Öyle ya da böyle; bir şekilde açıklanan anketlere pek inanmam, “şüpheli” gözüyle bakarım.
Çünkü;
Bilirim ki o anket sonuçları birilerine, “Aramızda kalsın” diye gizlice sızdırılır ama asıl amaç; “Ortalık bulansın” mantığıdır.
Yerel seçim 28 Ekim 2013’e alınınca, ortalıkta anket sonuçları helvacı kağıdı gibi uçuşmaya başladı.
Herkes bir anket sonucu açıklıyor.
Amaç “üzüm yemek” değil, “bağcıyı dövmek...”
AK Parti İzmir’de bir anket yaptırmış.
Bugün seçim olsa, CHP yüzde 43.5, AK Parti yüzde 40 çıkmış!
Bir anket basına sızdırılıyorsa, anket olmaktan çıkmış demektir.
Kamuoyu araştırmaları, açıklanmak için değil, kişi ya da kurumların o anki durumunun tespiti için yaptırılır.
Amaç, eksik yanları görmek, çalışma ve öngörüleri yeniden saptamak, hedef süreci yeniden revize etmektir.
Aksi, tamamen kamuoyu oluşturmak için yapılır ki, bu ciddiye alınmaz; bir yerde kişi ya da kurumların kendilerini kandırması gibidir.
Genel ile yerel seçimler farklıdır.
İzmir’e bir bakalım:
2009 yerel seçimlerine Aziz Kocaoğlu ile giren CHP yüzde 56.7 aldı. AK Parti yüzde 30’da kaldı.
2011 genel seçimlerinde, bir önceki yerel seçimde İzmir’de tavan yapan CHP ancak yüzde 43.8 oy alabildi. AK Parti ise yüzde 37’i gördü.
Daha daha öncesi; 2007 genel seçimlerinde CHP ile AK Parti arasında İzmir’de 5 puan fark vardı.
2011’de aynı makas aralığı korundu.
Demek istediğim şu:
Kamuoyu araştırmalarında seçmene sorulan soru önemlidir.
Partilerin henüz adayları belirlenmeden yapılacak bir yerel seçim anketinde ne sorabilirsiniz?
“Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?”
Buna bir de, “CHP mi, AK Parti mi?” diye eklerseniz yanıtı bellidir:
Ya CHP ya da AK Parti...
Sonuç; aday ismi verilmeden yapılacak bir yerel seçim anketinin sonuçları, yaptıranı da kamuoyunu da gaza getirmenin ötesinde hiçbir işe yaramaz.
CHP’nin 28 Ekim 2013’te İzmir’deki en büyük handikapı, büyük umutlarla ve yüksek oy oranlarıyla sandıktan çıkan bazı belediye başkanlarının yarattığı hayal kırıklıklarıdır.
AK Parti’yi umutlandıran tek neden budur.
CHP bu sıkıntısını, “riskli” ilçelerde “aday değiştirme” yoluyla aşmayı deneyecektir.
Denemelidir de...
Bu manevra ne kadar başarı getirir; onu ancak sandıklar açıldığında görebiliriz.
Ama baştan kesin kaybetmektense, değişiklik yapılarak denemekte yarar olduğu açıktır.
Aynı sorun AK Parti için de geçerlidir.
Büyükşehir adayı kim olacak?
İlçelerde CHP’nin karşısına hangi isimler çıkarılacak?
Nitekim;
CHP ve AK Parti arasındaki genel ve yerel seçim oy farkı; iktidar partisinin İzmir’de aday belirlemede hem başarısız hem de yanlış seçim yaptığının göstergesidir.
Aynı hataya düşülürse; 2013 Ekim’i iktidar partisi için yine açık ara bir yenilgi ile sonuçlanabilir.
Kısacası; açık artırmalı anket sezonu açılsa da, sonucu, kamuoyu araştırmaları değil, aday seçimi ve sandıklar belirleyecektir.