Adını çok duyuyor, hatta üye olan bir kaç isimi de biliyordum ama; kaç kişiler, ne amaçla toplanıyorlar, nasıl bir birliktelik, ne yapmak istiyorlar?
Herkes gibi benim için de bir bilinmezdi...
İzmir için Yeni Sinerjilar Enstitüsü; kısacası İzmir Enstitüsü diye bir “fikir platformu” olduğunu...
1994 yılında kurulduğunu, tam 18 yıldır İzmir’de faliyet gösterdiğini biliyor muydunuz?
Ya da hiç duydunuz mu?
O zaman dikkatlice okuyun:
İzmir Enstitüsü; İzmir başta olmak üzere, Türkiye’nin tümüne ilişkin ekonomik, sosyal ve Kültürel sorunlar için çözüm önerileri ve düşünce üreten bir fikir platformu.
Yani, ne bir vakıf ne de bir dernek...
Maddi olarak, bugüne kadar hiç bir yerden, hiç bir kuruluştan ve kişiden destek almıyor.
Tüm çalışmaları, araştırmaları üyeler kendi ceplerinden finanse ediyorlar.
Görevleri?
Proje üretmek ve önermek. Asla bir projeyi gerçekleştirmek gibi bir istek ya da arzuları yok. İlkelerine aykırı...
Enstitüsü’nün Başkanı kim?
Öyle seçilmiş bir Başkanları yok.Rotasyonla başkanlık sistemi uygulanıyor. Tüm üyeler sıra ile her ay Kurum Başkanlığı yapıyor.
Nerede toplanıyorlar?
Ayda bir kez (her ay) Ege Bölgesi Sanayi Odası çatısında...
Bu “fikir platformu” içinde yer alanların ortak özellikleri?
İzmir sevgisi ile hareket etmek. Bu oluşum ve faliyetlerden hiç bir maddi ve siyasi çıkar beklememek. Gönüllü olmak...
Bugüne kadar kimlere fikirsel destek sağlamışlar?
İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Konak, Karşıyaka, Muğla, Seferihisar, Ödemiş Belediyeleri, İZKA Kalkınma Ajansı, DPT, KOSGEB, Kültür ve Turizm Bakanlığı.
* * *
Ve İzmir Enstitüsü’nün üyeleri:
Ali Nail Kubalı, Ahmet Tükel, Deniz Taner, Enis Özsaruhan, Prof. Dr. Fazilet Vardar Sukan, Gülgün Ünal, Kemal Çolakoğlu, Moris Bencuya, Muharrem Hilmi Kayhan, Prof. Dr. Mustafa Tanyeri, Prof. Dr. Namık Çevik, Samim Sivri, Selami Gürgüç, Prof. Dr. Turhan Acatay, Uğur Yüce, Prof. Dr, Ülkü Bayındır, Yılmaz Temizocak, Sıtkı Şükürer, Önder Türkkan, Filiz Eczacıbaşı Sarper, Engin Baran...
* * *
İzmir Enstitüsü’nde her bir üyenin sorumlu olduğu alanlar var.
Üyelerin üzerinde çalıştıkları ürettikleri projeler şunlar:
İzmir’e bir Batı Anadolu Medeniyetleri Müzesi kazandırmak.
Agora ve Kadifekale projeleri.
İzmir’e bir Endüstri ve Bilim Müzesi.
KOSGEB ile, emeklilerin topluma yararlı faliyetlerinin organize edilmesi.
İzmir’de yaşayan herkesin kent ile bütünleşmesini sağlamak amacıyla önerilen “Kent Sosyal Projesi.”
Sokak Müzisyenleri’nin düzene kavuşturulması.
Kent içi turizme yönelik yürüyüş yolu projesi.
İzmir’e bir Sağlık Müzesi.
Kemeraltı Projesi.
İzmir ili Kıyı Şeridi Düzenleme Projesi.
Kent Değerlerini Koruma Projesi.
2020 EXPO Projesi.
Ege Bölgesi Jeotermal Kaynakları’nın ülke ekonomisine kazandırılması.
İzmir Caz, Kültür ve Sanat Festivali...
* * *
İzmir Enstitüsü, kent için gerçekten bir “fikir platformu...”
Her ne kadar siyasi çıkar beklenmediği ifade edilse de, bu hem doğru hem de yanlış...
Doğru; İzmir Enstitüsü’nün üyeleri hiç bir zaman herhangi bir siyasi partiden bir “makam” beklentisi içinde değiller, olmayacaklar da...
Ancak; bunun, siyasetle hiç ilgimiz yok, olmayacak da diye bir kavramı kapsamadığı da bilinmeli.
Örneğin; 2009 seçimlerinde, ekipten bir grup, Deniz Baykal ile görüşerek, İzmir’e Aziz Kocaoğlu’nun CHP’den Büyükşehir adayı yapılmasını istedi. Baskı kurdu.
Kocaoğlu’nun ikinci dönem için aday olmasında tek başlarına “etken” sayılmasalar da; Aziz Bey’e önemli bir “güç” verdikleri bilinmeli.
Göreceksiniz, önümüzdeki seçimlerde İzmir Enstitüsü’nün Büyükşehir için yine bir adayı olacaktır.
Olmalıdır da...
Yeter ki yapacakları seçim ve destekleyecekleri kişi, doğru isim olsun...