Avrupa Birliği’nin Çinli elektriklilere uyguladığı yüksek gümrük vergilerinin ardından başta BYD, SAIC ve Geely gibi üreticiler olmak üzere Çinli markalar, Avrupa’daki pazar paylarını artırmak ve vergiden kaçınmak amacıyla Avrupa’da pazara sundukları hibrit versiyonların miktarını artırdı. Çinli bazı üreticiler, bir yandan tarifelerin maliyetini ve etkisini düşürmek amacıyla montaj ve üretim tesislerini Avrupa’ya taşır ya da taşımaya hazırlanırken diğer yandan da bu bölgede sundukları hibrit modellerinin sayısını artırmaya başladı. Çinli hibritler, AB’nin tarifelerine tabi değil.
Rekabet kızışacak
Çinli hibritlerin hem Japon hem de Avrupalı modeller için zorlu bir rekabet yaratması bekleniyor. Toyota, Honda ve Nissan markaların kısmen bu nedenle satış kayıpları yaşadığı belirtilirken, Avrupalı otomobil üreticileri de bundan etkileniyor. Çin Binek Otomobil Birliği’ne (CPCA) göre Çin, bu yıl Temmuz’dan Ekim’e kadar Avrupa’ya 65 bin 800 hibrit otomobil ihraç etti. Bu rakam geçen yılın aynı
Almanya başta olmak üzere Avrupa’da ana üreticileri saran kriz, tedarikçileri de etkisi altına aldı. Tedarik sanayi şirketlerinin açıkladığı işgücü kesintilerinin miktarı şimdiden 50 bini buldu.
Başta Almanya olmak üzere, büyük ölçüde Avrupalı otomotiv üreticilerinde baş gösteren kriz, giderek derinleşiyor. Yapısal, teknolojik ve jeopolitik zorlukların yanı sıra Çin’de satışların düşmesi, elektrikli otomobillere talebin yetersiz oluşu gibi etkenlerle ciddi kayıplar yaşayan Otomotiv üreticileri, işçi ve üretim tesisi sayısını azaltma, üretim miktarını düşürme gibi önlemler açıklarken, bu durum, tedarik sanayiini de sarmaya başladı. Nitekim Bosch, ZF, Forvia, Valeo ve diğer Avrupalı tedarikçilerin bu yıl için açıkladığı, planlanan işten çıkarmaların miktarı 50 bini buldu.
Türkiye’de tesisleri bulunan dünyanın en büyük tedarikçilerinden Robert Bosch, 7 bini Almanya’da olmak üzere dünya çapında toplam 12 bin kişiyi işten çıkaracağını belirtti.
Avrupa ve Çin’de yavaşlayan satışlar, Almanya’da elektrikli araçlara uygulanan desteğin kaldırılması gibi etkenler, Alman otomotiv şirketlerini ciddi krize soktu. VW tesis kapatmayı, Ford ve Bosch ciddi şekilde personel kıyımına hazırlanıyor.
Avrupa’nın yanı sıra önemli pazarlardan biri olan Çin’de yavaşlayan satışlar, bunun yanında Almanya’da elektrikli araçlara uygulanan desteğin kaldırılması gibi etkenler, Alman otomotiv şirketlerini zora sokmuş durumda. Bir süredir ayak sesleri duyulan kriz, Alman üreticilerin birbiri ardına açıklamalarıyla aleni hale geldi...
Özellikle pandemi ve bunun hemen ardından gelen dönemlerde, Avrupa Birliği’nin sıkı kuralları nedeniyle elektrikli araçlara ciddi yatırım yapmaya çalışan, anormal bütçeler ayıran Alman üreticiler, gerek Çinli markaların bastırması gerekse de bu rekabete yeterince hazırlanamamaları, Almanya gibi büyük pazarlarda elektriklilere uyguladığı sübvansiyonları sonlandırmasıyla zora girdi. Buna Çin pazarında rekabetin gün geçtikçe Avrupalı markalar aleyhine
Bu yılın 10 aylık döneminde toplam otomotiv üretiminde yüzde 7’lik bir gerileme söz konusu olurken, otomotiv sanayi ihracatından elde edilen gelir arttı ve 30 milyar doları aştı...
Avrupa’da otomotiv pazarının dalgalı seyretmesi, ihracatının yüzde 65’inden fazlasını Avrupa Birliği’ne (AB) yapan Türkiye otomotiv endüstrisinin üretimini de düşürdü. Ancak bu üretim azalmasına rağmen üretilen araçların birim fiyatlarının yüksekliği, aynı dönemde toplam ihracatın 30 milyon doları aşmasını sağladı.
Otomotiv Sanayii Derneği’nin (OSD) açıkladığı verilere göre, 2024 yılının ilk 10 aylık döneminde toplam üretim, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 7 gerileyerek 1 milyon 122 bin 567 adet oldu. Aynı dönemde otomobilde üretim yüzde 5 düşüş yaşanırken, bu gerileme, ağır ticari araçta yüzde 25’i buldu. Yılın ilk 10 ayında, otomobil ihracatında yüzde 2 gerileme yaşansa da, toplam ihracat geçen yılın rakamlarıyla benzer seviyelerde oldu ve toplam 826 bin 259 adedi buldu.
Türkiye
Avrupa Birliği’nin katı emisyon kurallarında çanlar, otomobilden sonra hafif ticari araçlarda da çalıyor. Elektrikli hafif ticarilere ilginin düşük olması, bunun en önemli nedenlerinden biri...
Avrupa Birliği’nin (AB) otomobiller için koyduğu katı emisyon sınırlaması üreticileri telaşlandırırken, benzer bir endişe hafif ticari araç üretenleri de sarmış durumda. Elektrikli hafif ticarilere yeterince ilgi olmaması, gelecek yıl yürürlüğe girecek sınırlamalar konusunda üreticileri kara kara düşündürüyor.
Avrupalı üreticiler, gelecek yıldan itibaren yeni ürettikleri hafif ticari araçların karbondioksit emisyon miktarını kilometre başına 185 gramdan 154 grama düşürmeleri gerekiyor. Elbette bunun için de, elektrikli hafif ticari araç satışlarının beklenen düzeyde olması gerekiyor. Ancak durum böyle değil. Zira üreticilerin bu kurala uyabilmek amacıyla geliştirip ürettiği elektrikli hafif ticarilere ilgi istenilen düzeye ulaşamamış. Bu da, üreticiler açısından ciddi sorun anlamına geliyor.
Bünyesinde
AB ile Çin arasında elektrikli araçlara yönelik gümrük vergileri konusunda yeni tur müzakereler konusunda anlaşma sağlanırken, Pekin yönetiminin, Çinli üreticilere yurtdışı yatırımlarda “yavaşlama” çağrısı yaptığı belirtiliyor.
Avrupa Birliği’nin (AB), Çin’de üretilen ve elektrikli otomobillere yönelik gümrük vergilerini artırmasının ardından soruna bir uzlaşma yolu bulunmasına ilişkin çabalar da devam ediyor. AB ile Çin, daha fazla müzakere yapma konusunda anlaşırken, Pekin yönetiminin, Çinli üreticilere ülke dışında, özellikle de Avrupa’da yapacakları yatırımlar konusunda “yavaşlama” çağrısı yaptığı konuşuluyor.
AB, bir yandan sübvansiyon karşıtı soruşturmanın tamamlanmasının ardından önümüzdeki günlerde Çin üretimi elektrikli araçlara yüzde 35,3’e kadar ek gümrük vergileri uygulamaya hazırlanırken, diğer yandan da bu ülkeyle görüşmelerin devam edebileceğinin sinyallerini veriyor. Her iki taraf da, Çinli
Fransız üretici Renault, Avrupa’da bir yandan Çinli markaların yoğun saldırısını önlemek için artırılan vergiler diğer yandan da tüketicinin “kaçan hevesi” nedeniyle düşen elektrikli araç satışlarının toparlanabilmesine destek olacak iki yenilikle Paris’te yerini aldı.
Markaya tüm dünyada önemli satış başarıları getiren iki eski modeli modern dünyaya uyarlayarak yeniden geliştiren Renault, 400 km’den fazla menzil sunabilecek ve farklı donanımlarıyla tüketicileri cezbedecek tamamen elektrikli küçük SUV’u R4’ün yanı sıra Türkiye’de 2025’in ilk yarısında satışa sunulacak R5’le Paris’te ses getirdi. 1960’ların başında lanse edilen ve 1990’ların başına kadar 8 milyon adet üretilen R4, Renault 5’ten biraz daha uzun bir SUV olarak geliyor. R5 gibi 40 veya 52 kWs batarya, 90 ya da 110 kW motor seçenekleri olacak R4’ün, Türkiye pazarına ne zaman geleceği ise belli değil.
Renault’nun marka CEO’su Fabrice Cambolive, Renault 5’in özellikle şehirli
İki yılda bir düzenlenen ve otomotiv dünyasının en önemli etkinlikleri arasında kalmaya devam eden Paris Otomobil Fuarı, 90. kez kapılarını açtı. Fransız markaların ağırlığını hissettirdiği fuara, Almanların da geri döndüğü gözlenirken, Çinli üreticilerin engellemelere rağmen Avrupa pazarında kalıcı olmakta ısrarlı olduğu dikkat çekti.
Bu yıl katılımcı sayısı 2 yıl öncesine oranla ciddi artış kaydeden Paris Otomobil Fuarı, doğal olarak Fransız markaların yoğun katılımına sahne oldu. Renault Grubu, markalarıyla ve konsept araçlarıyla fuarda baskın konumdayken, Peugeot ve Citroen’in de ciddi tanıtımları dikkat çekti. Almanlar, uzun bir süreden sonra yeniden Paris’e gelirken, Volkswagen, Audi, BMW gibi önemli temsilcileriyle yerini aldı. Bununla birlikte iki yıl öncesine göre gerçekten katılımın yüksek olduğu söylenebilir. Zira Skoda, MINI, KIA, Ford, Cadillac ve Tesla da Paris’te yerini alan markalar arasında.
Hesaplı seçenekler
Avrupa Birliği’nde tartışmalı konuma düşen ve özellikle elektrikli modellerini konulan ek vergilerle