Soru bir:
Türkiye’de 19 Temmuz 2010 günü neler oldu?
Soru iki:
Türkiye’de 20 Temmuz 2010 günü neler oldu?
Yardımcı olayım.
19 Temmuz’da; Hepsi Grubu, Kuruçeşme Arena’da erotik bir rüzgâr estirdi.
Recep İvedik namıyla maruf Şahan Bey, son yılların en şuh kadını Berrak’la balkonda çevirdiği öpüşmeli Titanic filmi için yorum yapanlara kızdı.
İbrahim Tatlıses, “Derya Tuna’yla bizi ölüm ayırır” dedi.
Aysun Kayacı, Metin Güldamlası’nı çok şeker bulduğunu ama aralarında aşk olmadığını söyledi.
Ve maalesef Bodrum’da akşamüstü partisinde alkolü fazla kaçıran bir müşteri, barın üstüne çıkıp diğer müşterilerin üstüne işedi...
20 Temmuz’da da, hayat tüm hızıyla devam etti.
Berrak, Recep İvedik’in kendisini balkonunda öptüğü evden taşınmaya karar verdiğini açıkladı.
Sevda Demirel’in sperm bankasından yaptığı alışveriş sonucu hamile kalmasına, Sağlık Bakanlığı soruşturma açtı.
Aynı renk ve desen bikiniyle Antalya’da kaldıkları lüks otelin havuzunda pişti olan sosyete güzelleri çok üzüldüler.
* * *
İki soru da kolaydı değil mi?
Gazeteler yazdı, TV’ler gösterdi.
Radyolarda konuşuldu, plajlarda anlatıldı.
İnternet, Twitter, e-mail, Facebook...
Bilmezseniz ayıp!
* * *
Üçüncü soru da şu:
Söyleyin bakalım... 19 Temmuz’u 20 Temmuz’a bağlayan gece neler oldu?
Antalya’da barlar dolup taştı.
Bodrum’a son sevgilisiyle gelen holding veliahtı, eski sevgilisiyle karşılaşınca, son sevgiliyi terk edip eski sevgiliye döndü.
Çeşme’de, Alaçatı’da, Dalyan’da, yeni trend Marina’da, yine oturacak yer yoktu.
Amerika’dan yeni dönen Burak Bey, Burdur’da kısa dönem askerliğe gitmeden önce iki Ukraynalı güzelle sabaha kadar dans etti...
Başka?
Başka ne olsun?
Ha bir de, Türkiye’nin Kuzey Irak sınırındaki Çukurca İlçesi’nde, gece 02.00 sıralarında bir grup PKK’lı, biri üsteğmen yedi askerimizi daha şehit etti.
Bu yazıyı okkalı bir ‘Yuhhh’ çekip bitirmek var ama, içimde kalmasın sizlerle paylaşayım.
Geçen yıl Bursa’da öğretmenlik yapan bir anne, çocuğu 15 günlük askerken şehit düşünce...
“Tek evladımdı; küçükken, düşüp de yaralanır diye bisiklete bile bindirmemiştim ben onu” diye ağlamıştı.
Küçükken düşüp de yaralanır diye bisiklete bile bindirmemiştim...
O gün bu gündür, bu söz, kalbime paslı bir 15’lik inşaat çivisi gibi çakıldı, kaldı.
Gönül diyor ki, şu Bodrum’da barın üzerine çıkıp kafalara işeyen adam var ya, bul getir o adamı, çıkar şöyle yüksekçe bir yere...
“Haydi” de, “Şu vurdumduymazların hepsinin tepesine fışkırt bakalım...”
Hepinize iyi pazarlar(!..)
