9 Mayıs 2011 Pazartesi günü köşemizde “Urla Bademler Köyü sakinleri dertli: Hindi çiftliği yüzünden yaşamımız kararıyor” yazımız üzerine Urla Bademler Köyü Muhtarı Mehmet Uysal, aşağıdaki mektubu köşemize gönderdi.
Mektup aynen şöyle:
ISO Belgesine sahip
“Urla Bademler’de yaşayan halkımızın yöremizdeki hindi çiftliğinden dertli olduğu belirtiliyor. Konuyu size iletenler, köy halkı değil işyeri sahipleri Venhar- Fulya Eskicioğlu ve Ramazan Zeren’dir. Bugüne kadar köy halkından hiç kimse özellikle hindi çiftliği konusunda şikayetçi olmadı. Buradaki hindi üretim tesisi çevre sağlığı konusunda son derece özenli olup, bildiğim kadarı ile ISO 9001 ve ISO 22000 belgelerine de sahiptir. Söz konusu hindi çiftliği 10 yıldır hiçbir rahatsızlığa neden olmamaktadır. Ayrıca yöremize gerek istihdam, gerekse ekonomik açıdan önemli katkılar sağlamaktadır. Bu tesisin aksine, şikayetçi vatandaşlara ait kendi işyerlerine 30 metre mesafedeki açık hayvan çifliği, kötü koku yaymakta ve sinek üremesine neden olmaktadır.”
Süt ve ürünlerini kullananlara uyarı
Bu kadarına da pes artık denecek bir uyarı. Bu bilgileri Tıp Fakültesi Biyokimya Bölümü Yrd.Dç.Dr Gülden Semavi gönderdi ve okurlarımızı uyarmamızı istedi. Bakın ne diyor: “Solitin yani melaminimsi plastik maddesi, gıdalarda hiç bulunmaması gereken tamamen kimyasal bir ajan. Nerelerde mi değerlendiriliyor? Sütlere, yoğurt ve ayranlara, yani sütün girdiği her çeşit besine katılıyor. Bu molekül su ile inanılmaz şekilde bağlanarak o ürünün kıvamını arttırıyor; tabii imalat procesleri açısından zaman kazandırıyor, gıda doğallığını kaybettiğinden son kullanım tarihi uzuyor, firmaların rekabet gücünü arttırıyor.”
“Peynir, yoğurt, hazır sütlü tatlı vb. birçok üründe kullanılabiliyor. Bu bileşik böbreklerin kanı süzmesini engelliyor, böbrek yetmezliğine ve bağlı birçok hastalığa neden oluyor. Yorgunluk hali, hafıza ve konsantrasyon bozuklukları gibi belirtilerle ortaya çıkabiliyor. Sağlığımız, geleceğimiz, çocuklarımız ve sevdiklerimiz için bu bilgileri tüm çevremize yayalım.”
Nasıl anlayacağız?
“Aldığımız süt, ayran, çikolatalı süt gibi ürünleri, bir çatal, kaşık veya bıçak gibi bir metali el yakacak düzeyde ısıtıp, istediğiniz sıvıya batırarak çalkalama hareketi yaptıktan sonra, metali çıkardığınızda birbirinden ayrılmış öbekler halinde beyaz topaklar görürseniz o üründe Solitin var demektir. Peynir vs türü ürünlerde ise üründen bir parça alarak sirkeli suya koyun, eğer sirkeli suyun üzerinde kalan beyazımsı bir tabaka görürseniz o ürün de Solitinlidir. Çikolata, gofret türü ürünlerde ise ürünü elinizle basitçe kırın, eğer kırığın her iki tarafında süt beyazı noktalar varsa o üründe de Solitin var demektir.” ;
ÇOCUK HASTANESİNİ YA KALDIRIN YA DA..
Hastasını Behçet Uz Çocuk Hastanesi’ne götüren Halide Gülerdem, “Torunumu hastaneye getirdim ve bir ara dışarıda kafeteryada bekledim. Aman Allah’ım o da ne? Bu kenti yönetenler burada yaşanan rezilliğin ya farkında değiller, ya da vurdum duymazlığa getiriyorlar? Tabii kafeteryaya geldiğime bin pişman oldum. Üşenmedim saydım ve yarım saat içinde 54 tane ESHOT otobüsü geçti. Tabii diğer araçları saymamız mümkün değil. Kantinciye sordum ve ‘Abla gece yarısına kadar burası hep böyle. Günde bin 500 civarında otobüs geçiyor. Kafeteryayı günde 2-3 kez siliyoruz. Bezlerimiz simsiyah oluyor. Ayrıca soluduğumuz zehirli gazın da haddi hesabı yok’ dedi. Şaşırdım. Önemli bir ayrıntı da gürültü kirliliğiydi. İnanın dayanılacak gibi değil. Otobüslerin egzozlarından çıkan simsiyah zehirli gazlar ve trafik sıkıştığı zaman çıkan gürültü anlatılacak gibi değil. Hastanede yatan miniklere yazık değil mi? Kent yöneticileri bu rezilliği nasıl göz ardı ediyor? Bence ya çocuk hastanesi buradan kaldırılmalı, ya da otobüsler bu yoldan geçirilmemeli” diye yetkilileri uyardı.
Baz istasyonlarına niçin göz yumuluyor
Bornova Özkanlar’dan Canan Sezgi, bazı binaların üstüne kurulan gizli “Baz” istasyonlarının sağlıklarına zarar verdiğini iletti. Okurumuz, “Son günlerde Bornova’da birçok apartmanın çatısında su deposu, güneş enerjisi panel ve depoları kuruldu. Ayrıca baca ilaveleri yapıldı. Sonradan öğrendik ki, bunların tamamı baz istasyonuymuş. Belediyemiz binalarımızda yaptığımız en ufak tadilatta tutanak tutuyor ve cezalar yazıyor. İnsan sağlığına zararlı olduğu bilimsel olarak açıklanan bu sistemlerin kurulmasına nasıl olur da göz yumulur? Bu bazlar kaldırısın” diyor.
Asit yağmuruna dikkat edelim!
TGS Yer Hizmetleri A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Kartal Özçakır‘dan şöyle bir mesajı geldi: “Acil duyurudur! Şayet bugün ve 28 Mayıs 2011 tarihleri arasında yağmur yağarsa altında kalmamaya çalışın. Normal yağmur olarak yağacaktır ama içindeki asit oranı yüksek olduğundan ileride cilt kanseri yapma olasılığı yüzde 90 olacaktır. Nasa’nın ilettiği bu açıklamayı lütfen tanıdıklarınıza duyurun”
1510 Sokak çok kötü durumda
Alsancak’ta çalışan Can Atikoğlu, “Alsancak 1510 Sokak şu anda İzmir trafiğinin yükünü çekiyor. İyi de halen çöp ve moloz dökülüyor ve Liman Caddesi’ne giriş kısmı rezil durumda. Asfaltı parçalanmış ve yağmur suyu kanallarının üstüne konulan demirler de parçalanmış durumda. Yol demeye bin şahit lazım. İzmir trafiğinin yükünü çeken bu yolun acilen bakıma alınmasını ve yolun yeniden düzenlenmesini istiyoruz” diyor.
SORUNUNA SAHİP ÇIK
Sokağınızdaki, mahallenizdeki, kentinizdeki aksaklıkları ve yaşamınızda karşılaştığınız sorunları sorumlulara duyurmak, şikayetlerinizi onlara iletmek ve çözüm bulmalarını sağlamak istiyorsanız, 0555-253 52 52 numaralı telefonumu 24 saat arayabilir; ayrıca kemal.onderoglu@milliyet.com.tr elektronik posta adresine iletebilirsiniz.
Tunca Bengin
Ateşkesleri bile insanlık dışı...
18 Ocak 2025
Didem Özel Tümer
Türkiye’nin ateşkesteki rolü: Kritik aşamalarda devreye girdi
18 Ocak 2025
Ali Eyüboğlu
Klasik müziğin yeni yıldızları
18 Ocak 2025
Deniz Kilislioğlu
Yeni Suriye’nin ordu sınavı
18 Ocak 2025
R.Hakan Kırkoğlu
Ay düğümleri Balık-Başak eksenine geçiyor
18 Ocak 2025