Bana, sakın ola “Sen neredeydin?” diye sormayın.
O kadar çok gitmek istedim ama, ne yazık ki olmadı.
Sevgili karım; dünyanın en güzel ikinci eşi; izin vermedi.
Oysa;
Sabahn erkenden uyandım.
Baktım saat 06.00; banyoya girdim, sinek kaydı traşımı oldum, mutfağa geçmiştim ki, güzeller güzeli Meltem Hanım, uyku mahmuru gülümsüyor.
İşte bu halini çok seviyorum diye düşünürken, “hayrola çok erkencisin. Bugün cumartesi...” diye başladı.
- Bugün 10 Kasım, dokuzu beş gece Cumhuriyet Meydanı’nda olmam lazım.
- Neden? gitmen gerekmez ki; o saatte balkona çıkıp bayrağımızın önünde saygı duruşunda bulunuruz.
- Olmaz güzelim!
- Neden, neden olmaz efendi?
- O-la-maz; çünkü sonra sıraya girip Atamızın canlı portresini canlandıracak 2400 kişiden biri olacağım.
- Ne? Nereden çıktı şimdi bu?
- Olamaz mıyım?
- Olamazsın tabi...
“Ayıp oluyor ama” dememe kalmadan, Meltem Hanım, “uyku mahmuru güzelliğinden”, “..... durumuna (söylemeye cesaret edemiyorum) geçti.
Başladı sıralamaya;
Sen daha iki gün önce doktora gitmedin mi?
Ne dedi doktorun; ayakta çok kalmayacaksın, koşmayacak, yorulmayacak, mümkün olduğunca oturacaksın diye tembihlemedi mi?
Evet...
Peki ne diye alana gidip, gazetenizden okuduğum kadarıyla 5 saat süreyle ayakta nasıl kalacaksın?
Allah korusun; ya sana bir şey olursa?
Kadın haklı ama içimden gelen “son kez dene” sesine kulak vererek:
“Olmaz bir şey, Ata’mızı bu 10 Kasım’da böyle yad edip, tarihe geçecek 2400 kişiden biri olmak istiyorum. Bunu sen değil, Allah’tan başka kimse mani olamaz” dedim demesine ama, itiraf edeyim ki, beceremedim...
Demek, “Allah’tan başka kimse” derken, yanına “Allah’tan ve Meltem’den başka” demeliymişim...
Kısacası sevgili dostlar, evden ancak 10.45 sularında falan, o da binbir tembihle, yeminler ettirilerek çıkabildim.
Tabii ki Cumhuriyet Meydanı’na gidemedim.
O 2400 kişinin içinde yer alamadım...
O’nun için, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’dan ricam şu:
23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim ya da 2013’ün 10 Kasım’ında lütfen bu projeyi tekrarlayalım.
Tek şartım var. Ben de içinde olmak koşuluyla...
Ata’mızın portresini canladıranlar / Tarih: 10.11.2012 Yer Cumhuriyet Alanı/İZMİR
* Ayşe Bozkurt: Atatürk portresinde 7A34 noktasındaydım. İzmir Kahramanlar Lions Kulübü Başkanıyım..
* Mehmet-Rengül Kaykı: Eşimle birlikte sabah 06.30 da Cumhuriyet Meydanı’nda olduk. Atatürk’ümüzün sol gözünün altındaki 8 kişilik grubun içinde çok güzel dostluklar da kurarak görev aldık. Bu onurlu etkinliği düzenleyen tüm Atatürk sevdalılarına sonsuz teşekkür ediyor ve saygılar sunuyoruz.
* Gülin Azer: Dünkü yazınızı okuyunca (ailemde de yazıyı okuyan herkesin de önerisiyle) mail atmaya karar verdim. Ama ne yalan söyleyim belki o 2400 kişiden biri olmadığı halde ben de ordaydım diyecek insanlar olabileceğini düşündüm. (Sanırım iyice paranoyak olduk) O yüzden bir de fotoğrafımı yolluyorum.
34 yaşındayım. Biyoloji öğretmeniyim. Projede numaram 6A23 idi.
Ne mutlu bana!
n Çınar Aybar: 10 Kasım 2012 günü saat 08.15’te Cumhuriyet Meydanı’nda yerimi aldım. Cumhuriyet Meydanı’na alınacak 2400 kişi için oluşturulan sırada, büyük heyecan içinde idim.
Ya içeri alınamazsam diye...
Biraz da şansımın yardımı ile 5G36 koordinatlı etiketimi aldım. İnanın o anda coşkum ve mutluluğum tavan yapmıştı.
* Suna Kılıç: Cumhuriyet Meydanı’nda yer alma şansı bulanlardan birisiyim. Oğlum ve eşim dışarıda ben içeride bu heyecanı birlikte yaşadık.
Benimle birlikte yer alan arkadaşlarımın isimlerini de gönderiyorum. Suna Kılıç (öğretmen), Türkeli (öğretmen), Ayhan Tuncay (öğretmen), Perihan Değirmenci (öğretmen)
* Gülçin Yıldıran: 2400 yürek, tek yürek olduk alanda, muhteşem bir duyguydu; anlatılmaz, yaşanır! İlk kez, bir 10 Kasım’ı bu kadar mutlu ve huzurlu geçirdim.
* Özgür Altunses: 4D29 nolu sıradaydım. Arkadaşım Ziba Türk (ismi Farsça’da güzel demek) ise 5D40 nolu sıradaydı. İkimiz de İzmir Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı son sınıf öğrencisiyiz. Ben ayrıca turist rehberiyim, anlayacağınız bu ikinci üniversitem.
* Meral Yekta Karayük: Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğrenciyim. Bu portrede bulunmak için beklediğim her saate değdi. Bu konuya yer verdiğiniz için çok teşekkürler.
* Selin Mermer: Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğrenciyim. 10 Kasım 2012 günü yapılan etkinlikte yer alanlardan biriyim, gurur duyuyorum. Sizin de yazınızda bu konuya yer vermeniz beni çok mutlu etti.
* Funda Uluçay: 2400 kişiyle o hüzün dolu günün her saniyesini gururla yaşadım. O gün ablam da benimle birlikteydi. Rica etsem portrede bulunanlan listenize ablam Seher Deniz’i de yazarsanız sevinirim.
(Not: Önü-müzdeki hafta o günü yaşayan ve Atamızın portresinde yer alan isimleri bu köşeden tek tek yazmaya devam edeceğim. Yeter ki, bana iki satır da olsa e mail gönderin...)
Mutlaka deneyin
İnanmayacaksınız ama tam 15 kilo verdim.
Alimallah tığ gibi oldum, tığ...
Sigarayı bırakalı 2 ayı geçtiği halde beni böyle “çok fit” görenler kıskançlıklarından çatlıyorlar.
Şimdi bize bir tavsiyem olacak; “ulen sen zaten obursun, ne yesen beğenirsin” dememeniz için yazıya böyle bir giriş yaptım.
Karşıyaka Belediyesi’nin Mavişehir’deki “Deniz Kent Balık Restoranı”na gitmediyseniz “kayıptasınız” derim...
Balık her yerde balık; yeter ki taze olsun, iyi pişirilsin, suyu kaçırılmasın derseniz, yanılırsınız.
Bu Deniz Kent çok farklı; tek kelimeyle muhteşem muhteşem...
Yapacağınız şu:
Karşıyaka Belediyesi Deniz Kent Restoran’ın sorumlusu, müdürü İzzet Çelik Bey’i arayacaksınız.
Yerinizi ayırtıp (rezervasyon yaptırmadan giderseniz yer bulamama ihtimali çok yüksek olacaktır) mekana girdikten sonra İzzet Bey’i göreceksiniz.
Aynen şöyle diyeceksiniz:
İzzet Bey, çok değerli ustanız Mikael Danışan’ın hazırladığı, özellikle; deniz makarnası, deniz kadayıfı başta olmak üzere sizin o özel mezelerinizden rica ediyoruz. Biraz bekleyebiliriz...
Sonra masanızı da midenizi de Mikael Usta’ya teslim edeceksiniz.
Servis tamamlanıp, tabaklarınız boşaldığında, inanın bana dua;
İzzet Çelik ve ustaların ustası Mikael Danışan’a da teşekkür edeceksiniz.