuş” (Jet Bird) dönemiydi. Dördüncü nesil, yuvarlak ve köşeli hatların birleşimiydi. Yandan bir “uçak” görüntüsü veriyordu. 1967’de beşinci nesil çıktı. “Koca kuş” dönemiydi, çünkü büyüktü ve dört kapılı versiyonu da vardı. Ön farları kapaklıydı, radyatör ızgarasında gizliydi.

1972’de çıkarılan altıncı nesil, artık özelliğini kaybetmişti. Lincoln Mark 5’in ikiziydi ve Ford Gran Torino’ya benziyordu. Çok daha büyüktü...

1977’deyse yedinci nesil geldi. Boyutları hâlâ çok büyüktü ve iki ton ağırlığa sahipti. Yine kapaklı farlarla donatıldı. Satışları bu kez ciddi şekilde rekor kırdı. 1980’de sekizinci nesliyle piyasaya çıkan Thunderbird, bu kez farklı platform nedeniyle “çekti” yani küçüldü. Satışları yarıya düştü ve iki yıl sonra da dokuzuncu nesil geldi. Aerodinamik hatları ve motor seçenekleri, onun beğenilmesini sağladı. Turbo motor seçeneği konuldu ve sportif karakteri ön plana çıktı.

Unutulacak gibi değil

Thunderbird 1989’daki on birinci nesliyle yine büyüdü ve şişmanladı. Enjektörlü motorları, çift hava yastığı vardı. Buna karşın satışları hayli düştü. Ford, Thunderbird’ü durdurma kararı verdi. Taa ki 2002’ye kadar. Konsept olarak sergilenen ve ardından hemen üretimine başlanan on ikinci nesil, aslında ilk Thunderbird’ün modern hayata uydurulmuş versiyonuydu. Ama zaman aynı değildi. İki yıl sonra “modelin ününü zedelememek için” üretimi tamamen bitti. 12 nesil boyunca toplam 4.4 milyon adet satıldı.

Evet, ikisi de 60’ıncı yaşlarını kutluyor. Thunderbird şimdi anılarda. DS ise Citroen’in lüks modellerden oluşan serisine adını bağışladı. En azından Citroen’den ayrı bir marka olarak halen hayatta. Ancak her ikisi de ilk halleriyle unutulacak gibi değiller.