Sisli beyin sorunu

28 Ocak 2021

Son aylarda fazlaca dile getirilen sorunlardan birisi olan "sisli beyin", aslında tam olarak bir "hastalık" sayılmıyor. Kronik zihinsel yorgunluk, uykusuzluk, odaklanma zorluğu, unutkanlık, gerginlik, umutsuzluk zaten bir çok insanın hayatının bir döneminde ya da sürekli yaşadığı bir durum olarak karışımıza çıkıyordu. Fakat bu pandemi döneminde bu durum daha da artmaya başladı. Son zamanlarda bana da bu konuda bitkisel açıdan neler yapabiliriz şeklinde çok soru gelmeye başladı. Bu sorunu çözerken önce uykusuzluk varsa onu düzeltmek gerekir. Uyku bozukluğu tüm vücut fonksiyonlarımızı kötü etkilemektedir.


Hareketsiz yaşam

Pandemi günlerinde yasaklardan ve hareketlerimizin kısıtlanmasından dolayı evde daha çok zaman geçirir olduk. Evde geçirdiğimiz bu zamanda daha fazla çay ve kahve tüketir olduk. Çay ve kahvedeki kafein hepimizin bildiği gibi sinirleri uyararak uykusuzluk yapmaktadır. Dolayısıyla çay ve kahve tüketimini azaltmak gerekir. Ihlamur çiçeği, oğul otu (melissa officinalis), kuşburnu çaylarından da gün

Yazının Devamı

Cildi gerginleştiren 4 bitki

25 Kasım 2020

Cilt zamanla yavaş yavaş bozulur.. Dahası, yaş aldıkça cildi diri tutan bazı maddelerin üretim hızı yavaşlama eğilimindedir. Bunun için çok yaşlanmaya gerek yok. Bazen 30 yaşında da deride geriye doğru gidiş başlayabilir. Cildin genç ve gergin görünmesini sağlayan birçok doğal faktör var. Tabiat ana, cildinizin doğal yenilenme döngüsünü hızlandırmada oldukça yetenekli! Daha pırıltılı, gergin, daha sağlıklı bir ten için ona kulak vermek yeterli. Tam işlevli cilt hücrelerine sahip olmak için bazı şifalı bitkilerin özelliklerine dikkat etmelisiniz. Bu yazımda size önemli olduğunu düşündüğüm 4 doğal faktörden söz edeceğim..

Argan yağı, altın otu, aloe vera ve yeşil çay güzellik rutininizin bir parçası. Modern yaşam karmaşık, hızlı tempolu ve zorunluluklarla dolu.. Hızlandırılmış bir yaşam tarzının genellikle kişisel bakım için çok az zaman bıraktığı da bir gerçek. Ve aynı zamanda yaşanan stres de genellikle cilde yansıyor. Bu telaşlı hayat içinde nasıl daha güzel ve daha sağlıklı hissedilir?

Yazının Devamı

Sivrisinek uzaklaştırıcı

16 Temmuz 2020

Malum yaz günlerindeyiz. Bu güzel günlerde kimileri yazlıkta, bazıları tatil yörelerinde.. Henüz tatil planı yapmayanlar ise büyük şehirlerde işlerinin başında. Ama sivrisinekler malesef her yerdeler. Başta sıtma hastalığı olmak üzere sivrisineklerin yaydığı hastalıklar dünyada ölüm sebepleri arasında hep ilk sıralarda yer alıyor. Sivrisinekleri yok etmek ya da uzak tutmak için insanlar şahsi gayretler gösterirken, yerel yönetimler de ilaçlama faaliyetleri yapıyor. Sivrisinekler de bu savaşta boş durmayıp ilaçlara karşı direnç kazanıyorlar. Eskiden ilaçlama yapıldığı zaman ortalıkta uzunca bir süre hiç sivrisinek görülmezken şimdi kısa süre sonra yeniden ortaya çıkıyorlar. Son yıllarda ülkemizde daha önceki yıllarda hiç rastlanmayan batı nil vürüsü taşıyan siyah beyaz benekli değişik bir sivrisinek türü de görülmeye başladı.


Bir kaç damlası sinekleri kovar

Peki, sivrisinekleri uzak tutmak için bitkilerden faydalanabilir miyiz? Sivrisineklerin pek sevmediği bazı bitkilerin uçucu

Yazının Devamı

Korona salgını egzamayı tetikledi

4 Haziran 2020

Korona salgını yüzünden ellerimizi sürekli kolonya ve dezenfektanlarla temizlemekteyiz. Fakat alkol ve bazı dezenfektan maddeler derimizi kurutmakta ve tahriş etmekte. Yeni tip koronavirüs salgını günlerinde hayatımızın bir parçası haline gelen kolonya ve dezenfektanların egzamalı, tahrişli elleri arttırdığı ortaya çıktı. Ellerde egzama benzeri kızarıklıklar, egzama ve çatlamalar oluşmaya başladı bile. Ağır dezenfektan kullanan kişilerin yüzde 80'i olumsuz etkilendi. Çeşitli maddelere alerjik reaksiyon gösteren deriler bir çok sorunla karşılaştı. Sık el yıkamanın neden olduğu tahrişler de çok yaygın. Koronavirüse karşı korumak için kullandığımız preparatlar bir çok insanın derisini kuruttu ve yüzeylerinin koruyucu bariyerini kırdı.


Çok ağrılı derin çatlaklar

Giderek daha fazla insan ellerde kuruluk ve şiddetli kaşıntıdan şikayet ediyor. Eldivenler de sorunlara ve alerjilere neden olabiliyor. Elbette sık sık el yıkama, koronavirüs de dahil olmak üzere enfeksiyona karşı savunma ve koruma için sağlık stratejisinin kritik bir parçası. Ne var ki

Yazının Devamı

Mikrop öldürücü uçucu yağlar

19 Mart 2020

Çok sayıda uçucu yağ antiviral etkiye sahip. Virüslerle mücadelede etki sağlayanlar ve grip ya da soğuk algınlığı semptomlarında en etkili olanlar hangileri?

Uçucu yağların laboratuvarda kanıtlanmış bir "antibakteriyel" etkisi vardır. Soğuk algınlığı veya basit solunum yolu virüsleri dünya çapında en yaygın bulaşıcı hastalıktır. Bunlarla savaş için bitkileri de kullanabilirsiniz. Özellikle uçucu yağları. Yüzyıllardır bir çok hastalığın tedavisinde doğadan faydalanılmıştır. Bitkiler çay olarak içilmiş ya da macun şeklinde yenmiştir. İlkel uygarlıklarda bitki yaprakları, tohumları yakılarak çıkan dumanı ile tütsü yapılmış, "kötü ruhları, kötü enerjileri" uzaklaştırmak amaçlı da kullanılmıştır. Aslında bu bitkilerin yakılması esnasında, bitkilerde bulunan uçucu yağlar açığa çıkarak yaşam ortamlarına koku vermiştir. Sağlık dağıtan da bu yayılan koku olmuştur

Havadaki mikropları öldürür

Aynı zamanda bu uçucu yağlar havadaki mikropları öldürerek, hastaların iyileşmesine yardımcı olmuştur. Modern

Yazının Devamı

Virüslere bitkisel kalkan!

11 Şubat 2020

Hepimizin bildiği gibi,virüsler insanlık tarihi boyunca hasta eden, baş etmesi zor mikroplardır. Gözle görülmeyen bu virüslerinetkileri çok büyüktür, bazıları ise ölümcül olabilir.Antibiyotiklerin icat edilmesinden sonra bakterilere bağlı hastalıkları kolayca yenmeyi başardık ancak virüslere karşı aynı başarıyı henüz elde edemedik. Çünkü en güçlü antibiyotikler bile virüslerin karşısında etkisiz kalabiliyor.

Bağışıklık sistemini güçlendirmek
Virüslerle baş etmenin tek yolu bağışıklık sistemimizi güçlü tutmaktır. Farkındaysanız grip salgınları başladığında etrafımızdaki insanlar gripten farklı etkilenirler. Salgın dönemlerinde gribe hiç yakalanmayanlar var mesela. Kimileri çok hafif atlatır, bazıları ise hastanelik olur. Bunun sebebi herkesin bağışıklık sisteminin farklı olmasından kaynaklı... Bağışıklık sistemini güçlendirmek için size bazı bitkilerden söz edeceğim. Özellikle son 10yılda gelişmiş ülkelerde tıbbi bitkilerin kullanımı hızlandı. Bunun nedeni bu şifalı otların bağışıklık güçlendirmedeki olumlu etkilerini tıbbi otoritelerin de kabul etmesi.

Her yıl şekil değiştiriyorlar!
Grip virüsleri ve buna benzer virüsler her sene şekil değiştirerek

Yazının Devamı

Uyuz tedavisinde doğal destek

27 Ocak 2020

Bu günlerde en çok soru iletilen konulardan biri de artan uyuz vakaları. Ülkemizde son yıllarda yaşanan malum göç dalgasıyla birlikte klasik uyuz ilaçlarına dayanıklı bir uyuz türünün hızla yayılmaya başladığı düşünülmekte. Normal koşullarda, uyuz bulaştığı zaman, eczaneden alacağınız losyonu 1-2 defa sorunlu bölgeye sürerek bu rahatsızlıktan kurtulursunuz. Ama son aylarda bahsedilen uyuz problemini gidermek için bu ilaçların yeterli olmadığı görülmekte. Dayanılmaz bir kaşıntı, küçük sivilceler uyuzun ilk işaretleri olarak kendini belli eder ve tedaviye ertelemeden başlamak gerekir.

Risk faktörü kalabalık ortamlar

Şunu unutmayalım, uyuz genellikle birçok insanın kapalı bir alanda buluştuğu yerlerde ortaya çıkar. Enfeksiyon bu nedenle okulda, işyerinde, anaokullarında, bakım evlerinde, göçmen kamplarında olabilir. Birincil risk faktörü; kalabalık. Çok insanın yer aldığı mekanlar genellikle bu hastalığın odak noktası. Temasla ve kıyafetler aracılığıyla bulaşır. Uyuz ile enfeksiyon riski çok yüksek olduğundan derhal doktora gitmelisiniz. Uyuzları tedavi ederken en önemli şey parazitlerin hızla öldürülmesidir. Bunun için çeşitli ilaçlar ve size tavsiye edeceğim yardımcı

Yazının Devamı

Doğanın simyası 'Arı ekmeği'

8 Ocak 2020

Perga, arıcılar tarafından "arı ekmeği" olarak adlandırılır. O adeta Doğa'nın simyasıdır.

Son yıllarda yapılan araştırmalarla faydaları iyice ortaya çıkmaya başlamıştır. Petekli bal tüketenlerdenseniz, bazen petekleri çiğnerken ağzınıza böyle arada polenli ekşimsi değişik bir tat gelir. İşte o tat, arılar tarafından "perga" basılmış petek gözünden dolayıdır. Arılar çiçekleri dolaşıp, polen toplayıp kovana döndüğünde, daha sonra tüketmek üzere bazı petek gözlerine polen ve kendi değişik enzimleriyle yoğurduğu balı basar. Bir nevi turşu tarzında, mayalanmış, faydalı bakterilerle dolu bir besin depolamış olurlar. Bu besinle yavru arıları beslerler, bazen kendileri de beslenirler. Perga, peteklerden özel olarak geliştirilmiş şırıngaya benzer metal aletle toplanır. Toplandıktan sonra buzdolabında muhafaza edilmesi daha iyi olur. Arıların petekte toplayıp sakladığı ve aslında bir tür polen olan Perga'nın son yıllarda yapılan araştırmalarla inanılmaz faydaları ortaya çıkmaya başlamıştır.

Kas gücüyle çalışanlar için müthiş bir gıda

İçerik olarak polendeki tüm vitamin ve mineralleri ve 22 adet aminoasitleri içerir. Yani doğadaki tüm aminoasitleri içerir. Selenyum barındırır. Polenin

Yazının Devamı