REFERANDUM bitti ama, tartışması “tam gaz” sürüyor.
“Hayır” cephesinde CHP ve MHP kendini sorgularken, “Evet” cephesinde de Ak Parti’nin ve Başbakan Erdoğan’ın, önümüzdeki dönemde “Ne, ya da neler yapacağı” konuşuluyor.
Siyaset bilimcileri, 12 Eylül’de sandıktan çıkan yüzde 43’lük “Hayır”ı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP’ye yüzde 9-11 oranında bir ivme kazandırdığının göstergesi olarak görüyorlar.
CHP ise, böyle bir çıkışın “keyfini” yaşamayı ve geleceğe ait program ve projelerle “gündem” yaratacağına, yine parti içi çekişmelerle boğuşuyor.
Önümüzdeki genel seçimlerde bu partiden beklentisi olanlar için CHP’deki bu manzara, herkes bilmeli ki tam bir “hayal kırıklığı...”
Peki CHP neler yapmalı?
İzmir’den dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na “iadeli taahhütlü” “kişiye özel” bir “açık mektup” gönderildi.
Avukat Noyan Özkan, bu mektubun bir kopyasını da bana göndermiş.
83 yaşındaki İzmirli bir meslektaşının tespitlerinden yola çıkarak ve onun isteği üzerine yazılan bu “özel” mektup, aslında CHP’nin önümüzdeki günlerde izlemesi gereken yolu çok güzel özetliyor.
Gelin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan önce biz okuyalım.
* * *
Sn. Kemal Bey;
Dün, 83 yaşında emekli bir avukat meslektaşıma saygı ziyaretinde bulundum.
Kendisi geçtiğimiz günlerde sabah-akşam sokaklarda, HAYIR yazılı bir şapka ile dolaşıyordu.
Lafı hemen referanduma getirdi. Gözleri yaşlandı..
Ve elemle şunları söyledi:
“Noyan, ülke elden gidiyor, halk umutsuz,. CHP bir umut rüzgarı yakaladı, ama şimdi Kurultay kavgası başlattılar. Sırası mı şimdi? Olur mu böyle haksızlık? Çok üzülüyorum, lütfen tüm yaşamım boyunca oy verdiğim ve desteklediğim CHP yöneticilerine iki satır yazıver.”
* * *
Sn. Kemal bey;
Halk oylaması geride kaldı.
Önümüzde genel seçim var..
Ülkeyi, sosyal, ekonomik ve kültürel bazda felakete ve cehalete sürükleyen, kültür ve tabiat varlıklarına yalnızca rant gözlüğüyle bakan ve yağmalayan, tele kulak dinlemeleri ve yandaş basınının lekeleme/karalama kampanyaları ile “korku imparatorluğu” yaratan AKP hükümeti ve yandaşlarının sivil diktasından kurtulmamız gerekiyor.
Yurttaşlar, siyaset-tarikat-ticaret lobisinin bilinçli baskı politikaları karşısında alternatif politika ve somut projeler görmediği için yine AKP’yi tercih ediyor.
Halk oylamasında CHP isabetli bir kampanya yürütememiştir.
AKP ve Erdoğan’ın söylemlerine karşılık verilirken, Malatya’da “Özal’ın başımızın üstünde yeri vardır” söylemi ile başka bir yerde “hediye edilen av tüfeği” ile poz verilmiştir.
Diyarbakır’ın ziyaret edilmemesi büyük bir hatadır.
“Genel af” ve “türban” tartışmaları lüzumsuz ve yararsız olmuştur.
Hükümetin ve destekçi lobinin esas amacının “yargıyı ele geçirmek ve ülkeyi tek elden yönetmek (pazarlamak) olduğu” hususu kamuoyuna iyi anlatılamamıştır.
En önemli eksiklik ise, CHP’nin elinde kamuoyuna ve uluslararası kurumlara sunacağı alternatif bir anayasa paketinin olmayışıdır.
Kurultay konuşmanızda dile getirdiğiniz somut tespitlerde ilerleme sağlanamamıştır.
Örneğin, seçim barajının yalnızca yüzde 7’ye indirilmesi öneriniz samimi değildir.
Barajın en azından yüzde 3’e indirilmesi, kadın kotası konulması, seçim-halkoyu harcamalarının bir kanunla düzenlenmesi, ön seçimin zorunlu olması gibi somut taahhütlerden kaçınılmıştır.
* * *
Türkiye’nin en büyük sorunu olan “işsizlik” ve “yolsuzluk ekonomisi” karşısında CHP’nin kısa ve uzun vadedeki program ve eylem planları nedir?
Eğitim-sağlık-adalet-sosyal güvenlik projeleri nelerdir?
Sokaktaki yurttaş bu sorulara samimi, içten ve gerçekçi yanıt arıyor...
Samsun, Gaziantep, Trabzon ve Malatya gibi illerde yurttaşlar neden AKP’ye oy veriyor?
CHP-MYK ile akademisyenler, sendika-işadamı örgüt başkanları, meslek odaları, kültür ve sanat dünyası ileri gelenleri neden bir hafta Kızılcahamam’da toplantı düzenlemiyor?
Şimdiye kadar hangi baro başkanlığını, meslek odasını, sendikayı ziyaret ettiniz?
* * *
Sonuç olarak, yurt çapında düzenlenen mitingler devri bitmiştir.
Çağımız iletişim çağıdır.
CHP’nin doğru-dürüst bir internet sitesi bile yoktur. Gazetelerden genel başkanının demeçlerinden toparlanmış bir web sitesi komiktir.
Yurttaşlar, parti içi kavgalarınızdan; Gürsel Tekin ne olacak? ve kurultay çekişmelerinizden (Deniz Baykal şunu dedi, şöyle cevap verildi) bıkıp usanmıştır.
83 yaşına gelmiş emekli bir avukatı daha fazla ağlatmayın.
“Evet” oyu veren insanları hiçbir zaman küçümsemeyin.
Lütfen, Türkiye’nin siyasi gündemini artık siz tespit ediniz.
Bu nedenle, en kısa zamanda “Seçim bildirgenizi ve somut projelerinizi” yurttaşlara açıklayınız.
Sabır ve başarılar dileğiyle...