İŞİD Suriye’de, El Kaide Irak’ta, her ikisi birden Libya’da, Boko Haram ve El Şabab Afrika’da terör estirip asker-sivil ayırımı yapmadan katliamlar yapıyorlar.
Genellikle kırsaldan şehre doğru bir terör kıskacı hakim bu zavallı coğrafyada.
Terör örgütleri kendilerinin yaratan ABD, İngiltere, Fransa, İsrail gibi emperyalist ülkelere iki koldan yardım edip görevlerini yerine getiriyorlar.
Birincisi, emperyalist ülkeler, zaten kendilerinin kurdukları ve sahada onlar için vekalet savaşları yürüten terör örgütlerini bahane ederek, bu ülkeleri işgal ediyorlar.
***
Yani terör örgütleri, işgalin bahanesini yaratarak bu anlamda kusursuz bir iş görüyorlar.
İkincisi, bu örgütler daha çok kırsalda faaliyet gösteriyorlar.
Bunların yarattığı terör ve yıkımdan kaçan köylüler, kırsalı boşaltarak, kendilerini daha güvenli hissettikleri şehir merkezlerine atıyorlar.
Böylece savaş bittikten sonra büyük şirketlerin emrine girmek için bekleyen tarım alanları ve su kaynakları boşalıyor.
Libya’daki terör örgütleri, desteklenmeleri karşılığında Libya’daki petrolün yüzde 35’ini Fransız şirketlere vermek üzere anlaştılar.
Bunun üzerine Fransa, NATO kararını beklemeden Libya’ya saldırdı.
Kaddafi’yi emperyalist ülkelerin yardımıyla ve demokrasi yalanıyla devirdiler, yerine de ikiye parçalanmış bir ülke koydular.
Ancak Fransa petrolden pay alamadı, çünkü terör örgütlerinin birçok şirkete ve ülkeye de söz verdikleri ortaya çıktı.
Somali 8.5 milyon nüfusa sahip bir Afrika ülkesi.
Geçmişte tarım ve ormancılık alanında kendine yeten ülkelerden birisiydi. Bugün ise resmi rakamlara göre her 4 dakikada bir kişi açlıktan ölüyor.
Çünkü son zamanlarda Somali’nin IŞİD’i haline gelen Şabab örgütü, yaptığı eylemlerle kırsalın boşalmasına neden oluyor. Sonuçta Somalili çocuklar açlıktan ölüyorlar.
Suriye’de olanlar malumunuz.
Vekalet savaşları ile 500 bin insan öldürüldü, 10 milyon insan yer değiştirdi.
5 milyon insan da Suriye dışına çıktı.
Dünyada ne kadar terörist varsa Suriye’nin başına üşüştü.
Üşüştürenler de ABD, İngiltere, İsrail ile demokrasinin “D” sinin dahi olmadığı Suudi Arabistan, Katar, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler.
***
Gerek Suriye içerisinde yer değiştiren gerekse yurtdışına gidenlerin çoğunluğu kırsal kesimden insanlar.
Bu şekilde, Suriye tarımını felce uğrattılar. Tarlalar yeni sahiplerini beklemek üzere boşaldı.
Bunun üzerine nisan ayında Birleşmiş Milletler’e bağlı Tarım ve Gıda Organizasyonu (FAO), Suriye’de göçün ancak tarımsal yatırımlarla durdurulabileceğini açıkladı.
Ben de bununla ilgili olarak yazdığım yazıda FAO’ya “dalga mı geçiyorsunuz?” dedim.
Çünkü Suriyeliler geri dönmemek üzere gittiklerine göre, boşalan toprakları kim işleyecek?
Emperyalistler ülkeler başarılı olsalardı onların büyük tarım-gıda-su şirketleri işleyecekti.
Ancak olmadı.
