Balçova Çağdaş Caddesi, yıllardır sabah-akşam evime gidip geldiğim bir yoldur.
Mithatpaşa Caddesi Best Buy’ın önünden İzmir Ekonomi Üniversitesi’ne çıkan güzergahtır.
Kayınvalidem Ayşe Hanım da bu caddenin hemen girişindeki apartmanda oturuyor.
Tayfun Sokak ise çok iyi bildiğim, köşesindeki fırından sürekli alış-veriş yaptığım bir yerdi.
İki yıldır taşındığım için seyrek gidebildiğim buralarda birer gece arayla iki cinayet işlendi.
Şaşırdım.
Çünkü Balçova’nın bu bölgesi, son derece nezih, aklı-başında ailelerin oturduğu, üniversite öğrencilerinin yaşadığı, geç saatlere kadar sokaklarının cıvıl-cıvıl insanlarla dolup taştığı yerleşim alanıdır.
Ertesi gün, bu kez Fevzipaşa Bulvarı’nda bir travesti öldürülünce; “Tamam, kimse bu tetikçi, şimdi yakayı ele verir” dedim.
Nitekim de öyle oldu.
* * *
Pazartesi sabahı, yazıişleri toplantısında, Yazı Müdürümüz Çağlayan Bilgen’e ilk söylediğim şuydu:
“Göreceksin, katil cinayetlerin işlendiği bu sokaklardan birinde ya oturuyor ya da yaşıyor!...”
Mantıklı tezim şuydu:
“Cinayetlerin işlendiği sokaklara, buraları bilmeyen bir kişinin rastgele girmesi mümkün değil. Bu bölgede her sokak, bir diğeri ile kesişiyor.
Silah sesi üzerine kapıya, balkonlara çıkan ya da camlarını açan, sokaklara çıkan semt sakinlerinden, koşarken, yürürken ya da olay yerinden uzaklaşırken birilerini görmemesi mümkün değil.
O zaman tek ihtimal var.
Adam bu bölgede oturuyor, rastgele sokağa çıkıyor. Avını kısa bir süre izleyip, tek kurşunla başından vurduktan sonra, evine sığınıyor, ortalığın yatışmasını bekliyor.”
* * *
Bodrum’da önceki gece sabaha karşı ele geçirilen zanlı, son cinayetini (üçüncüyü) işlememiş olsaydı, yakalanması biraz daha zaman alabilirdi.
Azra takma adlı travesti, belki canıyla ödedi ama, polisin katil zanlısına ulaşmasına büyük katkısı oldu.
Cinayetin işlendiği bölgedeki işyerlerine ait kamera görüntüleri, satılan cep telefonu ve polisin olay yerindeki tespitleri, kriminal bulguları ve bunların değerlendirilmesi, zanlı için sonun başlangıcı oldu.
Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz’ı en başta, İzmir Polisi’ni, özellikle de Cinayet Masası ekipleri ve dedektiflerini, üstüste işlenen üç cinayetin zanlısını, 72 saat gibi inanılmayacak kadar kısa bir zaman diliminde yakaladıkları için kutluyorum.
Büyük bir başarı...
İzmir, Ercüment Müdür’e çok şey borçlu.
En yakınlarımdan biliyorum, dün sabaha kadar kentte yaşayan herkes son derece huzursuzdu.
Korkuyordu... Zorunlu olarak geç saatlerde sokaklarda yürüyenler birbirini birer “potansiyel katil” olarak görüyor, ürküyor, bir an önce varacağı yere ulaşmak için acele ediyordu.
Hiç mütevazı olmaya gerek yok.
Emniyet Müdürümüz Ercüment Yılmaz, yardımcıları, müdürleri, amirleri, polisleri, Türkiye’de bugüne kadar pek rastlanılmayan bir ekip çalışmasına imza atarak, bir ilki gerçekleştirdiler.
İzmir adına teşekkürler...