Yıllar önce bulaşmamaya yemin etmesem de “tövbe” demiştim ama yine dayanamadım. Bugün spor yazacağım...
İzmir, yıllardan beri Süper Lig’de temsil edilememenin sıkıntısını yaşıyor.
Son olarak Göztepe’yi 2001-2002 Sezonu’nda Lig 7’ncisi olarak bırakmıştım.
O yıl Süper Lig’e çıkan Altay ile Göztepe, 2002-2003 Sezonu’nda el ele küme düştüler.
O gün, bu gündür İzmir bir daha Süper Lig yüzü görmedi.
Altay iki kez , Karşıyaka da geçen yıl son anda kapısından döndü.
Bu yıl çok farklı bir trend yakaladık.
Süper Lig’i üç takımla; Buca, Altay ve Karşıyaka ile zorluyoruz.
Ve Buca, büyük olasılıkla doğrudan Süper Lig’e çıkan ilk İzmir takımı olacak.
Çünkü fikstür avantajı var.
Tek dezavantajı, iki İzmir takımı ve rakibi olan Altay ve Karşıyaka ile yapacağı maçlar.
Aynı sorun diğer 2’si için de geçerli.
Bunun adına “birbirini yemek(!)” deniyor.
Diğer rakiplerin; Konya, Adana, Bolu, belki de Giresun’un böyle bir derdi yok.
Ancak çare de yok...
Çıkıp iyi oynayan kazanacak.
Üç puanı alan, diğerinin ilk 6 şansını azaltacak.
Beraberlikler ise iki tarafın da işine yaramayacak, rakiplerin ekmeğine yağ sürecek.
* * *
İzmir için asıl sorun daha farklı.
Bank Asya Ligi çok zor bir maraton.
Geliri yok denecek kadar az, ama masrafları çok fazla.
Bu nedenle zorlanıyoruz.
Karabük’e bakıyorsunuz; Demir-Çelik almış götürüyor.
Konya, Bolu deseniz, belediyesi, kentin tümü, maddi-manevi arkalarında.
İzmir, bırakın desteği, takımlarına sürekli “köstek” olan bir havada.
Kusura bakmayın ama, yemin ediyorum ki geri zekalıyız(!..) bu konuda.
Taraftar falan da değiliz ha!..
Seyirciyiz, seyirci!..
Beş kuruş katkı koymadığımız gibi, eleştiren, yeren, burnumuz bir karış havada sözde canımızı vereceğimizi söylediğimiz takımlarımızı koyun gibi sadece seyreden bir kentin insanlarıyız.
Bu yetmiyormuş gibi bir de kıskancız...
Karşıyaka’da Akif Ersezgin, Altay’da Niyazi Konuşmaz...
Para yok, pul yok, bulup buluşturup, ceplerinden koyup, onun bunun kapısını çalıp, modern dilencilikle (!) hedeften kopmamaya çalışıyorlar.
Takımlarını, Süper Lig’e taşımaya uğraşıyorlar, en büyük darbeyi de yönetimleri ya da camialarından yiyorlar.
Karşıyaka bir derece de, Altay tam bir facia...
Bırakın kardeşim şu Başkan Niyazi Konuşmaz’ın yakasını.
Bu kadar dedikodu, bu kadar çekememezlik, bu kadar abuk-subuk laf getirip-götürme olur mu?
Yeter artık...
Takımınız Süper Lig’e dayanmış, siz abesle iştigal işlerle uğraşıyorsunuz.
Paranız varsa çıkarın verin, yoksa bulun, buluşturun, Niyazi Başkan’a destek olun.
Farkında mısınız; ellerini öpmeniz gereken insanların kuyusunu kazıyorsunuz.
Hem ayıp, hem günah!...
* * *
Bu kentin atanmış ve seçilmiş lideri Vali Kıraç ve Başkan Kocaoğlu’dur.
İkisine de sesleniyorum:
Buca’da, Mehmet Bektur’a, Altay’da Niyazi Konuşmaz’a, Karşıyaka’da Akif Ersezgin’e yardım etmek, İzmir adına görevinizdir. Bu kadar duyarsız kalamazsınız, kalmamalısınız!..
Bir şeyler yapmanız gerekiyor.
Bu takımlarda oynayan gencecik idealist gençler, aylardır karın tokluğuna, doğru dürüst ne prim, ne maaş ne de transfer taksidi almadan top koşturuyorlar.
Maddi olanak sağlayamıyorsanız; hiç olmazsa maçlarına giderek manevi desteğinizi esirgemeyin.
Sizde sayın milletvekilleri?
Uyumayın... Bu takımlarımıza kaynak yaratmak için biraz gayret edin.
Ve biz İzmirliler...
Böyle bir fırsat bir daha ayağımıza gelmez.
Seyirci olmayı bırakıp, taraf olalım...
Taraftar olalım, taraftarrrrrrrrrrr!..