Merhaba değerli Milliyet okurları...
Yeni Asır’dan sonra 7-8 aylık bir boşluktan sonra, beni sizlerle buluşturan Doğan Gazetecilik Ege Bölge Temsilcisi Bülent Zarif’le Ege Yayın Danışmanı Hamdi Türkmen’e teşekkür ediyorum.
Başlıkta da belirttiğim gibi bu yazımla yıllar sonra Milliyet Gazetesi’nde sizlerle “ikinci buluşma”mız gerçekleşmiş oldu.
Milliyet’teki ilk birlikteliğimiz 1976-1988 yılları arasında Kemalpaşa muhabirliğiyle geçmişti.
O yıllarda Kemalpaşa Lisesi’nde beden eğitimi öğretmeni ve müdür yardımcısı olarak görev yapıyordum.
Bir “taşra muhabiri” olarak, “tarım kenti” Kemalpaşa’nın bugünkü “KOSBİ ” (Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi) oluşumuna kadar yaşanan gelişmeleri tüm çarpıklıkları ile birlikte Milliyet okurlarına aktarmıştım.
O dönemde, Kemalpaşa’daki “1. sınıf “ tarım arazilerinin beton yığınlarına nasıl dönüştürüldüğünü; asırlık zeytin ağaçlarının, kiraz ve şeftali bahçelerinin nasıl yok edildiğini, bağların köklenerek sanayiye nasıl kaydırıldığını fotoğraflayarak iletmiştim.
Bunlarla birlikte Nif Çayı’nın bugünkü rezil duruma nasıl getirildiğini de haber yaptığım için, iktidar yanlısı birkaç kişinin ispiyonculuğu sonucu İzmir’deki mülki idare amirlerince (vali ve kaymakam) uyarılmış ve cezalandırılmıştım.
Bugün bahsettiğim dönemdeki KOSBİ’de 350 civarında kuruluşun yarısından fazlası satılık veya kiralık.
En önemlisi de Kemalpaşa ilçesinden çalıştırdığı işçi sayısı ne yazık ki yüzde 3 -4’ü geçmez.
Önümüzdeki günlerde Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili son gelişmeleri ayrıntılarıyla sizlere aktaracağım.
Ayrıca, alfatoksinli yem nedeniyle “çift anüslü-çift gagalı tavuklar” haberim de 1980’li yıllarda Milliyet’te özel haber olarak yer almış ve uzun bir süre ses getirmişti. Tabii bu haber üzerine sıkıntılı günler yaşamıştım. Hatta tayinim başka bir şehre çıkarılmış ve bazı yem sanayicileri tarafından şahsıma yapılan tehditler de uzun süre devam etmişti.
Haftada iki gün...
Milliyet EGE’de oluşturulan bu köşe siz okurlarımıza ait bir köşe.
Bundan önceki çalıştığım gazetede benimle nasıl iletişim kurduysanız aynı şekilde, günün her saatinde (24 saat) beni arayıp yaşadığınız her ortamda karşılaştığınız her türlü olumsuzluğu, çarpıklığı ve yanlışlığı, aşağıda verdiğim telefonlarım ile elektronik posta adreslerime aktarabilirsiniz. Elektronik posta adreslerim ve
Beni arayacağınız telefon numaraları ise şöyle: 0232 4645930 bu numaradan beni arayabilirsiniz.
O555 253 52 52 numaralı cep telefonum 24 saat açık olacak, bu telefona mesaj da bırakabilirsiniz
Ayrıca 0232 4641402 numaralı telefona da şikayet, istek ve önerilerinizi yazarak fakslayabilirsiniz. Ancak tüm iletilerinizde isim, adres, telefon numarası ile beni hangi konuda aradığınızı kısaca belirtmeyi ihmal etmeyin. Aksi takdirde iletileriniz dikkate alınmayacaktır.
Sizlerden şikayet, öneri ve istekleriniz dışında bir isteğim daha olacak.
Seçilenler (milletvekili, il genel meclis ve belediye meclis üyesi) ile atananların (vali, kaymakam, genel müdür vb.) geleceğe dönük olumlu işleri ve hizmetlerini de köşemize bildirmenizi bekliyorum.
Milliyet EGE okurları olarak, bizi yönetmeye talip olanları, eleştirilerimiz yanında ödüllendirmeyi de gözardı etmemeliyiz, diye düşünüyorum.
İlettiğiniz tüm istekler yasal bir çerceve içinde değerlendirilerek haftada iki gün (pazartesi ve cuma) yayınlanacak.
Bugünlük bu kadar.
12 Nisan 2010 Pazartesi günü buluşmak üzere, sevgiyle ve Milliyet’le kalın...
“Kemal Hoca” olarak İzmir ve Egeliler’in dilinde ve gönlünde yer edinmem Yeni Asır’da gelişti. Markalaşmam, o tarihlerde gazetenin yöneticileri Gönül Soyoğul, Osman Gençer, Nedim Atilla, Süleyman Gençel, haber müdürleri Rıdvan Kaynar ve Hasan Çömlekçi’nin destekleri; beni Milliyet okurlarıyla tekrar buluşturan sevgili Hamdi Türkmen ile Aydın Bilgin’in olurlarıyla gerçekleşti. 1994 yılında başlayan köşem, 2008 Ekim ayında oluşan “yeni yönetim” sonrası sekteye uğratıldı.
15-16 yıllık Kemal Hoca-okur beraberliğim, yeni yönetimle kan uyuşmazlığım nedeniyle 1 Mart 2010 tarihinde sona erdi.
Özay Şendir
PKK’nın geleceği, iç çatışma…
19 Ocak 2025
Abbas Güçlü
Ne istedik ne oldu?
19 Ocak 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımcıların odağında büyüyen sektörler var
19 Ocak 2025
Ali Eyüboğlu
Şafek Sezer: Tiyatroyu çok istiyorum arayış içindeyim
19 Ocak 2025
Güldener Sonumut
Godot’yu Beklerken: Trump ve Avrupa
19 Ocak 2025