Merak ettim, web sitesine girdim.
THY’ye ait sitenin, “Vizyon ve Misyon” başlıklı bölümde şunlar yazılı:
Vizyon:
Sektör ortalamalarının üstündeki büyüme trendinin sürdürülmesi,
Sıfırlanmış kaza ve kırımı,
Dünyada parmakla gösterilen hizmet anlayışı,
Düşük maliyetli taşıyıcılara denk birim maliyetleri,
Rezervasyon, biletleme ve uçağa biniş işlemlerini kendisi yapan sadık müşterileri,
Kurumdan elde edeceği yararın yarattığı katma değerle orantılı olduğunu bilen ve kendini geliştiren personeli,
Misyon:
Sivil Hava Taşımacılığı (SHT) sektöründe Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bayrak taşıyıcısı kimliğiyle; uçuş emniyeti, güvenilirliği, ürün yelpazesi, hizmet kalitesi ve rekabetçi konumu ile tercih edilen, Avrupa’nın önde gelen ve küresel ölçekte faal bir havayolu olmak.
Temel Değerler;
Dürüstlük ve adil davranma, müşteri memnuniyeti, bireye saygı, yenilikçilik, takım çalışması, liderlik, verimlilik.
* * *
Süper değil mi?
İnsanın bu yazılanları okuduktan sonra, bir Türk yurttaşı olarak Türk Hava Yolları ile gurur duyması gerekir.
Ama malesef...
Bırakın gurur duymayı, bugün ben dahil herkes, olanak bulsa Türk Hava Yolları ile uçmamak için elinden geleni yapıyor.
Çünkü artık bıktırdı...
Hani o “Temel Değerlerimiz” dedikleri maddeler var ya; hepsi boş, hepsi palavra.
Nasıl mı?
THY’de, müşteri memnuniyeti sıfır...
Dürüstlük; THY’nin hiçbir hizmetinde olmayan bir kavram.
Bireye Saygı; 100 üzerinden ancak birrrrrr...
Takım çalışması; mumla arasanız görmeniz mümkün değil.
Geriye ne kaldı?
Liderlik ve verimlilik...
Hiç kimse memnun olmadıktan, mecbur kaldığı için THY’e binmek zorunda kaldıktan sonra; lider olsa ne yazar, verimliliği yüksek olsa kime yarar?
* * *
Bıktıran rötarlar, uçağa alındıktan sonra insanları bayıltan ve sinir bozan 40-60 dakika bekletmeler, kaliteli hizmet adı altında dudak uçuklatan bilet fiyatları v.s...
Bir de buna THY Satış Büroları’ndaki “çile”leri eklemek lazım.
Ali Naili Kubalı aradı.
Sayın Kubalı, THY’nin iyi bir müşterisidir.
Dün İzmir THY Satış Bürosu’na bilet almak için gitmiş.
“Altı adet satış bankosu” var diye başlayıp, anlattı:
Sadece iki banko açıktı.
Yarım saat bekledikten sonra dayanamayıp sordum.
Bana, ‘efendim personel eksiğimiz var, o nedenle diğer satış bankolarını açamıyoruz’ dediler.
Modern bir büro yapılmış. Tıpkı bankalardaki gibi.
Girişte sıra numarası alıyorsunuz ve satış bankolarındaki yanıp sönen rakamlara göre hizmet veriliyor.
Çok güzel de. Benim sıra numaram 580’di. Ve tam 40 dakika beklediğim halde sıra bir türlü gelmedi.
Daha ne kadar bekleyeceğimi sorduğumda, cevap verme nezaketinde bile bulunulmadı.
Miles&Miles kartımla işlem yaptırmayacak olsam, çekip gidip, herhangi bir acenteden biletimi alacağım ama o da mümkün değil dediler.
Böyle hizmet olur mu?
* * *
Kubalı haklı...
Avrupa’nın en büyüğü, Dünyanın sayılı havayolu olmuşsun ama müşterini memnun etmedikten, çileden çıkartıp, isyan ettirdikten sonra bu “büyüklük” neye yarar ki?
Buna resmen, “Okyanusu aşıp, derede boğulmak” denir.
Türk Hava Yolları da böyle...
Okyanusları aşıyor ama sicim gibi akan bir derede boğuluyor...
Vah zavallım vah!...