İZMİR’de yer yerinden oynuyor...
Gözaltılar, çuval çuval evraklar polis tarafından Saray’dan alınıp Organize Suçlar’a taşınıyor.
İfadeler alınıyor.
Konak’taki Büyükşehir’in önünde on binler toplanıyor.
İnsanlar, “İzmir Azizdir Aziz Kalacak” diye tempo tutuyor...
Başkanlar Kurulu’nun Başkanları, Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, Esnaf Birlikleri Başkanı Zekeriya Mutlu, Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan başta olmak üzere, neredeyse tüm sivil ve mesleki kuruluşlar ile kentin ileri gelen önemli isimleri öbek-öbek Büyükşehir’e taşınıp, “Yanınızdayız - Arkanızdayız - Size Kefiliz” diyor...
Nedense bunca yaşananlara CHP Genel Merkezi’nden “çıt” yok.
Doğrusu bunu anlamakta güçlük çekiyor, zorlanıyorum...
AK Parti İzmir milletvekili adayları Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “zamansız ve manidar” buluyor.
TBMM Başkanı M. Ali Şahin, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç benzer sözlerle operasyonun AK Parti ile bir ilgisi olmadığını söylerken, Aziz Kocaoğlu’nu suçlamaya yönelik cümleler kullanmamaya özen gösteriyorlar..
Ama, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Genel Merkezi ses bile vermiyor...
* * *
İddiaya göre, polis “hademe” kılığında ve çalışan işçi statüsünde belediyeye girip dinleme yapmış.
İzleme ve dinleme cihazlarının bu şekilde makam odalarına ve koridorlara yerleştirilmesi, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve bürokratlarının dinlenmesi bile CHP için kıyamet koparmaya yetecek bir ayrıntı değil mi?
CHP Genel Merkezi ne yapıyor?
Süreci büyük bir suskunlukla izliyor.
Bilmem Kılıçdaroğlu farkında mı?
CHP’nin bu olaydan kazançlı çıkacağı kesin.
Ama Kocaoğlu için aynı kârlılıktan söz etmek mümkün değil.
Çünkü ister istemez yıpranıyor...
* * *
Siyasette “bedel ödemek”, bu işle uğraşan herkes için geçerlidir.
Ama “bedel”; “Biri öder, biri seyreder”e dönüşürse, şık olmaz, etik olmaz...
CHP olarak “Benim Kalem” diyeceksin ya da öyle kabul edeceksin, seçimlere 40 gün kala, İzmir’in “kalbi sayılan” Büyükşehir’e bir büyük operasyon yapılacak ve bu Kale’nin Komutanı Kılıçdaroğlu olarak, olayı sadece iki satırlık açıklamayla geçiştireceksin:
“Biz Kayseri’yi gösterdik, onlar İzmir’e gitti...”
Hepsi bu kadar...
Tıpkı, CHP’nin 2011 Genel Seçim Bildirgesi Kitapçığında İzmir’e ayrılan 8 satırcık gibi...
* * *
Neden?
Atalarımız “Sükût ikrardan gelir” derler.
Yoksa siz de mi; “Ya yolsuzluk çıkarsa?” diye susuyorsunuz.
Hayır ise; o zaman başka bir hesabınız var, öyle mi?
O da mı değil?
Peki ne?