KAZANANI mutlu etmeyecek bir kutuplaşma...
Kazananı olmayan bir Türkiye...
Egeli sanayici ve işadamları, yani patronların örgütü ESİAD’ın, AK Parti’nin hazırladığı “Anayasa Değişiklik Paketi” ile ilgili duyduğu endişe, bu iki cümle ile açıklandı.
Başkan Sıtkı Şükürer’in, yaptığı bu uyarıyı, “tarihi” ve “yürekli” buluyorum.
Herkesin “olumlu” ya da “olumsuz” görüşlerini, hiç bir baskı altında kalmadan seslendirmesinden yanayım.
Türkiye artık “kaçak güreşmeyi (!)” bırakmalı.
* * *
ESİAD’ın görüşlerini paylaşırsınız, paylaşmazsınız.
Başkan Sıtkı Şükürer, endişelerinde haklı.
Bir: Çok dar bir takvime sıkıştırılıyor.
İki: Bugünkü süreç ve ülkenin içinden geçmekte olduğu ortam, böyle bir anayasal değişiklik için uygun değil.
Üç: Bu noktada tarafsız Cumhurbaşkanı’nın açık önemi ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanı tarafsız olmak zorunda.
* * *
ESİAD’ın uyarısında ilginç satırbaşları var:
-Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana oluşan yönetim geleneği, eş zamanlı olarak askeri ve bürokratik bir elit yaratmış, bu elitin yeterince paylaşımcı olmaması, toplumun muhtelif kesimlerinde hep bildiğimiz rahatsızlıklara sebep olmuştur.
-Adalet ve Kalkınma Partisi 8 yıldır iktidardadır. Sosyolojik olarak, sözünü ettiğimiz bu diğer kesimin temsilcisi konumundadır.
-Gelinen nokta, ülkemiz kutuplarının giderek keskinleştiği ve güç mücadelesine girdiği bir görünüm arzetmektedir.
-Süreç referanduma giderse, çoğunluk elde edilse dahi, bunun böylesine önemli bir konu için tatmin edici düzeyde olmayacağı bellidir.
-Taslaktaki Anayasa Mahkemesi ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’yla ilgili maddeler, demokrasilerin “olmazsa olmaz” kuralı Kuvvetler Ayrılığı ilkesini sarsabilecek niteliktedir.
-Mevcut yargı düzeninin bir reform gereksinmesi açıktır. Muhalefet partilerinin bu hususta yapıcı öneri eksikliği zor anlaşılır bir durumdur.
- “KazanKaybet” üzerine kurulu hesaplaşma duygusunun, frensiz ve engelsiz bir ortamla buluşması, bünyesinde sonucu hiç kimse için hayırlı olmayacak bir toplumsal çatışmanın yolunu açma riskini barındırmaktadır.
Peki ne yapılmalı?
Sıtkı Şükürer ve ESİAD’a göre, Cumhurbaşkanı Gül, ilgili tüm siyasi parti temsilcilerini bir araya getirerek evrensel demokrasinin asgari mutabakatları hususunda, tıpkı Magna Carta gibi bir mutabakat metnini imzalatarak, rejim endişelerini, tamamen yok edemese bile, aşırı köpüklerinden temizlemelidir.
Toplum yorulmuştur.
Makul akıl daha fazla zorlanmamalıdır.
Çünkü sonuçları huzur ve istikrar vaat etmemektedir.
Kazananı olmayan bir Türkiye, hiç kimsenin isteyebileceği bir tablo değildir.
Magna Carta nedir?
Anlam olarak “büyük sözleşme” ve “büyük ferman”ı ifade eder.
1215 yılında imzalanmış bir İngiliz belgesidir. Günümüzdeki anayasal düzene ulaşana kadar yaşanılan tarihi sürecin en önemli basamaklarından birisidir. Avrupa’da demokrasiye geçişin ilk yazılı belgesi olarak kabul edilir.
İngiliz kralının bazı yetkilerinden feragat etmesini, kanunlara uygun davranmasını ve hukukun, kralın arzu ve isteklerinden daha üstün olduğunu kabul etmesini zorunlu kılar.
Vatandaşların özgürlüklerini belirlemekten çok, toplum güçleri arasında bir denge kuran Magna Carta, kralın sonsuz olan yetkilerini din adamları ve halk adına sınırlamıştır.
Magna Carta hükmü, vatandaşların hakları ve özgürlükleri açısından çok önemli kurallar getirmiş olup, hukukun üstünlüğü ilkesinin birçok ülkede yerleşmesine neden olmuştur.