İZMİR’DE geçen yıl tam 125 bin sürücüye “park yasağı”nı ihlal ettikleri için ceza kesilmiş...
İnanılır gibi değil...
Ama bakıyorsunuz, kent içinde, özellikle de Konak-Alsancak-Basmane Mezarlıkbaşı üçgeninde trafik de ulaşım da feci durumda (!..)
Park yasağı ihlalleri mi ararsınız, üç şeritli bulvarın iki şeridinin silme park eden araçlar tarafından işgal edildiği için trafiğin yürümediğine mi kahrolursunuz, yoksa direksiyonun başında gerilip, sinir küpü gibi araç kullandığımıza mı...
Neye yanarsanız yanın, bu işin sonu gelip, yerel yönetiminin plansızlığına, beceriksizliğine dayanıyor.
Bir kentte, araç sayısının yarısı, onu da bırakın en az üçte biri kadar açık, kapalı, katlı-katsız otopark yapmadığınız takdirde, işin içinden çıkmak mümkün değildir.
“Karada it dalaşı” yazım üzerine trafikten vekaleten sorumlu Kadir Bey, Kadir Şen aradı.
Uzunca bir süre sohbet ettik.
İlginçtir, trafik şubesi de kentteki park yasağı ihlallerinden şikayetçi.
125 bin park yasağı cezası sayısını da Kadir Bey verdi.
Hak vermemek mümkün değil...
Çünkü belli ki “ceza yazmak” da sorunu çözmüyor.
Demek ki insanlar park yeri bulamıyorlar ve ihtiyaçtan da araçlarını rastgele park etmek zorunda kalıyorlar.
Çözüm?
Kadir Şen, hiç olmazsa kent merkezi; Fevzipaşa, Gazi Bulvarı gibi üç şeritli ana arterlere kısa süreli park izni için Büyükşehir’e “parkmetre” uygulaması önerdiklerini ama kabul görmediğini anlattı.
Sizce bir işe yarar mı?
Umudum yok ama çare buysa hiçbir şey yapmamaktansa denemek lazım...
* * *
Büyükşehir, yeterli otopark üretemiyor.
Trafik polisi baş edemiyor, daha doğrusu tüm gücünü park yasağı ihlellerini önlemek için yapılacak çalışmaya veremiyor?
Peki, ne olacak bizim bu İzmir’in hali?
Bu konunun uzmanları, çözümü, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bekleyen ve kent içi trafiğin sorumluluğunu belediyelere devreden yasasının bir an önce çıkarılmasında görüyorlar.
Şehir içi trafik belediyelere devredilecek de ne olacak?
Bugünkü uygulamada; örneğin İzmir’de...
Sabah ve akşam saatlerinde trafik polisi, sabah 08 ila 10, akşam da 17.00 ila 19 arasında sıkışıklık yaşanan hassas bölgelerde görev yaparak, trafiğin akışına yardımcı oluyorlar.
Bu saat dışında trafik polisinin ikinci bir görevi var, trafik güvenliği.
Bunun için de kemer, alkol ve hız denetimleri yapmak zorundalar.
Trafik polisi kavşaklardan ve park yasağı uygulamasından ayrılınca, trafik bugünkü durumuna dönüyor.
Görev belediyelere devredilirse, örneğin trafiği kitleyen, sıkıştıran park yasağı uygulaması da bu birimin sorumluluğunda olacak.
Belki kent trafiği böylelikle biraz daha rahatlamış olacak.
Ama tekrar ediyorum.
Araç sürücüsüne park edeceği bir yer göstermediğiniz sürece, bu kentte trafiği rahatlatmanız çok zor, hatta olanaksız..
Bu böyle biline...