‹ZMİR Büyükşehir Belediyesi, Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü aracılığıyla dün öğle saatlerinde şu duyuruyu yaptı:
“İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir’in kurtuluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında bu akşam Gündoğdu Meydanı’nda gerçekleştirmeyi planladıkları Sezen Aksu konserinin iptal edildiğini açıkladı.
Kocaoğlu’nun yaptığı açıklama şöyle;
Sevgili hemşerilerim,
İzmir olarak işgalden kurtuluşumuzun 87. yılını elbette coşkuyla kutlamak istiyoruz. Ancak ne var ki, Güneydoğu bölgemizde 7 askerimizin haince şehit edildiği, Trakya ve İstanbul’daki sel felaketinde çok sayıda insanımızın yaşamını yitirdiği bir günde, kurtuluş günümüz de olsa, eğlenmeyi içimize sindiremezdik. Bu nedenle, akşamki Kurtuluş etkinlikleri çerçevesinde düzenlediğimiz Sezen Aksu konserini, bir başka güne erteliyoruz...”
Ben ise şöyle diyorum:
Allah sevdiği “kul”un imdadına yetişirmiş (!..)
* * *
Çünkü...
İzmir’in Kurtuluş Günü‘nü Sezen Aksu ile kutlamak, bir kez daha tekrar ediyorum, yanlış bir karardı.
Kent yine bölünecekti...
Çünkü bir grup İzmirli, Aksu konserini protesto etmek amacıyla Konak Meydanı’nda alternatif bir tören yapmaya hazırlanıyordu.
Gündoğdu’da Aksu, “İzmir’in kızları ve topuk tıkırtılarını” seslendirirken, O’nlar zeybek oynayacak, harmandalı çalacak, İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunu ve laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun önünü açan bu tarihi günü, Konak’ta, Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Anıtı’nın önünde, el ele tutuşarak, “Sevgi ve Barış Çemberi” ile kutlayacaklardı.
* * *
Başkan Kocaoğlu, gerçekten hepimiz için üzücü olan, ateşi yüreklerimizi bir kez daha yakan şehit evlatlarımız ve sel felaketinde yaşamlarını yitiren yurttaşlarımızın acısı adına Aksu konserini erteledi.
Doğru olanı yaptı...
Ama, “ileri bir tarihte yapılmak üzere” dedi...
Olabilir...
Dokuz Eylül’de olmasın da, Sezen Hanım, istediği tarihte gelsin konserini versin...
Kimsenin itirazı yok...
Sezen hayranları ve O’nun gibi düşünenler (!) konserine gider eğlenirler ve “demokratik açılım” konusunda “desteklerini” verirler...
Bu günlük bu kadar...
Kısa ama öz...
Yorumu ise sizlere bırakıyorum.